Page 768 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 768
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
CEVAP ANAHTARLARI
aktarırdım. Karakterlerin psikolojilerini de yansıtarak okuyucu- Etkinlik No.: 67
ya yaşanan olayların her yönünü verirdim.
Kahraman bakış açısını kullanırdım. Çünkü olayları bizzat ben 1. Namık esaretten döneli bir ay
yaşadığım için duygularımı, gözlemlerimi ve düşüncelerimi olmuştu. Bu bir ay zarfında
okuyucuya anlatmam gerekir. Bunun anlatılması da kahraman evinden dışarıya ya iki, ya üç
bakış açılı anlatıcıyla daha uygun olur. defa çıkabildi. İstanbul ona Anlatım Özetleme,
Gözlemci bakış açısını kullanırdım. Çünkü olaylara yukarıdan korkuyla karışık bir nefret veri- teknikleri: İç çözümleme
bakan üçüncü bir göz olur, olayları tarafsız bir şekilde okuyu- yordu. Evinin haricinde artık
cuya yansıtırdım. Karakterlerin iç dünyasının nasıl olduğunu hiç birşeye aşina değildi. İçinde
okuyucuya anlatmazdım. doğup büyüdüğü bu şehri artık
ne gözleri, ne kalbi tanıyordu.
Etkinlik No.: 65
Halbuki harbin ilk senesinden
1. Metinde sıradan bir marangoz dükkânı kullanılmış olsaydı beri mütarekeyi takip eden Anlatım Öyküleme
Cabi Efendi’nin merakını çekecek bir durum ortaya çıkmaya- bütün bir yıl yalnız İstanbulun türü:
caktı. Hikâyenin olay örgüsü farklı bir şekilde gelişecek, okudu- hasretiyle yaşamıştı.
ğumuz hikâyeden apayrı bir eser ortaya çıkacaktı. 2. Karşılıklı konuşmalar metne hareketlilik verir, tek bakış açısıyla
2. Diyaloglar, metni daha akıcı hâle getirmek içindir. Kısacası okumanın getireceği monotonluğu engeller. Metin, “anlatma”
hikâyeye hareket kazandıran bir unsurdur. Monologlar ise Cabi tekniğiyle tamamlansaydı tekdüze ve sıkıcı bir anlatım olabi-
Efendi’nin duygularını ve aklından geçenleri okurun bilmesini, lirdi. Burada karşılıklı konuşma tekniğinin tercih edilmesinin
olay kahramanın dahi iyi tanınmasını sağlar. diğer bir sebebi, okuyucunun dikkatini çekmek, onu olay içinde
yaşatmaya çalışmaktır. Konuşmaya odaklanmak daha kolaydır,
3. • Ustalığına güvenen adam, her yerde keser oynatabilir. anlatıcı aradan çekildiği için okuyucunun karakterlerle empati
• Böyle bir tezgâhta keser oynatmak, akılla değil ustalıkla ilgili. kurması kolaylaşır. Neticede eserde verilmek istenen mesajın
• Yıllardır çalışıyorum, bir sıkıntı yaşamadım. Bundan sonra hislerle de algılanması sağlanır. İnsanoğlu hissettiklerinden
da yaşamam. daha çabuk etkilenir ve bunları unutmaz. Usta yazarlar bunu
gibi bir cevap vermiş olabilir. bilirler, anlatımı güçlendirmek, anlatılanı daha etkili bir şekilde
4. Cabi Efendi, olaylara şüpheyle yaklaşan, meraklı, araştırmacı aktarmak için en iyi yöntemleri seçerler.
biridir. Kendini haklı çıkarmak için tecrübelerini de kullanarak 3. Bundan dört yıl önce Mekteb-i Mülkiye’den mezun olduktan
yapmayacağı şey yoktur. Başladığı bir işi muhakkak bitirir; yani sonra Maarif’te iyi bir mevkide iş buldu. Dolgun bir maaş alıp
tuttuğunu koparır, ısrarcıdır. Ancak bazen üstüne vazife olma- konakta yaşıyor, her yönüyle rahat bir hayat sürdürüyordu. İyi
dan, hiç gereği yokken başkalarının işine karışan işgüzar biridir. kalbi, onu etrafına kolaylıkla sevdirdi. Boğaziçi mehtaplarında
5. (Cevap, öğrencinin yaratıcılık yeteneğine göre değişecektir.) kayık gezintileri, mektep arkadaşlarıyla sohbetler en sevdiği
Kuzuyu aldığı gibi fırıncıya gitti. Onu olabilecek en kısa sürede eğlencelerdendi. Büyük Harp başladığında vatan aşkıyla coşan
bu gençler, cepheye gitmeye karar verdiler. Lakin işgalci İngiliz-
pişirmesini söyledi. Kuzunun pişmesini beklemeye başladı. lerin baskınlarından birinde o da esarete mahkûm oldu.
Bir taraftan da planını adım adım uygulamanın heyecanını
yaşıyordu. Kuzu pişer pişmez onu alıp marangozun kapısına 4. “İç çözümleme” ve “iç konuşma” teknikleriyle kahramanın psi-
dayandı. Marangozun eşi kapıyı açtı. Ona kuzuyu verdi. Cabi kolojisini anlayabiliyoruz. Bu teknikler, hikâye karakterinin
Efendi, akşam yemeği için kuzuyu yiyebileceklerini söyledi. ruhsal özelliklerini okuyucuya iletmek için özellikle kullanı-
Akşam olunca marangoz, evine geldi. Sofrada kuzuyu görünce lan araçlardır. Ayrıca yazar “anlatma” tekniğiyle de kahrama-
şaşırdı. Nerden geldiğini bilmediği kuzuyu yedi ama kuzunun nın duygularıyla ilgili açıklamalarda bulunmuştur. Kahramanın
nerden gelmiş olabileceği aklından bir türlü çıkmadı. Sabaha yaşadığı ruhsal sarsıntı, okuyucu tarafından bu teknikler saye-
kadar düşünmekten uyuyamadı. Sabah işe gittiğinde keseri sinde nedenleri ve tüm boyutlarıyla algılanabilecek biçimde
sallar sallamaz keser elinden kaydı ve mermeri kırdı. Yaptığına anlatılmıştır.
kendi bile şaştı ama yapacak bir şey yoktu.
Etkinlik No.: 68
Etkinlik No.: 66
1. a) Betimleyici ifadeler:
1. Bu teknikle metindeki olayın akışı bir süreliğine kesilip kişile- • Güneş sırtın arkasındaki boşluğa gömülünce sular kara-
rin daha önce yaşadıklarının verilmesi ile şu anki durumlarının rır; yalnız yüksek kavakların dumanlı tepelerinde yap-
daha kolay değerlendirilmesi sağlanır. Ayrıca kişiler veya olay- raklar birer renkli fener gibi bir müddet aydınlık kalırdı.
lar hakkında bilgi sahibi olunur. Sonra onlar da söner; bu dar, rutubetli yer bir hamam gibi
2. Metinde diyalog tekniğinin kullanılması metne akıcılık kazan- en ufak sadayı genişleten, büyülten bir kabiliyetle sabaha
dırmıştır. Diyaloglar, metindeki kişilerin olaylara yaklaşımlarına, kadar yatağından taşan derenin şakırtısını dinlerdi.
duygu ve düşüncelerinin yansıtılmasına katkıda bulunmuştur. • Zaten akşam olmuş, harap bacanın üzerine yuva kuran
leylekler çoktan yerlerine dönerek gagalarını vurmaya
3. “Kahramanlık” temalı paragraf başlamıştı. İki dağ arasına sıkışmış sulak arazinin ufacık
Millî mücadelemizde eli silah tutan genç, yaşlı, kadın, çocuk sinekler titreyen durgun havasında bu koca kuşların şa-
tüm Türk halkı en zor şartlarda büyük fedakârlıklarla vatanları matası değirmen ve su gürültüsünü susturarak bir hamam
için savaşmışlardır. Bu vatanın her karışı “Bağımsızlık, uğruna aksiyle taşlara çarpıyor; kulakları sabunlanmış bir adamın
ölmesini bilen toplumların hakkıdır.” diyen Ata’sının izinden duyduğu uzak, fakat korkulu bir uğultu üzerinden yuvar-
giden, gözleri vatan aşkıyla ışıldayan Mehmetçiklerle doludur. lanan bir bakır tas gibi uzaklara koşuyordu.
Şanlı tarihimizin her ânı, vatanseverlik ve kahramanlık destan- Benzetme ifadeleri:
larıyla doludur.
• “İki dağ arasına sıkışmış sulak arazinin ufacık sinekler
4. Bu parçada altı çizili kelimeler çıkartıldığında metinde ayrıntılara titreyen durgun havasında bu koca kuşların şamatası de-
yer verilmeyip etkileyicilik sağlanmamış olur. ğirmen ve su gürültüsünü susturarak bir hamam aksiyle
766