Page 121 - TÜRK MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 121
3. ÜNİTE
Enderunda bir öğrencinin müzik eğitimi en az on dört yıl sürmüştür. Bu eğitimin temelini makamsal yapı, usul
anlayışı, hanendelik, sazendelik, güfte, vezin gibi konular oluşturmuştur. Müzik eğitimi meşk usulü ile gerçekleş-
tirilmiştir. Öğrenci eğitim esnasında eserleri üstadının karşısına oturup ellerini dizlerine vurarak saz eşliğinde veya
eşliksiz bir şekilde icra etmiştir. Meşk usulü ile gerçekleştirilen müzik eğitiminin basamakları şunlardır:
• Sözlü eserlerin meşkinde eserin güftesi hoca tarafından öğrencilere yazdırılır.
• Güftenin anlamı üzerinde durularak telaffuzun doğru yapılması sağlanır.
• Eserin (sözlü veya sözsüz) icrasına başlamadan önce, eserin usulü birkaç defa hocanın gözetiminde öğrenci
tarafından vurulur.
• Eser, usul eşliğinde hoca tarafından icra edilir.
• Öğrenciye bölüm bölüm tekrar ettirilir.
• Eser öğrencinin hafızasına tamamen yerleşinceye kadar defalarca icra ettirilir.
• Bir hafta ara verdikten sonra eser tekrar meşk edilerek öğrencinin hataları ve tereddütleri hoca tarafından
giderilir.
Meşk usulü sayesinde müzik üslubu ve eserler hafızadan hafızaya aktarılarak yüzyıllar sonrasına taşınmış ve
unutulmaktan kurtarılmıştır. Türk müziği geleneğinde, hafızadaki eser sayısı sanatkârın değerlendirilmesinde
ölçü sayılmıştır. On dört yıl süren bu eğitimin sonunda sanatın bütün inceliklerini kavrayıp ustalaşan öğrenciler,
haftada iki kez gerçekleştirilen fasl-ı hümayunda (saray konseri) müzik icra etmeye hak kazanmışlardır.
BİLGİ NOTU
• Usül vurmak meşk yönteminde eserin hafızaya kazınması açısından önem taşımıştır. Eserin ezgisi,
usül vuruşlarının (darp) üzerine yazılmış gibidir. Her usülün kuvvetli ve zayıf vuruşlarının sayı ve uzun-
lukları farklıdır. Eserin melodik örgüsü de usulle ilişki hâlindedir. Ezginin her motifi, nağme ya da per-
desi, usül kalıbının bir veya birkaç vuruşuna rastlar. Usül vurulduğunda usül kalıbının içine sığdırılan
ezgiyi, besteyi hatırlamak ve hafızaya nakşetmek kolaylaşmış olur.
Enderundaki müzik eğitimi 19. yüzyılın
ilk yarısında hız kazanan Batılılaşma hareket-
lerinden ciddi ölçüde etkilenmiştir. Okulun
müzik bölümü 1833 yılında Sultan II. Mahmut
tarafından kapatılmış, saray üniversitesi olarak
tanımlanan Enderunun diğer bölümlerindeki
eğitim faaliyetlerinin sonlanması ise 1909 yılı-
nı bulmuştur.
Osmanlı Sarayı’nda kadınların müzik eği-
timine de önem verilmiştir. Kadınların müzik
eğitimi aldığı mekâna harem meşkhanesi de-
nilmiştir. Harem meşkhanesinde ders verecek
eğitimciler, Enderundaki musiki hocalarından
veya saray dışından seçilmiştir. Saz sanatçısı
olacak kadınlara ders vermesi için alanında iyi
olan üstatlar, sesi güzel ve hanendeliğe yatkın
olanlar için ise güzel sesli ve bilgili hanendeler
tercih edilmiştir (Görsel 3.12). Görsel 3.12: Daire ve çenk çalan Osmanlı kadınları
Harem meşkhanesinde; tambur, santur,
çenk, kemençe, lavta gibi çalgıların eğitimi verilmiş, 18. yüzyıldan sonra bu çalgılara keman, sine keman, kanun
gibi sazlar da eklenmiştir.
Kadınların müzik eğitimi, harem meşkhanesi haricinde hanende ve sazendelerin evlerinde de yapılmıştır. Öğ-
renilmesi zaman alan ve diğer çalgılara göre daha zor olan ney, keman, çöğür gibi çalgıların eğitimi ile sözlü mü-
zik eserlerinin öğrenildiği hanende eğitimleri, çoğunlukla bu eğitimcilerin evlerinde gerçekleştirilmiştir.
120 TÜRK MÜZİĞİ EĞİTİM KURUMLARI