Page 31 - 3 ADIM TYT FELSEFE
P. 31
FELSEFE
TYT 2.
ADIM
Felsefeyle Düşünme - 2
1. 3. Leibniz’e göre dil zihnin aynasıdır. Dil zihnin içindeki düşün-
ceyi aktarır. O, ne kadar berrak ise zihnin ürettiği düşünce
de o derece berrak olarak dile gelir. İyi düşünmek, iyi dile
getirmektir. Çünkü düşünme öncüllerden sonuca varma, ka-
nıtlama, karşılaştırma, gerekçe öne sürme gibi şeyleri içerir.
Tüm bunlar dil olmadan gerçekleşemez.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
Sahaf gezenler iyi bilirler. Bazı kitaplarda kitabı okuyan kişi- A) Dil ve düşünceyi birbirinden ayırmak mümkün değildir.
nin kendince hoşuna giden ya da katılmadığı görüşlerin, ba- B) Berrak bir düşünceye açık, sade ve berrak bir dille
zen de bilmediği sözcüklerin altını çizdiği bilinmektedir. Altı ulaşılabilir.
çizili sözcükler okur için, en belirgin anlamı çıkaran ana fikir
C) Doğru bir akıl yürütme dilin doğru kullanımı ile mümkündür.
ifadeleri de olabilmektedir. Bu şekilde okurlar kitaba dâhil ol-
maktadırlar. Okuduğunuz bir kitapta altını çizdiğiniz cümleler D) Dil, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliktir.
ve işaretlemelere yeniden döndüğünüzde göreceğiniz şey, E) Dil ve düşünce karşılıklı olarak birbirlerini geliştirirler.
altı çizili sözcüklerden daha fazlasıdır; her çizgi ve işarette
kendinizi bulursunuz.
Bu parçanın ana fikri aşağıdakilerden hangisi olabilir?
4. İnsan, kavramlara dayanarak yöneldiği şeyleri tanır ve onu
A) Altı çizili ifadeler sağlam ve ikna edici argümanlardır. bir başkasından ayırır. Her kavram aynı zamanda bir tanım
B) Kitaplardaki bilgi içerikleri ile dilsel ifadeler en dikkat çekici kümesidir. Ancak bir tanım kümesinin ifade ettiği şey, tanım-
söylemlerdir. lamada bulunduğu varlıkla birebir örtüşmez çünkü varlıklar
birçok özelliğe sahiptir ve bunların hepsinin tanımlamada
C) Kitaplardaki altı çizilen ifadeleri kişinin bakış açısı belirler.
kullanılmasının çeşitli zorlukları vardır. Bununla beraber var-
D) Okur için kitaptaki akıl yürütme biçimleri önemlidir. lıkların daha keşfedilmemiş özelliklerinin de olabileceği düşü-
E) Okur, kavramlara yazarın hangi anlamları yüklediğine nülecek olursa bu zorluğun imkânsızlık derecesinde olduğu
odaklanır. söylenebilir. Kısacası bir varlığa yahut bir nesneye ait sınırlı
bir tanım yapmak yani kesin olarak belli olan bir kavram kü-
mesiyle ifade etmek mümkün değildir. “Elma” kavramının ilk
hali belki de gözlemlenen varlığın rengi, kokusu gibi özellikle-
rine dayanarak oluşturulmuş olabilir. Ancak “elma” kavramı-
nı işaret eden varlığa yönelik deneyimin artmasıyla beraber
onun tanımı da git gide “ gülgillerden, çiçekleri pembe veya
beyaz bir ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil
2. Felsefi anlatım bazı filozoflarda aforizma da denilen, düşün- renkte, kokusu hoş, tadı ekşi veya tatlı, dokusu gevrek, ufak
celerin kısa ve öz bir biçimde anlatıldığı şekli ile ortaya çıkar. çekirdekli meyvesi”ne dönüşmüştür. Böylelikle “elma” kavra-
Bu anlatım şekline kimi zaman maksim, motto, kelam-ı kibar mının tanım kümesi genişleyerek değişmiştir. Aynı zamanda
ve ülger de denilmektedir. söz konusu dönüşüm düşüncenin gelişmesinin de kanıtı nite-
liğindedir. Dolayısıyla kavramlar gözlemlerle beraber sürekli
Buna göre aşağıdakilerden hangisi bir aforizma olarak yenilenir ve düşünce de gelişir.
değerlendirilemez?
Bu parçada dilin işlevi hakkında aşağıdakilerden hangisi
A) Onlar dans ederken görüldükleri için, müziği duyamayan- vurgulanmaktadır?
larca deli sayıldılar.
A) İletişimi sağlaması
B) Bir adamın ölçütü güçle ne yaptığıdır.
B) Düşünceleri sembolleştirmesi
C) Havanın kararması gece olduğu anlamını içinde taşır.
C) Kesin tanımlamalar yapması
D) Her şeyi bilecek kadar genç değilim.
D) Bilgileri yapılandırması
E) Sıkıcı olmanın sırrı, her şeyi söylemektir.
E) Duyguların dışa vurulması
31