Page 57 - TÜRK MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 57
2. ÜNİTE
Derin Türk kültür tarihinden beslenen halk müziği ge-
leneği, etkinliğini bu dönemde de sürdürmüş kent dışı ve
göçebe topluluklarda icra edilip gelişmiştir. Halkın bu kesi-
mi, kopuz çalan ozanlarla atalarından gelen çalıp söyleme
geleneğini sürdürmüştür. Askerî ve dinî müziğin yapıldığı
ortamlar olan tabılhane ve tekkeler, Türk sanat müziği ve
halk müziğinin kaynaştığı yerler olmuştur. Türk müziği, Bü-
yük Selçukluların egemenliği ve büyük Türk göçüyle İslam
dünyasının tamamına müzikal bir canlılık, çeşitlilik ve zen-
ginlik getirmiştir.
Büyük Selçuklu Devleti sultanları saltanat göstergesi ola-
rak nevbeti kullanmışlardır (Görsel 2.18). Nevbet müziğinde
kös, davul (tabl) (Görsel 2.19), nakkare (kase), zil (zeng), zur-
na, boru, kerrenay (Görsel 2.20), nefir, musikar (Görsel 2.21)
çalgıları kullanılmıştır.
Görsel 2.18: Nevbet
Görsel 2.20: Kerrenay
Görsel 2.19: 13. yüzyıl Selçuklularından kalma davul
Görsel 2.21: Musikar
Büyük Selçuklularda olduğu gibi Anadolu Selçuk-
luları döneminde de müzik yapan askerî topluluklar
kurulmuştur (Görsel 2.22). Selçuklu Devleti’nin resmî
törenlerini zurna, davul, boru, kös ve zil çalgılarını kul-
lanan, nevbet adı verilen topluluklar yapmıştır. Türkler
için özgürlüğü temsil eden önemli bir müzik olan nev-
betin icra ortamları; Selçuklu sultanlarının, beylerinin
saray kapılarının önü ve açık havada yapılan devlet Görsel 2.22: Hariri’nin “Makamat” adlı eserindeki 14. yüzyıl Selçuk-
törenleridir. lu Dönemi ordusunun müzik çalgıları olan boru, nakkare ve kös
56 TÜRK MÜZİĞİNDE DÖNEMLER