Page 420 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 420
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12
CEVAP ANAHTARLARI
uygun olarak üslubunu yani dilini güncellemek durumunda ka- edebî bir eserde bu tür bir zorunluluk yoktur. Tamamen kur-
lacaktır. Halit Ziya Uşaklıgil de Servetifünun Dönemi’nde yaz- maca, felsefi görüşten uzak bir metin, belirli biçim kurallarına
dığı eserlerinin dilini Cumhuriyet Dönemi’nde sadeleştirmiş ve uyarak edebî değer ve nitelik kazanabilir.
dönemin okuyucusuna ulaşmayı başarmıştır. 4. Olası cevaplar: Şair ve yazarlar, eserleriyle toplumun düşünce
3. Olası cevap: Halit Ziya Uşaklıgil, I. Türk Dili Kurultayı’nda dediği yapısına yön verebilirler. Örneğin Tevfik Fikret’in Haluk’un Def-
gibi Türkçenin her hâlini çok sevmiş ve onun her hâliyle eserler teri adlı eseriyle Atatürk’ün düşünce yapısını etkilediğinden anı
vermiştir. Özellikle ilk dönem eserlerinde yabancı sözcüklerle kitaplarında bahsedilir. Fikret, bu eseriyle gençlere seslenmiştir
yüklü, süslü ve özentili bir dil kullanmıştır. Ancak Dil İnkılabı’na ve onlara çağdaşlaşma, bilim, yurtseverlik, özgürlük, adalet ve
gönülden inanan yazar, okumuş olduğumuz tebliğinden son- barış gibi hedefler göstermiştir. Bu hedefleri ve birçok değerleri,
ra eserlerinden bazılarını sadeleştirerek yeniden yayımlamıştır. eserlerinde başarıyla işleyerek gençlik için bir rehber olmuştur.
Tüm bu süreç içerisinde de Türkçe sevgisi ve Türkçenin süslü ve Namık Kemal’in vatan, millet, hürriyet konulu şiirleri toplum
yalın her hâli Halit Ziya Uşaklıgil’in eserlerine yansımıştır. üzerinde etkili olmuştur. Onun bu tür şiirleri, Kurtuluş Savaşı’n-
da birliklerin düşünce yapısını geliştirmiş; onlara bağımsızlıktan
Etkinlik No.: 24 vazgeçmeme, mücadele etme ruhunu aşılamıştır.
1. Olası cevap: Yazar, edebiyatın ortaya çıkış sürecinden itibaren Şair ve yazarlar, toplumun düşünce yapısına yön veremezler;
çünkü insanlar şair ve yazarların eserlerini edebî zevk almak
merkezine hep insanı aldığını düşünmektedir. Edebiyatın, in- için okurlar. Onlar sadece toplumlarda coşku, heyecan ve zevk
sanı insan yapan bütün özelliklerin üzerinde durduğunu ve uyandırırlar.
insana özgü her unsuru anlatmaya çalıştığını anlatmaktadır.
Ayrıca sadece insanı anlatmadığını aynı zamanda insanı anla- Etkinlik No.: 26
maya çalıştığını düşünmektedir.
2. Olası cevap: Bu karakterler, olaylara bakış açıları ve duygu 1. Edebiyat, tekil : Özneyi belirgin hâle getirmek
dünyaları ile insanı derinden etkiliyor. İnsan psikolojisini iyi için kullanılır.
değerlendirmeleri ve duyumsatma sanatını başarılı bir şekilde olgularla, tekil yaşantılarla : Birbiri ardınca sıralanan
sergilemeleri sebebiyle hafızalarda yer ediyor. Aradan yıllar eş görevli kelime ve kelime
geçse bile her insanın o karakterlerde kendisinden bir şeyler gruplarının arasına konur.
bulması ile kolayca akılda kalabiliyorlar. ilgilenir; insan : Ögeleri arasında virgül bulu-
3. Olası cevap: İlk anda ben de sorunsuz bir ilişki olduğunu dü- nan sıralı cümleleri birbirin-
şünmüştüm. Sonra yazarın fikirlerini okuyup kendi düşünce den ayırmak için konur.
süzgecimden geçirdikten sonra bunun böyle olmadığını anla- olarak, soyutlayarak : Birbiri ardınca sıralanan
dım. Çünkü her iki disiplinin değerlendirmelerinin farklılığı eş görevli kelime ve kelime
sebebiyle aslında aralarında sorunsuz bir ilişki olması müm- gruplarının arasına konur.
kün değildir. alır, ayrıntılı : Sıralı cümleleri birbirinden
4. Olası cevap: İki disiplinin de olayları ele alış biçimleri sebebiy- ayırmak için konur.
le böyle bir fark olduğu düşünülebilir. Bu yaklaşım dolasıyla açımlar, ortaya : Sıralı cümleleri birbirinden
birbirinden uzak durduklarını söyleyebiliriz. Hangi ortak pay- ayırmak için konur.
dalarda buluştukları sorusuna cevap olarak insan merkezinde koyar; hem : Ögeleri arasında virgül bulu-
buluştuklarını ve her ikisinin de düşünsel anlamda derinlik nan sıralı cümleleri birbirin-
ekseninde bir araya geldiklerini ifade edebiliriz. den ayırmak için konur.
2. “Hiçbir” sözcüğü karıştırılabiliyor. Birleşik olan bu sözcük yazımı
Etkinlik No.: 25
karıştırılarak ayrı yazılabiliyor. Bağlaç olan “ki” sıfat yapan "ki"-
1. Olası cevap: Yazar, edebî eserlerde/romanlarda psikolojik tah- nin ile karıştırılabiliyor. Bağlaç olan “ki” ayrı yazılması gerekir-
lillere yer vererek romanda güçlü karakterler yaratabilir. İnsa- ken karıştırılıp birleşik yazıldığı oluyor. Onda sözcüğündeki “da”
nın ruhu ve bedeniyle bir bütün olarak algılanmasını sağlar. ekini karıştıranlar oluyor. Sebebi "da"nın bağlaç da olabilmesidir.
Yazar, eserinde karakterlerinin ruhsal dünyasını, psikolojik 3. Olası cevap: Noktalama işaretlerinin yanlış kullanılması ve imla-
durumunu okuyucuya tanıtarak okuyucunun bu kişiyle ken- ya özen gösterilmemesi beni üzüyor. Ayrıca kelimelerin anlamı-
disini özdeşleşmesini sağlayabilir. Böylece eser, daha ilgi çe- na uygun kullanılmaması hoşuma gitmiyor. Aslında sadece sos-
kici hâle gelir. yal medyada değil her alanda dilimizi doğru kullanmaya gayret
2. Olası cevap: İnsanların en önemli özelliklerinden biri düşü- etmeliyiz. Zaten bu tür durumlar, anlatılmak istenenlerin yanlış
nebilmeleridir. Hemen her edebî metnin arkasında düşünce veya eksik anlatılmasına da yol açıyor. Bu sebeple komik duruma
vardır. Bir yazarın edebî metin ortaya koymasında düşünce- düşen birçok ünlünün olduğunu haberlerde görmüştüm. Hem
leri ön plana çıkar. Ancak bu düşünce, felsefi metinlerde ol- kendimizi doğru anlatmak hem de dilimizi güzel kullanmak adı-
duğu gibi edebî metnin tamamına yayılmaz. Fikir yazıları da na bu konuda duyarlı ve dikkatli olmalıyız.
zaman zaman araç olarak edebî metinleri kullanır. Edebiyat
ile fikir yazılarının ortak paydası dildir. Fikir yazıları, edebi- Etkinlik No.: 27
yattan aldığı birikimi kullanır. Bu anlamda edebiyat ile fikir
yazıları arasında güçlü bir bağ vardır. 1. Olası cevap:
varoluşçuluk : Dilimizde her iki ögesi de asıl anlamını ko-
3. Olası cevaplar: Her edebî eser, felsefi bir görüş barındırır, di-
yebiliriz çünkü hemen her yazar hayatı, varlığı sorgulamakta ruduğu hâlde yaygın bir biçimde gelenek-
leşmiş olan kelimeler bitişik yazılır.
ve anlamaya çalışmaktadır. Bundan dolayı edebî eser ile felsefe
iç içe geçmiştir. Her edebî eserde ister istemez düşünsel bir atfettiğini : Özgün biçimleri tek heceli bazı Arapça kö-
yapı, felsefi bir görüş muhakkak vardır. kenli kelimeler etmek, edilmek, eylemek, ol-
Her edebî eser, felsefi bir görüş barındırır, diyemeyiz çünkü mak, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşirken
ses düşmesine uğradıklarında bitişik yazılır.
419