Page 52 - FELSEFE 11 BECERİ TEMELLİ ETKİNLİK KİTABI
P. 52

21       FELSEFE 11                                        Ortaöğretim Genel Müdürlüğü



          »  Evvela vücudunun tam ve her uzvunun kıvamında olması lazımdır ki vazifesini kolayca yapsın.

          »  Sonra kendisine söylenen her şeyi tabiatıyla iyi kavrayıp anlaması lazımdır ki hem söyleyenin maksadını
             hem konu “mevzu”u olan şeyi olduğu gibi anlasın.
          »  Sonra hafızası kuvvetli olmalı ki anladığı, gördüğü, işittiği ve sezdiği her şeyi iyi bellesin ve unutmasın.

          »  Sonra uyanık ve zeki olması lazımdır ki gördüğü en ufak delili anında fark edip yerinde kullanmasını bilsin.

          »  Sonra güzel konuşmasını bilmeli ki zamirindeki her şeyi açıkça izah etsin.


          »  Sonra öğretmeyi ve öğrenmeyi sevmesi, buna kendini kaptırmış olması ve her şeyi kolayca öğretmesi lazım-
             dır ki öğretme ve öğrenme yorgunluktan ona ne ıstırap versin ne de vücudunu hırpalasın.
          »  Sonra yemeye, içmeye (...) düşkün olmaması ve tabiatıyla oyundan sakınması lazımdır.

          »  Sonra doğruluğu ve doğruları sevmesi, yalandan ve yalancılardan nefret etmesi lazımdır.

          »  Sonra ulu olması ve ululuğu sevmesi lazımdır ki utandırıcı şeylere düşmesin ve tabiatıyla hep yüksek şeyleri
             arasın ve gümüşle altın gibi şeylere ve diğer dünyalıklara göz koymasın.
          »  Sonra adaleti ve adalet ehlini sevmesi, istibdattan, zulümden ve zalimlerden nefret etmesi lazımdır ki hem
             kendi akrabasından hem başkalarından hak arasın, onları hakka davet etsin, istibdat kurbanlarının imdadı-
             na yetişsin, iyi ve güzel bildiği her şeyi desteklesin.
          »  Sonra mutedil mizaçta olmalı ki kendisinden adalet istendiği zaman şiddet göstermesin, titizlik ve aksilik
             etmesin; fakat istibdada ve kötülüğe davet edildiği zaman şiddet ve aksilik göstersin.
          »  Sonra büyük bir azim ve irade sahibi olmalı ki zaruri bulduğu şeyleri gerçekleştirmek hususunda cesaret
             göstersin, korkak ve yahut yumuşak olmasın.

           veya beşini kendinde toplarsa reis olur. Böyle bir adama hiç rastlanmazsa o şehrin riyasetine gelmiş olan ilk reis
           ile haleflerinin verdikleri şeriat ve sünnetler muhafaza edilirler, daha sonraki reisin de doğuşunda ve çocuklu-
           ğunda zikrettiğimiz şartların bulunması lazımdır. Büyüdüğü zaman onda da altı özellik bulunmalıdır.



           1.  Hâkim olması lazımdır.                    4.  Eskilerin tabiatıyla meşgul olamadıkları hazır
                                                            meseleler hakkında iyi hükümler verebilmesi için
                                                            kuvvetli istibdatlarda bulunması (…) lazımdır.
          2.  Ondan önce gelenlerin şehre verdikleri kanun ve   5.  Eskilerin şeriatlarını ve onların izlerinden giderek
             düsturları bilip bellemesi ve bütün işlerinde onla-  kendisinin istibdat ettiği kanunları iyi konuşarak
             rın izinden bu kanunlar mucibince hareket etmesi   öğretebilmesi lazımdır.
             lazımdır.
          3.  Eskilerin kanuna bağlamadıkları hususlar hakkın-  6.  Harp yorgunluklarına bedenen mütehammil ol-
             da iyi istibdatlarda bulunması ve istibdatlarında   ması ve harp sanatının esaslı ve tali özelliklerini
             eskilerin izinden yürümesi lazımdır.           bilmesi lazımdır.


           Eğer bu şartlan kendinde toplayacak tek kişi bulunmayıp iki kişi bulunursa ve bunlardan biri hâkim olur, diğeri
           de öteki şartlara haizse her ikisi de reis olurlar.
           Eğer bu şartlar muhtelif kimseler arasında dağılmış bulunursa ve bunların birincisinde hikmet, ikincisinde ikin-
           ci şart üçüncüsünde üçüncü şart, dördüncüsünde dördüncü şart, beşincisinde beşinci şart, altıncısında altıncı
           şart bulunursa ve bunlar birimleriyle anlaşmış ve uzlaşmış olurlarsa hepsi de üstün reis olurlar.
           Fakat hikmet riyasetin şartı olmaktan çıktığı gün -diğer şartlar bulunmuş olsa da- fazıl şehir kralsız kalır. Şehri
           idare eden reis kral olmayınca şehir tehlikeye maruz olur. Kendisine teslim olacak bir hâkim bulmayan şehir,
           gecikmez yıkılır.
                                                           Fârâbî, “el-medînetü’l fâzıla” adlı eserinden alıntılanmıştır.




          50
                                                   Hazırlayan: Ziver Murat ARKUT
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57