Page 116 - TÜRK MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 116

3. ÜNİTE



                  Kürsü Başı
                  Tarih boyunca kültür alanı olarak varlığını sürdüren Harput’ta var olan bu sistem, toplumsal dinamikler açısın-
               dan dikkate değer özelliktedir.
                  İktisadi, siyasi ve sosyal hayattaki bu sistemleşme, maddi ve manevi her şeyin bütününe verilen ad olarak
               tanımlanan “kültür” kavramını anlaşılabilir hâle getirmiştir. Pek çok
               durumda diri kalmayı ve sistemleşmeyi başarmış olan Harput’taki
               sanat faaliyetleri sistemli bir şekilde asırlar boyu sürerek “kürsü başı”
               geleneğini ortaya çıkarmıştır.
                  Elâzığ-Harput yöresinde mevsime göre yapılan sohbet ve eğlence
               geleneklerinin yöre halkının yaşam biçimi üzerinde önemli etkisi ol-
               muştur. Sosyal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri olan kültürel
               etkileşim, özellikle Harput gibi köklü kültüre sahip merkezlerde yaşa-
               yan topluluklarda çeşitli organizasyonlarla kendini pekiştirme fırsatı
               bulmuştur. Aynı sokakta, aynı mahallede, aynı yörede oturan insanlar   Görsel 3.5: Kürsü Başı
               bir araya gelerek hayata dair değerlendirmeler yaptıktan sonra müzik
               faaliyetiyle adeta kendilerine bir motivasyon alanı yaratmışlardır.
                  Harput müziğinin icrasında gelenek çok önemlidir. Yörede müziğe ilgisi ve yeteneği olan insanlar usta-çırak
               usulü ile “kürsü başı” sohbetlerinde veya geleneksel müzik icra ortamlarında yetiştirilmiş, eserler ağızdan ağıza,
               kulaktan kulağa  aktarılarak  günümüze kadar taşınmıştır. Köklü bir müzik geçmişi  olan Harput müzik kültürü,
               gerek yapısı gerek icra biçimi ve kuralları ile Türk müziği içinde önemli bir yere sahiptir. Kış aylarında kürsü başları,
               yaz aylarında düğünler, bağ, bahçe, kaya ve havuz başları Harput sanatçısının derdini, sevdasını ve hasretini dile
               getirdiği geleneksel sahnelerdir (Görsel 3.5).
                  Sıra Gecesi
                  Genellikle kış gecelerinde, gençlerin veya orta yaşlardaki arkadaş gruplarının, haftada bir akşam, belirli bir
               niteliğe ve düzene göre sıra ile yaptıkları toplantılara “sıra gecesi” denir.
                  Sıra gecesinin Urfa kültür hayatındaki yeri çok önemlidir. Urfalı, genç yaştan itibaren katıldığı sıra gecesi ile
               gelenek ve göreneklerini, toplulukla oturup kalkmayı, toplulukta konuşmanın adabını, büyüğe saygıyı öğrenir.
               Bu yönüyle “sıra gecesi” bir halk mektebidir.
                  Şanlıurfa’da müziğin gelişmesi, yaşatılması ve yaygınlaşmasında, yeni sanatçıların ortaya çıkışında en önemli
               faktör sıra geceleridir denilebilir. Sıra gecelerinde usta-çırak geleneği içerisinde icra edilen müzik, herhangi bir
               çalgı çalan veya türkü okuyabilen kişilerce Urfa makam geleneği içerisinde icra edilir. Müzik, faslı rast veya divan
               makamından başlayıp uşşak, hicaz ve gecenin durumuna göre diğer makamlarla devam ederek kürdi veya rast
               makamıyla son bulur. Bu makamlara göre şarkı ve türkülerin okunduğu sıra gecelerinde yer yer hoyrat ve gazel
               de okunur. Müziğe yeni başlayanlar, bu gecelerde ustaları dinleyerek müzik bilgisi ve makamları öğrenir. Bu yö-
               nüyle sıra gecelerine “halk konservatuvarı” da denilebilir. Urfa’nın yetiştirdiği Mukim Tahir, Kel Hamza, Damburacı
               Derviş, Tenekeci Mahmut, Kazancı Bedii, İbrahim Tatlıses, Mehmet Özbek, Mahmut Coşkunses gibi birçok ünlü,
               sıra gecelerinde yetişmiştir (Görsel 3.6).





















 Görsel 3.4: Yarenlik
                      Görsel 3.6: Sıra gecesi


                                                                                      TÜRK MÜZİĞİ EĞİTİM KURUMLARI  115
   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120   121