Page 208 - Biyoloji - 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 208

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                                           BİYOLOJİ 12


                                                CEVAP ANAHTARLARI
              Etkinlik No.: 1 - Tarihî Deneyler               Erwin Chargarff
             1.  Olası cevap: Proteinler 20 farklı yapı taşından (amino asitten)   Erwin Chargarff herhangi bir organizmanın DNA’sında yer alan
                                                              dört çeşit baz incelendiğinde adenin sayısının timine, guanin sa-
               oluşur. Bir genetik maddede olması gerektiği düşünülen çok çe-  yısının ise sitozine eşit olduğunu ispatlamıştır.
               şitli görevler için bol miktarda yapısal ve işlevsel varyasyonlar
               sağlanır. Bu yüzden proteinler güçlü bir aday olarak düşünülmüş   Rosalind Franklin
               olabilir.                                      R. Franklin DNA’nın zincirlerini X- ışınlarına maruz bırakarak
                                                              molekülün saçtığı ışınları belirlemiş ve X- ışını kırınımı fotoğ-
             2.  A kutucuğu için: Fare yaşar. Kan örneklerinde kapsülsüz bakte-  rafını çekmiştir.
                 rilere rastlanır.
                                                              James Watson ve Francis Crick
               B kutucuğu için: Fare ölür. Kan örneklerinde kapsüllü bakterilere   James Watson ve Francis Crick yaptıkları çalışmalar ile DNA’nın
                 rastlanır.                                   çift sarmal modelini ortaya koydular.
               C kutucuğu için: Fare yaşar. Kan örneğinde herhangi bir bakte-  1.  Miescher DNA’yı çekirdek içerisinden izole etmiştir. DNA ökaryo-
                 riye rastlanmaz.                             tik hücrelerde mitokondri ve plastitlerde de bulunmaktadır. Hücre-
                                                              nin bu organelleri içerisinden de DNA izole edilerek elde edilebilir.
               Ç kutucuğu için: Farenin normalde yaşaması beklenir ama Grif-
                 fith beklenmedik bir sonuçla karşılaştığına göre demek ki fare   2.  Yapılan deney, DNA molekülünün kalıtımdan sorumlu olan ge-
                 ölmüştür. Fare öldüğüne göre kan örneklerinde kapsüllü bak-  netik materyal olduğunu göstermiştir.
                 terilere rastlanmıştır.                   3.  DNA, gözle görülemediği için yapılan çalışmalarda net olarak
             3.  a) Olası cevap: Griffith, deneyinde şu hipotezi kurmuş olabilir:   ifade edilemiyordu. R. Franklin’in çalışması ile DNA’nın sarmal
                 Zatürre hastalığına kapsül yapısında bulunan bir madde sebep   yapısı  gözle  görülebildi.  Bu  da  DNA  molekülünün  modelinin
                 olmaktadır. Eğer kapsülü ortadan kaldırırsak fareler hasta ol-  oluşturulmasında kullanıldı.
                 maz ve yaşar.                             4.  E. Chargaff’ın çalışması herhangi bir organizmaya ait DNA mo-
                                                              lekülünün bir ipliğinde bulunan adenin nükleotitin karşısındaki
               b)  Olası cevap 1: Evet, bilimsel yöntem basamaklarını doğru   iplikte timin, bir ipliğinde bulunan guanin nükleotitin karşısın-
                 uygulamıştır. Hipotez ve tahmini doğrultusunda kontrol ve   da sitozin nükleotit gelmektedir. Bu nedenle DNA molekülünde
                 deney gruplarını oluşturmuştur.
                                                              adenin nükleotit sayısının timine, guanin nükleoitit sayısının si-
                 Olası cevap 2: Hayır,  bilimsel  yöntem basamaklarını  doğru   tozine oranı daima birdir.
                 uygulamamıştır. Çünkü hipotezini yanlış temel üzerine kur-  5.  DNA, karşılıklı iki nükleik asit zincirinden oluşmuş sarmal yapılı
                 muştur. Bu yüzden de ulaştığı sonuç hipotezini destekleme-  bir moleküldür. Yapısında A, G, C ve T nükelotitler bulunur. Bir
                 miştir. Hipotezini oluştururken sadece kapsül yapısına odak-  zincirdeki A nükleotit, karşı zincirde T nükleotitle; C nükleotit
                 lanmıştır. Demek ki kalıtım maddesinin protein olabileceğini   ise G nükleotitle eşleşir. Sarmal yapıda, kenarda şeker ve fosfat
                 düşünmektedir.                               molekülleri, iç kısımda ise bazlar bulunur.
               c) Bu deney ile kalıtım maddesinin protein veya nükleik asit olup   Bazlardan adenin ile timin arasında ikili, guanin ile sitozin ara-
                 olmadığını gösterememiştir. Ancak bu çalışmayla başka bilim   sında üçlü zayıf hidrojen bağları bulunur. Bu bağlar DNA’nın iki
                 insanlarına ışık tutmuştur.                  ipliğini bir arada tutar.
             4.  DNA molekülü kalıtımdan sorumlu olarak belirlenmiştir. De-  DNA ç   sarmalı
               oksiribonükleaz enzimi eklenen tüpte hiç kapsüllü bakteriye
               rastlanmamıştır. Bu da kapsül oluşumundan protein, RNA gibi
               moleküllerin değil; DNA’nın sorumlu olduğunu göstermektedir.
             5.  Eğer RNA molekülü genetik madde olsaydı ribonükleaz enzimi
               eklenen deney tüpünde sadece kapsülsüz bakterilere rastlardık.    1 sp ral - 3,4 nm
             6.  Hershey ve Chase, deneylerinde kalıtım maddesinin protein mi
               yoksa DNA mı olduğunu kesinleştirmek ister. Bu yüzden bu iki
               molekül yapısında ortak olmayan elementlerin radyoaktif işaret-   eker - Fosfat
                                                                            Z nc r
               lemesini yapar. Protein yapısında bulunan kükürt, DNA’nın ya-
               pısında bulunmaz. Karbon veya azot elementleri hem DNA hem
               de proteinlerin yapısında ortak bulunan elementlerdir. Eğer bu
               elementleri işaretlemiş olsalardı kalıtım maddesinin hangi mole-
               kül olduğunun ayrımını yapamazlardı.
             7.  Evet, öyle tasarlanmıştır. Çünkü deneyde kullandıkları T2 bakte-  Aden n (A)  T m n (T)
               riyofajı DNA içeren bir bakteri virüsüdür.        Guan n (G)  S toz n (C)
              Etkinlik No.: 2 - DNA’nın Keşfi                Etkinlik No.: 3 - Fotoğraf 51
               Friedrich Miescher                          1.  Herhangi bir türde, DNA'daki adenin bazlarının miktarı, timin
               F. Miescher deneyleri sırasında hücre içerisinde özellikleri pro-  bazlarının miktarıyla; guanin bazlarının miktarı ise sitozin baz-
               teinlerle tam olarak uyuşmayan bir madde keşfetti. Bu madde-  larının miktarıyla orantılıdır. Pürinlerin toplamı (A+G) ile piri-
               ye, hücre çekirdeğinin içinde bulunduğu için nüklein (çekirdek   midinlerin toplamı (S+T) sabittir. Ancak S+G yüzdesinin, A+T
               özü) adını verdi. Asit özelliği gösterdiği belirlenen bu madde   yüzdesine eşit olmasına gerek yoktur.
               daha sonra “nükleik asit” ve nihayetinde deoksiribonükleik asit
               (DNA) olarak isimlendirildi.                2.  Watson ve Crick’in önerdiği ikili sarmal yapıda A=T ve G=S eşitli-
               Alfred D. Hershey ve Martha Chase              ği vardır. Verilen bulgular bu bazlar arasında böyle bir eşleşmenin
                                                              mümkün olmadığını gösterdiği için DNA'nın tek zincirli bir yapıda
               Alfred D. Hershey ve Martha Chase yaptıkları deneysel çalışma   olduğunu düşünürlerdi. Tek zincir yapısında bazlar eşit olmak zorun-
               ile E. coli’nin T  bakteriyofajı ile enfekte edildiğinde, bakteri içe-  da değildir. Evet, bu veriler Franklin’in verilerine ters düşerdi. Çünkü
                         2
               risine giren ve çoğalarak yeni fajların oluşumunu sağlayan mole-  Franklin’in verileri çift zincirli bir yapının varlığını göstermektedir.
               külün proteinler değil de DNA olduğunu ispatlamışlardır.

                                                                                                   207
   203   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213