Page 59 - TÜRK MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 59

2. ÜNİTE


                2.4. Osmanlı Dönemi Tanzimat Öncesi Türk Müziği

                2.4.1. Türk Müziğinin Tanzimat Öncesi Dönemdeki Gelişimi

                1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti’nde müzik, devlet ve toplum
             için vazgeçilmez bir unsurdur. Osmanlı padişahları müzikle yakından
             ilgilenmiş, özellikle II. Murat ve ondan sonra gelen padişahlar müziğe
             daha çok önem vermişlerdir (Görsel 2.24). II. Murat ilim, edebiyat ve
             sanatın tüm dallarındaki bilgin, âlim ve müzik adamlarını desteklemiştir.
             Bu  dönemde  birçok  müzik  teorisi  kitabı  yazılmış,  böylece  “Anadolu
             Edvar” geleneği başlatılmıştır.

                 BİLGİ NOTU

                 •  Edvar, kelime anlamı ile devir demektir. Müzik biliminde ise
                   Türk müziği makamlarını anlatan müzik teorisi eserlerine denir.
                   Edvar kelimesi, Safiyyüddin Abdülmümin’in  “Kitabü`l-Edvar”
                   adlı eseriyle ortaya çıkmıştır. Anadolu’da edvar geleneğinin ilk
                   ürününü Kırşehirli Yusuf Mevlevi yazmıştır.


                                                                          Görsel 2.24: II. Murat
                Osmanlı’nın en önemli eğitim kurumlarından olan Enderunda okutulan derslere müzik dersini II. Murat ilave
             ettirmiştir. Osmanlı’nın devlet yapısından imparatorluğa geçiş sürecinde birbiri ardına yapılan camiler ve tekkeler
             dinî müzik eğitiminin, Enderun ve meşkhaneler ise sanat müziği eğitiminin verildiği kurum ve kuruluşlar olmuş-
             lardır.
                Osmanlı’nın yükselme dönemi olan 15. yüzyılda, oldukça geniş topraklara sahip olunması Osmanlı İmpara-
             torluğu’yla birlikte Türk müziğine de büyük bir imparatorluk müziği niteliği kazandırmıştır. Bu dönemde Osmanlı
             padişahları, devletin diğer üst düzey yöneticileri ve din adamları ırk, dil, din ve mezhep ayrımı yapmaksızın sanatı
             ve sanatçıları koruyup desteklemişlerdir. Türk müziğinin imparatorluk dönemindeki hızlı gelişimiyle Bursa, Edirne
             ve İstanbul, önemli müzik merkezleri hâline gelmiştir. Hatta dönemin Osmanlı padişahlarının büyük bir bölümü
             ve devletin ileri gelenleri, icracı veya besteci kimliğiyle öne çıkmışlardır. Bu dönemden itibaren yaklaşık üç yüz yıl
             boyunca Türk sanat ve halk müziklerinin gerek dünyasal gerekse inançsal dallarında büyük bir gelişim ve değişim
             olmuştur. Önemli kurumlar olan Mehterhane, Mevlevihane ve Enderun, Türk müziğinin gelişiminde önemli bir
             yere sahip olmuştur. Dönemin müzik anlayışı ve eğitiminde meşk yönteminin önemli bir yeri vardır.


                 BİLGİ NOTU

                 •  Meşk ve Meşk Yöntemi: Musikide meşk, bir üstat tara-
                   fından tek başına çalınan ve okunan müzik parçasının
                   öğrenciye öğretilmesi anlamına gelir. Türk musikisinde
                   notanın kullanılmadığı zamanlarda oldukça önemli bir
                   işleve sahip olan meşk, musiki üstatlarınca devam etti-
                   rilmiş ve bu suretle belirli bazı üsluplar, asırlarca sonra-
                   ya taşındığı gibi musiki eserleri de hafızadan hafızaya
                   aktarılarak unutulmaktan  kurtarılmıştır. Türk  makam
                   müziği, icrası itibarı ile bir nüans müziğidir. Bu sebeple
                   notaya alınması sırasında nesnelleşir. Böylece icra sı-
                   rasında yapılabilecek yorumların alanı sınırlandırılmış
                   olur. Meşk, sakıncalarına rağmen özellikle Türk musiki-
                   sinin yapısına uygun icranın gerçekleşmesini sağlayan   Görsel 2.25: Meşk
                   bir eğitim biçimidir (Behar; 2003: 24) (Görsel 2.25).





           58  TÜRK MÜZİĞİNDE DÖNEMLER
   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64