Page 795 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 795

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10



                                                CEVAP ANAHTARLARI
             2.  a) Normal bir tepki gösterdiğini düşünüyorum. Çünkü Ahmet   Etkinlik No.: 180
                 Cemil; dünyasını mavi hayaller üzerine kurmuş, gerçekler-
                 den uzak kalmış, adeta bir şiir bulutuna sarınarak şiirler   1.  Metinde Rose hızla iyileşmektedir. Oliver günlerden beri unut-
                 yazmış birisidir. Gerçeklerden bu denli uzak kalan birisinin   muş olduğu bir neşeyle kalkmış ve istekle, severek çalışmaya
                 gerçeklerin acısı karşısında sinirlenmesi, kendine öfke duy-  başlamış, Rose için kuşlarının kafeslerini gene ötsünler diye eski
                 ması gayet normaldir.                        yerlerine asmış ve gene en güzel kır çiçeklerini, renk ve koku-
                  Abartılı bir tepki gösterdiğini düşünüyorum. Çünkü herkes   larıyla Rose’un içini açsınlar diye toplamıştır. Harry Maylie çi-
                 zaman zaman hayal kurar. Özellikle de genç insanlar. Her   çek meraklısı olmuş ve çiçekleri vazolara yerleştirmekte ustalık
                 hayal gerçekleşecek diye bir şey yok. Dolayısıyla Ahmet Ce-  edinmiştir. Rose’nin iyleşmesi tüm kahramanların mutlu olma-
                 mil, bu bilinçle hareket etmeli ve kendisine kızmamalı.  larını sağlamıştır.
                b) Yoruma açık bir cevaptır. Ben olsaydım; elbette üzülürdüm   2.  Yazar yaşanan olayların insanların ruh dünyalarını etkilediğini,
                 ama insanı insan yapan, geçmişte yaşadıklarıdır. Bu nedenle   kişilerin iç dünyalarında yaşananların da doğayı ve insanları al-
                 bu yaşananların bana tecrübe olarak döneceğini, beni güç-  gılama biçimlerini etkilediğini anlatmaktadır. Tasalı, karamsar,
                 lendirebileceğini düşünürdüm ve acı da olsa güçlü olmaya   olumsuz düşüncelere sahip insanlar olayları, insanları ve doğa-
                 çalışırdım.                                  yı karanlık ve kasvetli görür. Oysa metinde geçen kahramanlar
                                                              yeşil yapraklardaki çiğ tanelerini her zamankinden parlak, hafif
                c) Üzülme Ahmet Cemil! Her şeyin ilacı zamandır. Zamanla   esintinin dallarda çıkardığı hışırtının ezgisini daha tatlı, gökyü-
                 bunu da unutursun. Bu nedenle kendine zaman tanı. İnsanı   zünü daha mavi daha ışıklıydı görmektedir.
                 olgunlaştıran, hayatta yaşadığı kırıklıklarıdır. Sen istersen   3.
                 bu olumsuz durumların içinden umudunu kaybetmeyip   Okuduğumuz metinde yazar olayların içindedir. Kişilerin ruh
                 olumlu  sonuçlar, dersler, yaşamını  devam ettirecek  yeni   dünyasını bilip bize aktarabilmekte, bir mekânda yalnız olduk-
                 planlar çıkarabilirsin.Bu da geçip gidecek ve eski sayfalarda   larında orada neler yaşandığını bize anlatabilmektedir. Bunlar
                 bir anı olarak kalacak.                      bize romanın ilahi bakış açısıyla anlatıldığını göstermektedir.
             3.  Evet, etmiştir. Başta olaylar aynen bu sözdeki gibi başlamış   Böylece romanda karanlık veya okuyucunun düşüncesine bıra-
                                                              kılan noktalar çok olmamakta, okuyucu romanda ele alınanları
                ancak sonrasında farklı şekilde ilerlemiştir. Ahmet Cemil, ha-  anlatanın gözüyle algılayabilmektedir.
                yallere kendini o kadar kaptırmıştır ki gerçekleri göremez hâle   4.
                gelmiş, küçücük şeylerden bile büyük hayaller yaratmıştır. Ger-  Okuduğumuz metinde karşılaştığımız tasvirler konu üzerinde
                çeklerin zorluklarıyla karşı karşıya kaldığında ise kendini yok   tamamlayıcı bir etkiye sahiptir. Bu tasvirler yardımıyla okuyucu
                sayacak kadar yenik hissetmiş, büyük bir pişmanlık yaşamıştır.   kişilerin fiziksel ve ruhsal dünyalarını tam olarak anlayabilmek-
                                                              te, bir mekânın nasıl olduğunu zihninde canlandırabilmektedir.
             Etkinlik No.: 179                                Bu  tasvirler  romandaki  zincirin  birer  halkası  gibi  görünmek-
                                                              tedir. Böylece romanda ele alınan konunun, kişinin, olayların
             1.  Bu metnin temasının Feride ile Kâmran arasında yaşanan “aşk”   okuyucuyu şaşırtmadığını, bu tasvirlerin okuyucuyu romanda
                olduğu söylenebilir. Konusu ise araya giren tüm engellere rağ-  anlatılanlara hazırladığını söyleyebiliriz.
                men Kâmran ve Feride’nin birbirine duyduğu sevginin bitmeyip
                daha güçlü hâle gelmesidir.                 Etkinlik No.: 181
             2.  Metnin teması ile bu söz bağdaştırılabilir. Hem metnin temasın-  1.  Yaban romanında Ahmet Celal, aralarında yaşamak üzere gittiği
                da hem de bu sözde insanın söyleyemediği veya söylemeye imkân   emir eri Mehmet Ali’nin köyünde köylülerle çatışma yaşamak-
                bulamadığı duyguların zamanla daha güçlendiği anlatılmaktadır.   tadır. Bu çatışmanın bir tarafında yer alan Ahmet Celal Türk ay-
                İnsanın birini çok güçlü duygularla sevmesi için illaki sevgisini   dınlarını; çatışmanın diğer tarafında yer alan köylüler ise Ana-
                dillendirmesine ya da sevdiğinin sürekli yanında olmasına gerek   dolu halkını temsil etmektedir.
                yoktur. İnsanın duygularını içinde yaşaması o duyguların kuvvet
                bulmasına, daha coşkun hâle gelmesine imkân sağlayabilir.   2.  Ahmet Celal; bu cümlelerle Anadolu halkını anlayamaması, ay-
             3.  Bu ifade ile bütün duyguların zamanla etkisini yitirebileceği,   dınlatamaması ve halkla iletişim kuramamış olması nedeniyle
                zayıflayabileceği anlatılmaktadır. Ben bu düşünceye katılıyorum   Türk aydınını eleştirmektedir. Osmanlı Dönemi'nde Türk aydını
                çünkü bütün duygular zamanla etkisini kaybeder veya azalır.   İstanbul’u mesken edinmiş, burada kendi çevresinde yazıp çize-
                                                              rek Anadolu insanını görmeden, ona eğilmeden, halkın içinde
                Çok üzüldüğümüz bir olay düşünelim. Üzüldüğümüz olay, ertesi   bulunduğu maddi ve manevi koşulları fark etmeden yaşamıştır.
                gün ya da bir hafta sonra bizi ilk andaki kadar etkilemez. Çün-
                kü alışır ve kabul ederiz durumu. Ya da çok mutlu olduğumuz   Hâlbuki okumuş yazmış insanların halkı aydınlatmak, onları
                                                              doğru bir şekilde yönlendirmek, yaşam koşullarının iyileştiril-
                bir an… Kalbimiz yerinden çıkacakmış gibi atar, başımız döner,
                vücudumuz bile ilk anda bazı tepkiler verir ancak araya zaman   mesine katkı sağlamak gibi sorumlulukları vardır. Bu sebeplerle
                                                              aydınlardan beklenen Anadolu’ya giderek halka sahip çıkmasıdır.
                girince olayı yaşadığımız andaki tepkileri vermeyiz. Alışmışızdır
                artık duruma. Çok güçlü hissedilen duygular bile zamanla sıra-  3.  Günümüzde her ne kadar iletişim imkânları gelişmiş olsa da
                danlaşabilir çünkü.                           iletişimsizlik ve karşıdakini anlayamama günlük yaşamda en
                Ben bu düşünceye katılmıyorum çünkü duyguları taze tutan   çok karşılaşılan sorunlardan biridir. İletişimin doğru bir şekil-
                zaman değil insandır. Araya zaman ya da mesafelerin girmesi   de gerçekleşebilmesi için her iki tarafın da iletişime açık olması,
                sevgiyi eskitmez hatta bazen daha da kuvvetli kılar. Uzun yıllar   birbirini anlamaya hazır  olması  gerekir.  Bu  sebeple  kişiler  ön
                görmediğimiz bir insanın özlemi, ona duyduğumuz sevgiyi per-  yargılardan uzak, birbirini anlamaya hazır olmalı; dili doğru ve
                çinler. Örneğin ben ailemden uzak bir şehirdeyim ama onlara   etkili kullanmalı, kendisini başkalarının yerine koyabilme bece-
                duyduğum sevgi, özlemden de beslenerek her geçen gün katbe-  risine sahip olmalıdır.
                kat artıyor.
                                                            Etkinlik No.: 182
             4.  O güne kadar hislerini bu denli açık bir şekilde dile getirme fırsatı
                bulamayan Kâmran, Feride’ye duyduğu derin hisleri yitirmemek   1. a) Doğru bir davranış değildir. Tartışmadaki öfke her iki tarafa
                adına uzaklaşmak ister ve usulca yerinden kalkar. Oradan ayrıla-  da zarar verir. Özellikle öfkelenen kişinin girdiği stres, onun
                cakken Feride, Kâmran’ın kendisine beslediği bu derin sevginin   sağlığını olumsuz etkiler. Aynı zamanda öfkeyle ağızdan çıkan
                karşılıksız olmadığını, araya giren zamanın ve mesafelerin Kâm-  sözcükler karşı tarafı ciddi derecede kırabilir. Dostluklar tar-
                ran’a karşı duyduğu sevgiyi daha da güçlendirdiğini söyler. İki   tışmalardaki öfkeden dolayı büyük zarar görür.
                sevgili, sonsuza dek ayrılmamak adına birbirlerine söz verirler.

                                                                                                   793
   790   791   792   793   794   795   796   797   798   799   800