Page 110 - FELSEFE 11 BECERİ TEMELLİ ETKİNLİK KİTABI
P. 110
50 FELSEFE 11 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
KÖTÜMSERLİK VE VAROLUŞ- akım da bulunmadığı için olacak, esinlenen (ilham alan) bir za-
ÇULUK aylaklık ve rezalete düşkün kimse- naatçı yapmıştır. Zanaatçı onu
Her şeyden önce şunu söyleyelim: ler, varoluşçuluğa dört elle sarıldı- yaparken bir yandan kâğıt ke-
Varoluşçuluk deyince insanın ya- lar. Oysa bu felsefe hiçbir şey ge- seceği kavramına, öbür yan-
şamasına yol veren ve her gerçeğin, tirmiyor onlara. Çünkü rezalete en dan da bu kavramla birleşen
her eylemin bir çevreyi, bir insan- az elverişli bir öğretidir o. Oldukça bir üretim tekniğine, bir yapış
cıl öznelliği kucakladığını gösteren kuru ve sıkı bir öğreti. Daha çok reçetesine başvurur. Böylece
bir öğreti (doktrine) anlıyoruz. uzmanlara ve filozoflara özgü bir kâğıt keseceği hem belli bir bi-
Bilindiği gibi bize yapılan en zorlu öğreti... çimde yapılmış bir nesne, hem
saldırı insan hayatının sözüm ona de belli bir işe yarayan bir eşya
hep kötü yanları üzerinde durmuş İKİ TÜRLÜ VAROLUŞÇU OKUL olur. Neye yaradığını bilmeden
olmamızdır. Geçenlerde bir kadını VARDIR kâğıt keseceği yapmaya kalkan
anlattılar: Hatuncağız sinirlenince bir kimse tasarlanamaz. Bu
ağzından uygunsuz bir söz kaçır- Öyledir ama yine de kolayca ta- demektir ki kâğıt keseceğinin
“İnsan kendi kendini seçer.” dedi-
ğimizde her birimizin kendi ken-
dini seçmesini anlıyoruz bundan.
Ama insan kendi kendini seçer-
ken bütün insanları da seçer.
Görsel 5.20: J.P. Sartre
mış. Bunun üzerine utanmış, özür nımlanabilir bu öğreti. İşlerin özü (yani onu yapmayı ve ta-
dilemiş, “Ben de varoluşçu mu olu- bunca karışması, iki çeşit varoluş- nımlamayı sağlayan reçetele-
yorum ne!” demiş. Görüyorsunuz çu bulunmasından geliyor: Birinci rin, tekniklerin, niteliklerin
ki her çirkinlik, her bayağılık varo- çeşit varoluşçular, Hristiyan varo- hepsi) onun darlaşmasından
luşçuluğa yapıştırılıyor artık. luşçulardır. Katolik mezhebinden önce gelir. Karşımda şöyle bir
Karl Jaspers ile Gabriel Marcel kitabın ya da böyle bir kâğıt
bunlardandır. İkinci çeşit varoluş- keseceğinin bulunuşu önceden
VAROLUŞÇULUK MODASI çular ise tanrı tanımaz varoluşçu- belirlenmiştir. Burada dünya-
Varoluşçuluk nedir? lardır. Bunlar arasında Heidegger’i, nın teknik görümü ile karşı-
Bu sözcüğü kullananların çoğu, Fransız varoluşçularını ve beni laşıyoruz. Bu görüme bakarak
onu savunurken oldukça güçlük sayabilirsiniz. Bu iki kolu birleş- “Yapış, varoluştan önce gelir.”
çekiyorlar şimdi. Çünkü bu söz- tiren ortak yan, her ikisinin de şu diyebiliriz. Yaratıcı bir Tanrı’yı
cük moda oldu artık. O kadar ki, düşünceyi benimsemiş olmasıdır: bile çoğu zaman yüksek bir za-
Clartes’nin dedikodu yazarı bile “Varoluş özden önce gelir.” İster- naatçı gibi tasarlarız. Tanrı’yı
fıkrasının altına “Varoluşçu” diye seniz buna “Öznellikten hareket zanaatçıya benzetiriz. Benim-
imza atıyor, falanca ressamın ya etmek gerekir.” de diyebilirsiniz. sediğimiz öğreti hangisi olur-
da müzikçinin bile varoluşçu ol- sa olsun -ister Descartes’ınki
duğundan dem vuruluyor. Hem de VAROLUŞ ÖZDEN ÖNCE isterse Leibniz’inki gibi bir öğ-
büyük bir sevinç duyuluyor bunun GELİR reti olsun- yine de biz iradenin
söylenmesinden. Diyeceğimiz, az çok anlakı (mudrikeyi) izle-
varoluşçuluk sözcüğü öylesine ya- Peki, ne demektir bu? Ne anlamalı- diğini, hiç olmazsa onunla bir-
yıldı, anlamı öylesine genişledi ki yız bu sözden? likte yürüdüğünü kabul ederiz.
artık hiçbir anlamı kalmadı desek Yapılmış bir nesneyi, söz gelişi bir
yeridir. Görünürde gerçeküstücü- kitabı ya da bir kâğıt keseceğini ele Sartre, “Varoluşçuluk” adlı eserin-
lüğe (sürrealizm) benzer bir öncü alalım. Bu nesneyi bir kavramdan
den alıntılanmıştır.
108
Hazırlayan: Sarper Serkan AVCI