Page 50 - TÜRK MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 50
2. ÜNİTE
BİLGİ NOTU
• Çin kaynaklarına göre Köktürkler Dönemi’nde birçok teorisyen, besteci ve müzisyen davet üzerine
Çin’e gitmiştir. Bu müzisyenlerin en önemlilerinden biri de Sucup Akari’dir. Sucup Akari, içinde
bulunduğu müzisyen grupla “Dunhuang” adı verilen notasyonu Çin’deki müzisyenlere öğretmiştir.
Müzik teorisyeni, şarkıcı ve berbab ustası olan Akari, Çin’de konserler ve dersler vermiştir. O dönemde
Çin’ in başkenti olan Changan’da müzik öğretimi ile ilgilenmiştir. Geliştirdiği “12 Melodi Ses Kanunu” Çin
müziğinde devrim yapmış, etkisi Japonya’ya kadar ulaşmıştır. Sucup Akari sayesinde Çin’in en büyük
ailelerinden biri olan Sui hanedanında Türk müzik sistemi yaygın bir hâl almıştır. Sucup Akari’nin Çin
müzisyenlerinin şefi unvanını alması da onun Çin müziğine etkisini gösteren bir örnektir.
Uygurlar, kendilerinden önce kurulan Köktürklerin müzik mirasını devralarak müzik kültürlerini her bakımdan
zenginleştirmiş ve geliştirmişlerdir. Bu dönemde müzik; devlet, toplum ve birey yaşamının, din ve devlet törenle-
rinin, bayram, şölen ve eğlencelerin, günlük yaşantının vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Uygurlar, yerleşik hayat
tarzını benimsedikleri için kendilerinden önceki göçebe Türk topluluklarına göre her alanda olduğu gibi müzik
alanında da ilerlemişlerdir. Bu dönemde 12 perdeli ses sistemi kökleşerek 17 perdeli Türk müziği ses sistemi için
önemli bir temel oluşturmuştur. Uygur müziği, yerleşik hayatın etkisiyle köy, kasaba ve kent yapısındaki yerleşim
yerlerine göre farklı şekillerde varlığını sürdürmüştür. Bu nedenle saray müziği, halk müziği ve köy müziği olarak
değişik türler oluşmuştur.
Uygurlar, kendileri için son derece önemli bir mevsim olan ilkbaharla alakalı türküler söylemişlerdir.
UYGUR TÜRKÇESİ TÜRKİYE TÜRKÇESİ
Yazkı bulıt yaşlap kökürep İlkbahar bulutu hayat bahşedip kükreyerek
Yağmurlar mu ol yağıdur? Yağmurlarını mı yağdırır?
Yaşı kiçig alganlarım Küçük yaştaki yiğitlerim
Yaşların mu akıdur? Gözyaşlarını mı akıtır?
Doğaçlama yöntemi bu dönemde etkin olmasına rağmen belirli kurallar çerçevesinde müzik yapma anlayışıy-
la birlikte besteleme türü ortaya çıkmış, yaygınlaşmaya ve gelişmeye başlamıştır. Birçok Uygur müzisyen, tören
müzikleri ve müzik eğitimi için Çin’e davet edilmiştir. Müzik yazısı ve nota sistemi kavramı da bu dönemde kulla-
nılmaya başlanmıştır. Uygurlar Dönemi’nde Türk müziği çok yönlü ve kapsamlı bir gelişme göstermiştir. Uygur-
larda büyük yerleşim yerlerinde müzik yapan, konser veren bireysel veya kalabalık çalgı grupları bulunmaktadır.
Uygur Devleti dağılınca bu müzik mirası Moğollarla Batı’ya ve İslam dünyasına yayılmıştır.
2.1.3. İslamiyet’in Kabulünden Önce Askerî Müzik
Türklerde askerî müzik, ordunun düzen ve disiplini bakımından çok önemlidir. İslamiyet’in kabulünden önceki
Türk devletlerinde ordunun hareketi, düzeni ve askerî taktiklerin hepsi davulla yapılmıştır. Davulların ve köslerin
gök gürlemesine benzeyen korkutucu tınıları, düşman askerinin sinir sistemini tahrip etmiş, Türk askerinin ise az-
mini ve maneviyatını güçlendirerek millî duygularını yüceltmiştir. Türkler, askerî müzik anlamında güçlü ve köklü
bir birikime sahip olduklarından bu alanda dünya tarihinin öne çıkan milletlerindendir.
Hunlar, sınırları içindeki farklı boylara, çevresindeki topluluk ve devletlere kendi müzik kültürlerini ulaştırarak
Türk müziğini yaygın bir hâle getirmişlerdir. Hun müziği, Çin müziği ile yoğun bir etkileşimde bulunmuştur. Böy-
lece Türklerle Çinliler arasında çalgı ve müzisyen etkileşimi yaşanmıştır. Tuğ takımları için icat edilen savaş boru-
ları, başta Çin olmak üzere çevre ülkelere Hun Devleti’nden yayılmıştır. Örneğin MÖ 2. yüzyılda Türk kağanının
sarayına elçi olarak yollanan Çinli bir general dönüşte tuğ çalgılarından oluşan bir takımı ülkesine götürmüştür.
General, Çin sarayında aslına sadık kalınarak yeniden kurdurduğu bu takıma Türk melodileri çaldırmıştır. Çin sı-
nırlarını koruma amaçlı görev yapan Çinli askerler, sınır boyunda yaşayan göçebe Hun kavimlerinin şarkılarını ve
şarkı söyleme biçimlerini öğrenerek bu şarkıları Çin sarayındaki büyük askerî törenlerde söylemişlerdir.
TÜRK MÜZİĞİNDE DÖNEMLER 49