Page 108 - FELSEFE 11 BECERİ TEMELLİ ETKİNLİK KİTABI
P. 108
49 FELSEFE 11 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
şuur alanın dışına çıkmak gerek- nünden ele alınabilir. Bizler, eğer şuzdur. Nitekim dil felsefecisi
mez.” Bergson’un kendi kaynak- ortada bir metafizik bilgi olduğu- Wittgenstein,"Konuşulmayan
larına döndürmekten kastettiği na kanaat getiriyorsak bu bilginin hakkında susmak.” (Erdem,
idrakimiz, sezgiden başka bir kendisi amaç, bu bilginin algılanı- 2006, 45) argümanı ile bir bil-
şey değildir. Yani buradaki sezgi, şında kullanmış olduğumuz sez- gi kanalının daha olduğunu,
aslında bizde bulunan idrakin gisel anlamdaki yetimiz ise araç ancak dil ve mantık ile bunun
farklı bir işleyiş tarzı olmaktadır, olarak düşünülebilir. kavranmasının zor olduğunu
denilebilir. Bergson’a göre “bu (…) ima etmiştir. Somut dil man-
yeni türden bilgi”nin eseri olacak Sezgicilik (intüisyonizm), genel tık-gerçeklik sınırları zorlan-
felsefe gerek teorik gerekse pratik olarak her türlü bilginin, dolayı- dığında dolaylı olarak da olsa
açıdan bilimi tamamlayacaktır. sıyla da bilgeliğin doğrudan ya da metafiziksel ya da sezgisel bir
Bu anlamda metafizik ile felsefe dolaylı olarak entelektüel süreçle- bilginin var olabileceği husu-
bir ve aynı şey olmaktadır. Meta- re ve akıl süzgecinden geçmiş yar- sunda ipuçları vermektedir.
fizik, bilime ekranın gerisindeki gılara dayandığını savunan anla- Bilimde, sanatta, metafizikte
Düşünmekten ziyade konuşuyor,
hareket etmekten ziyade “hareket
ettiriliyor ”uz. Hür olarak hareket
etmek demek kendimize yeniden
sahip olmak, saf süreye yeniden
yerleşmek demektir.
Görsel 5.19: H. Bergson
gerçeği öğretir. Bilimsel sembol- yışa karşı cephe alarak açıklık ve kısacası hayatın her alanında
ler bize gerçeği hem gösterebilen kesinlik veren doğrudan ve ara- aslında sık sık sezgiye baş-
hem de gizleyebilen ince ve şeffaf cısız kavrayışı ön plana çıkaran vuruyoruz. Büyük icatların
bir zara benzer. Bilim ve felsefe- tavırdır. İnsanın kendisini uygun çoğunda sezgilerimizin payı
nin ayrılığı uğursuzluk getirir ve bir biçimde kullanması koşuluy- vardır. Öyleyse sezgi, kaynağı
bunların her biri kendi alanında la bilgi edinmek için doğal bir karanlık kalan ve anlaşılması
meşhurdur. yeteneğe sahip olduğunu iddia imkânsız bir bilme yolu değil-
(…) eden; insanın doğru olduklarını dir hayatın ve somut yaşantı-
Sezgisel bilgi kavramından bah- bir akıl yürütmede bulunmaksı- ların içinden çıkar. (Gündo-
ğan, 2007, 93) Daha evvel de
zın dolayımsız bir seziş, araçsız
sedince akla metafizik bilginin bir kavrayışla bildiği bazı ilkeler vurgulandığı üzere Bergson,
gelmemesi mümkün görünme- bulunduğunu iddia eden sezgici- sezginin zaman ve mekân
mektedir. Böyle bir bağlantıyı liğe göre sezgisel bilgi kesinliğin- üstü bir kavram olmadığını
çağrıştıran durum, kişiyi de saf, den ötürü, diğer bilgilerin temeli, şu sözleriyle veciz bir tarzda
apaçık bilgiye ulaştırması nede- dayanağı olmak durumundadır. ifade etmektedir: “Sezgiye
niyledir. Deneyimlerin ötesinde (Cevizci, 2005, 1428) Sezgisel varmak için duyular ve şuur
olan yani bizi aşan bilgileri ras- bilgi, tümevarımsal ya da tüm- alanının dışına çıkmaya gerek
yonel düzeyde hemen her zaman dengelimsel entelektüel çabaların yoktur.” (Gündoğan, 2007,
temellendirmek söz konusu ola- kısmen dışında içsel yetilerle ya 94)
maz. Böyle bir durumda kuşku- da içgörü dediğimiz yetiler saye-
suz imdadımıza sezgisel bilgi ye- sinde kavranan bir bilgi kanalıdır.
tişmektedir. Sezgi bilgisine olan Antik felsefeden günümüze ka- Mehmet Nuri Demir, “Henri
ihtiyacımız, aklımızın acziyet darki süreçte adını ne koyarsak Bergson’un Metafizik ve Sezgi
girdaplarına takıldığı zamanlarda koyalım (idea, ilham, metafizik, Boyutlu Epistemolojisinin Yapı
söz konusu olur. Sezginin metafi- kalp gözü), sezgicilikle dolaylı Taşları”
zikle olan ilişkisi, araç-amaç yö- ya da doğrudan muhatap olmu- eserinden alıntılanmıştır.
106
Hazırlayan: Sarper Serkan AVCI