Page 20 - 3 Adım AYT Türk Dili ve Edebiyatı
P. 20
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 1. ADIM
6. (l) Kuyucaklı Yusuf, o zamana kadar öykü yazarı olarak bili- 9. Ben ise daima şunu söylüyorum; belirli bir türde metni beğen-
nen Sabahattin Ali’nin 1937 yılında yayımlanan ilk romanıdır. meyebilirim, bir eseri beğenmeyebilirim, bir akımı beğenme-
(ll) Eser, okuduğum Türk romanları içinde ayrıntıların en mü- yebilirim ama onu en iyi yazan adamın hakkını teslim etmem
kemmel, en ustaca kullanıldığı romanlardan biri. (lll) Sabahattin lazım. Ben bunu beğenmiyorum, bu benim anlayışıma aykırı
Ali’de inanılmaz bir gözlem gücü, inanılmaz bir bellek var; ama eğer bu anlayışın da iyisini okumak istiyorsanız, iyisini
Kuyucaklı Yusuf’ta çizdiği dünyanın böylesine renkli, sıcak öğrenmek istiyorsanız yazarın hakkını vermek lazım.
ve inandırıcı olması bence, büyük ölçüde yaşantısından ge- Bu parçada sözlerine yer verilen eleştirmenin görüşleriy-
len gözlemlere, ayrıntılara bağlı. (lV) O pek önemsizmiş gibi le aşağıdakilerden hangisi örtüşür?
görünen küçük küçük ayrıntılar, romana tam bir somutluk
A) Ne yapılırsa yapılsın eleştirinin her zaman öznel bir yanı-
kazandırıyor. (V) Birdenbire kendinizi anlatılan kasabada,
nın olduğunu ve böyle yazılması gerektiğini düşünürüm.
olayların ve insanların arasında buluveriyorsunuz; romandaki
dünya, sanki romanın çerçevesini kırıp dışarıya fırlıyor, sizin B) Yetiştiğim ve kabullendiğim değerlerden ödün vermeye-
dünyanızı renklendiriyor. rek yalnızca kendi fikirdaşlarımın eserlerini ele alıp de-
ğerlendiririm.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi kanıtlana-
bilirlik açısından diğerlerinden farklıdır? C) Kendi zevkime uygun ya da kendi zevkime aykırı bir ese-
ri değerlendirirken iyi bir sanatçı karşısında isem objektif
A) I B) II C) III D) IV E) V
olmak zorundayımdır.
D) Ait olduğum sanat grubunun ölçüleri beğenilerimi şekil-
lendirir ve incelediğim her eserde bu beğenileri ararım.
7. Yazar bulanıklığı ne kadar net anlatabilir ki? Ya da bulanıklık,
açıklıkla ve rahatlıkla anlatılabilir mi? Karanlığı anlatanın bazen E) Bir metinle ilgili “hoşlanıyorum” veya “hoşlanmıyorum”
karanlıkta kalması gerekmez mi? Ne diyordu Nietzsche “Her kim hükümlerinden biri ağır basıyorsa o eser hakkındaki dü-
canavarla dövüşmeyi göze alırsa canavar olmayı da göze alsın.” şünceme ulaşmışımdır.
Bu parçadaki altı çizili ifade ile aşağıdakilerden hangisi
aynı doğrultudadır?
A) Zorluklarla verilen mücadele her zaman yorucu ve yıpra-
tıcı olmuştur.
B) Çevrenizdeki yanlışları düzeltmeyi kendinize ilke edinme-
lisiniz.
C) Yok olan her kötülük yeni bir kötülüğün başlangıcıdır.
D) Yaşamak için bir nedeni olan herkes bir sıkıntının üste-
sinden gelir. 10. Kolombiya’da uluslararası bir film festivali vardır. Önemli ba-
kanlar, başbakan, ülkenin önde gelen bürokrat ve aydınları
E) Doğrular ve yanlışlar yoktur sadece yorumlar vardır.
ve tabii ki Gabriel Garcia Marquez de ordadır. Açılış dolayı-
sıyla konuşmalar yapılacaktır. Önce kültür bakanı çıkar:
— Sayın Marquez, başbakan ve değerli konuklar. Hepiniz
8. Romanlarında yer yer ince bir zekâdan, sevimli bir espriden doğ- hoş geldiniz.
ma olayların zaman zaman yarattığı gerilimi yumuşatan, ölçülü
Ardından konuşmasını sürdürür. Ondan sonra sazı eline baş-
bir mizah unsurunun da yer aldığını kaydetmek gerekir. Bu mi-
bakan alır:
zah unsurunu yazar, tenkit ettiği karakterleri gülünç durumlara
— Sayın Marquez, Şili devlet başkanı, kültür bakanı ve say-
sokarak hırpalamakta da başarı ile kullanır. Güçlü bir gözlemcili-
gıdeğer konuklar!
ğe dayanan bir realizmin cazip bir romantizmle karıştığı romanla-
rında, çok samimi bir üslupla çok doğal bir konuşma dilinin hâkim O da bitirir ve Şili devlet başkanı bir konuşma için çıkar:
olduğu görülür. Yazarın anlatımda ve psikolojik tahlillerdeki gü- — Sayın Marquez, Kolombiya devlet bakanı ve herkese hoş
cüne de ayrıca işaret etmek gerekir. geldiniz diyorum.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir
hangisi söylenemez? yargıdır?
A) Konuşma dilinin canlılığını yansıtmayı başarır. A) Yazınsal dilin kullanımı sanatçıya bağlıdır.
B) Eserlerinde mizah ögesi ve ince espriler yer alır. B) Sanatçılar eserleriyle topluma tercüman olurlar.
C) Eleştirdiği tipleri acımasızca yerden yere vurur. C) Bazı ülkelerde sanatçılar, herkesten önde gelmektedir.
D) Realizm ve romantizm romanlarında iç içedir. D) Başarılı yazarlar için yazma eylemi tutkuya dönüşmüştür.
E) Bozulan insani ve ahlaki değerleri konu alır. E) Devletleri yönetenler bilim ve sanata önem vermelidir.
18