Page 109 - FELSEFE 11 BECERİ TEMELLİ ETKİNLİK KİTABI
P. 109
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü FELSEFE 11 50
5. ÜNİTE > 20. YÜZYIL FELSEFESİ Kazanım: 11.5.3. Örnek felsefi metinlerden hareketle 20. yüzyıl filozoflarının felsefi
Alan Becerileri: Felsefi Okuryazarlık görüşlerini analiz eder. c) J. P. Sartre’ın “Varoluşçuluk” adlı eserinden alı-
nan veya derlenen bir metinden hareketle filozofun “varoluş” görüşlerinin
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi irdelenmesi sağlanır.
Etkinlik İsmi VAROLUŞÇULUK 120 dk.
Amacı J. P. Sartre’ın “Varoluşçuluk” adlı eserinden alınan veya derlenen bir metinden hareketle filozofun “varo- Bireysel
luş” görüşlerini analiz edebilme.
Yönerge Aşağıdaki metnin incelemesini yapınız.
E
! ! Etkinliği gerçekleştirmek için tkinliği gerçekleştirmek için
“
“Ekler” bölümünde verilen Ekler” bölümünde verilen
“
“Metin İnceleme” başlıklı Metin İnceleme” başlıklı
y
yönergeyi takip ediniz.önergeyi takip ediniz.
J. P. Sartre
ÇAĞDA
FİLOZOFLAR VAROLUŞÇULUK
Uğradığı bir sürü eleştiriye karşı varoluşçuluğu savunmak istiyorum bu-
rada. Bu eleştirilerden ilkine göre varoluşçuluk umutsuzluğun doğurdu-
ğu bir durgunluk, miskinlik içinde kalmaya çağırıyormuş insanları. Ona
bakılırsa kapalıymış bütün çıkar yollar, bu yüzden eyleme hiç yer yok-
muş dünyada, hareket olanaksızmış.
İşte bu durum, salt gözleyici bir fel- eleştirmen Mile. Mercieyse göre va-
sefe olmaya götürüyormuş varoluş- roluşçuluk çocuğun gülümsemesini
çuluğu. Oysa tek başına gözleyiciler bile unutmuş imiş.
bir şeye yaramazmış. Üstelik sonun-
da burjuva felsefesine sürüklermiş
kişiyi. Bunlar, özellikle komünistle- KATOLİKLERİN ELEŞTİRİLERİ Varoluş
rin öne sürdükleri eleştirilerdir. Katolikler ise şöyle eleştiriyorlar
bizi: Güya biz gerçekliği tanımıyor,
insanların girişimlerinin ciddiliğini özden
MARKSÇILARIN ELEŞTİRİLERİ inkâr ediyormuşuz. Oysa, Tanrı’nın önce gelir.
Ayrıca varoluşçuluk, insanın hep buyurularını ve sonrasızlığa ulaşmış
kötü yanlarına basıyormuş parma- değerleri ortadan kaldırınca gerek-
ğım, hep düşkünlüklerini anlatıyor- sizlik ve boşluktan başka bir şey
muş. Kirli, bulanık, karanlık olanı kalmazmış geride. O zaman, herkes
gösteriyormuş hep. Her yerde bun- başıboş kaldığından her istediğini
ları seriyormuş gözlerimizin önüne. yapar, kimse de başkalarının yanlış
Gülen güzellikleri, insan doğası- görüşlerini, kötü edimlerini yargıla-
nın ışıklı, umutlu yanlarını gölgede yamaz, suçlayamazmış.
bırakıyormuş. O kadar ki Katolik
107