Page 590 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 590

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11                          Ortaöğretim Genel Müdürlüğü


                                             CEVAP ANAHTARLARI
               Hayır. Sanatçı bireysel duyarlılıkla eser verebilir, toplum so-  2.  Öğrencinin bilgi birikimine ve yorum yeteneğine göre cevaplar
               runları ile ilgilenmek bunları dile getirmek zorunda değildir.   değişiklik gösterebilir. Aşağıdaki gibi bir cevap verilebilir.
               /Sanatçının görevi ahlaksal, dinsel, siyasal fikirlerin dışında
               güzellik yaratmak, okuyucuda estetik beğeni uyandırmaktır.  İçinde maceranın olmadığı bir hayat tekdüze bir özellik arz
                                                            eder. İnsanların ekstrem sporlara meyletmesinin bir sebebi
             b)  Ahmet Muhip Dıranas’ın devrin şiir geleneğinden beslendi-  de budur: Günlük hayatlarında bulamadıkları heyecanı başka
               ğini, toplumsal sorunlara uzak kaldığını, eski kalıplar içinde   şeylerde aramak. Müzik, insanı fiziki olmasa da ruhen çeşitli
               yeni bir anlatım peşinde olduğunu, döneminin diğer şairle-  maceralara doğru bir yolculuğa çıkarabilir. Tanpınar müzikle
               riyle karşılaştırıldığında çeşitli benzerliklerinin ve farklılıkla-  çıkacağı bu yolculuğun tehlikesinin farkındadır ancak tıpkı
               rının ortaya çıktığını söyleyebiliriz.       ekstrem spor yapan kişiler gibi aynı zamanda bundan zevk de
          2.  Ahmet Muhip Dıranas’ın bir derviş gibi alçakgönüllü, gös-  duymaktadır.
             terişten uzak, sezgilerine önem veren bir kişi olduğu fikrini   3.  Öğrencinin bilgi birikimine ve yorum yeteneğine göre cevaplar
             çağrıştırdı.                                   değişiklik gösterebilir. Aşağıdaki gibi bir cevap verilebilir.
          3.  Ahmet Muhip Dıranas, şiirin edebî ve estetik boyutunu öne   Deniz, insana sonsuzluk duygusu verir. İnsan, ölümlü oluşun-
             çıkaran, bireysel duyarlılığa dayalı eser veren bir sanatçı olarak   dan duyduğu karamsarlığı denize bakarak gidermeye çalışır.
             toplumsal fayda ilkesi doğrultusunda, sosyal sorumluluk bilin-  Aynı şey müzik için de geçerlidir. İyi bir müzik bir deniz gibi
             ci/duygusu ile hareket etmemiştir.             insanı içine alır ve insan orada başka âlemlere dalar.
          4.  Şairin kalıcılığının, özgünlüğüne ve şiir kurma gücüne bağlı
             olduğu, şiirlerinde ahenge önem verdiği, anlatımının sade   Etkinlik No.: 229
             olduğu, alışılmış kalıplar içinde alışılmamışı söylemeyi seçtiği
             izlenimine kapıldım.                        1.  Öğrencinin bilgi birikimine bağlı olarak aşağıdakine benzer
                                                            açıklamalar yapılabilir:
          Etkinlik No.: 227                                 Metinde dilimizin maruz kaldığı bazı sıkıntılara değinilmiştir.
                                                            Türkçenin son yıllardaki en büyük sorunu, bünyesine bazen
          1.  Öğrencinin birikimine ve yorum yeteneğine göre cevaplar   zorunlu bazen de teknolojik gelişmeler, sosyal ağlar, özenti vb.
             değişebilir. Aşağıdaki gibi bir cevap verilebilir:  yollarla giren yabancı sözcüklerdir. Diller arasında bir alışveriş
             Hayatın her alanında olduğu gibi sanatta da bir süreklilik   olduğu ve yabancı sözcüklerin bu yolla ilişki içinde bulunduğu
             vardır. Sanatçılar, kendilerinden önce yapılmış/yazılmış sanat   dillere girdiği bilinen bir gerçektir. Ancak sözünü ettiğimiz ke-
             eserlerinin izlerini takip ederek, bu eserlerden öğrenerek ve   lime alışverişinde bir sınır, bir ölçü, dilin kurallarına ve toplu-
             ilham alarak kendi ürünlerini ortaya koyar. Ancak insan sadece   mun yapısına uygun hususlar gözetilmelidir. Yüzlerce  sözcük
             öğrendiklerinden ibaret değildir. Sanatın genel amaçlarından   engel tanımadan dile girer ya da alınırsa sınır aşılmış, ölçü ve
             biri de insanların ve dış dünyanın yeniden yorumlanmasıdır.   denge yitirilmiş olur. Günümüzde Türkçe aleyhine bozulan bu
             Genellikle taklitle başlayan sanatsal süreç içinde, sanatçılar   denge; dil kirlenmesi, dilde yabancılaşma gibi kavramlarla
             zamanla ve olgunlaştıkça kendi özgün bakış açılarını ve üslupla-  ifade edilen bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorun
             rını oluşturmayı başarabilir.                  toplumsal hassasiyetin göz ardı edilmesiyle basite indirgen-
          2.  Olası Cevaplar: Bence farklı dünya görüşüne sahip insanlar   memelidir. Çünkü dil, sadece iletişimi sağlayan bir vasıta değil
                                                            aynı zamanda bağımsızlığın, milleti ayakta tutan değerlerin de
             arasında bir akrabalık ilişkisinden söz edilemez. Çünkü hayatı   en önemlilerindendir.
             algılama biçimimiz ve dünya görüşümüz bizi biz yapan en temel
             unsurların başında gelir. Bu yüzden, örneğin aynı çağda yaşa-  2.  Öğretici metinlerden olan eleştirilerde örtük iletiye yer veril-
             mış olsalar bile Nazım Hikmet ile Necip Fazıl arasında hiçbir   mez. Açık iletinin yer aldığı yukarıdaki metinde de tartışma ve
             benzerlik ve yakınlık yoktur.                  anlam karışıklığından uzak, anlatılmak istenenin açık şekilde
             Farklı dünya görüşlerine sahip olsalar bile aynı dönemde yaşa-  belirtildiği bir anlatım tarzı benimsenmiştir. Dolayısıyla sanat-
                                                            sal kaygının gözetilmediği ve süslü bir dilin kullanılmadığı bu
             mış ve benzer şartlardan gelen sanatçılar arasında bir akrabalık
             ilişkisi vardır. Çünkü insan -sonradan üzerine ne eklemiş olursa   eleştiri metnini okuyan herkes, verilmek istenen mesajı aynı
                                                            şekilde anlayacaktır. Bu durumda metinden konu dışı çıkarım-
             olsun- çocukluğunda ve gençliğinde beslendiği kaynakların,   larda bulunmak pek mümkün görünmemektedir.
             yaşadıklarının, hissettiklerinin etkisinden kurtulamaz ve bu
             etkileri bir şekilde eserlerine yansıtır. Örneğin, Nazım Hikmet   3.  Öğrencinin bilgi birikimine bağlı olarak aşağıdakine benzer
             ve Necip Fazıl’ın şiirlerinin arka planı incelendiğinde bu akra-  açıklamalar yapılabilir:
             balığın pek çok yansıması görülecektir.        Özellikle belli meslek gruplarına ait kavramları karşılayan
          3.  Mehmet Kaplan’ın metninde, 1950’li yıllarda hâlâ varlığını   yabancı sözcüklerin halk arasında bilinip tanınması ve kulla-
             sürdüren Osmanlı Türkçesinin izleri açıkça görülmektedir.   nılması pek yaygın değildir. Fakat az bilinen bu sözcüklerin
             Yazarın ciddi ve akademik bir üslubu vardır; tezine örnek ver-  halkın günlük yaşayışında ve belleğinde iletişim kanallarıyla
             diği isimler de onun yaşadığı dönemde ya da yakın geçmişinde   daha çok yer ediyor ve yaygınlaşıyor olması söz varlıkları
             yazan yazar ve şairlerdir. Eray Sarıçam ise günümüz Türkçesi   hâline gelmesine neden olmuştur.
             ile yazmıştır; yazarın yalın, anlaşılır bir üslubu vardır; ele aldığı
             örnekler de kendi kuşağından isimlerdir.   4.  Öğrencinin bilgi birikimine bağlı olarak aşağıdakine benzer
          4.  Mehmet Kaplan bu cümlede, bir döneme dair çıkarımlarda   açıklamalar yapılabilir:
             bulunmak için o dönemde yazılan eserlerin de incelenmesi ve   Bu görüşü tutarlı bulmuyorum. Çünkü çağımızda, etrafımızı bir
             analiz edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Dolayısıyla her   yığın aletlerle ve sistem adı sarmıştır. Bir alet ve sistem alınırken
             yazarın, içinde yaşadığı dönemin tarihî, sosyolojik ve kültürel   ona kendi dilimizde ve toplumun benimseyebileceği yeni bir ad
             şartlarına ayna tuttuğunu ve yazdıkları eserlerde de o dönem-  bulunmaması, hızla artan bu yenilikler karşısında onlara uygun
             den izler bulunduğunu belirtmektedir.         düşen kavramları üretemememize neden olmuştur. Yeni üreti-
                                                           len sistem veya aletlerle birlikte gelen yabancı kelimelere karşı-
          Etkinlik No.: 228                                lık bulunduğu zaman ise çoğunlukla geç kalınmıştır. Yabancı ad
                                                           bir defa yayılıp benimsendikten sonra bu kelimelere alternatif
          1.  Öğrencinin bilgi birikimine ve yorum yeteneğine göre cevaplar   olarak sunulan Türkçe karşılıklar tutunamamaktadır. Dili, ko-
              değişiklik gösterebilir. Aşağıdaki gibi bir cevap verilebilir.  nuşanlar zenginleştirir. Türkçeleri yok diye anlam özelliklerine
              Edebiyatın çeşitli alanlarında eser vermek için öncelikle iyi   ve kullanımlarına uygun karşılıklar bulunmazsa bu kelimelerin
              bir gözlem yeteneğine sahip olmak gerekir. Ancak iş burada   varlığı zenginlik değil kirlilik olur.
              bitmez, burada başlar. Gözlem yeteneğinin yanında müzikle   Bu görüşü tutarlı buluyorum. Çünkü diller arasındaki yabancı
              ilgilenme, belirli bir yeme içme kültürüne sahip olma gibi   sözcük alışverişi, her şeyden önce yeni kavramları karşılayacak
              birden çok duyunun bilinçli bir şekilde kullanımı, edebiyatçılar   sözcüklerin kaynak dilde ya da o dilin olanakları içinde karşılık
              için farklı kapıların da açılması anlamına gelmektedir.  bulunmaması nedeniyle gündeme gelmektedir. Yabancı söz-

          588
   585   586   587   588   589   590   591   592   593   594   595