Page 29 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 3.Ünite
P. 29
ABD’de uzay çalışmalarının koordineli bir şekilde yürü-
tülmesini sağlamak amacıyla değişik servislerin tek bir çatı
altında toplanması görüşü doğrultusunda Ekim 1958’de
Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) kuruldu. Rusla-
ra yetişme gayretindeki ABD’nin 1969’da Ay’a gönderdiği
astronot Neil Armstrong (Neil Armsıtrong), Ay’a ayak ba-
san ilk insan oldu. Armstrong Ay’a ilk ayak bastığında “Bir
insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım…” diye-
rek olayın önemine dikkat çekti (Görsel 3.27).
Uzay çalışmalarına hız kesmeden devam edildi. Dünya Görsel 3.27: Armstrong temalı pul
çevresinde dönerek TV sinyallerini yansıtan, hava değişikliklerini kaydeden, casusluk yapan araçlar
uzaya yerleştirildi. Daha sonra ABD’nin geliştirdiği uzay mekiği ile uzay çağı yeni bir döneme girdi.
DNA
1950 ve 1960’larda özellikle moleküler biyoloji alanın-
da önemli bilimsel atılımlar yapıldı. James Dewey Wat-
son (Ceyms Devey Vatsın), Francis Crick (Françis Krik)
ile DNA’nın (Görsel 3.28) ikili sarmal yapısı üzerine çalış-
malar yaptı ve bu çalışmalarıyla 1962’de Nobel Ödülü’nü
aldı. 1973’te DNA’nın kimyasal yapısı çözülerek organik
olayları kimyasal görünümlerine indirgeme yolundaki ge-
lişmeler kaydedildi. Biyoteknolojide sağlanan gelişmeler Görsel 3.28: DNA zinciri
de tıbbi ve tarımsal yatırımların başlıca alanı oldu.
3.4 SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ’NDE TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA
MEYDANA GELEN GELİŞMELER
1930’lu yıllara gelindiğinde Batı ile sorunlarını büyük oranda çözen Türkiye, “Yurtta barış, dünyada
barış” ilkesiyle kendi içinde ve dünyada barış ortamından yana tavrına devam etti. Türkiye, bu süre içe-
risinde önceliğini çağdaşlaşmaya ve ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmeye ayırdı.
1933’te Almanya ve Japonya, Milletler Cemiyetinden ayrılarak saldırgan bir politikaya yöneldi. Bu
ülkelere İtalya’nın da katılması Türkiye için tehdit oluşturdu ve Türkiye’nin öncelikli dış tehdit algısını
İngiltere’den İtalya’ya döndürdü. 1934’te Türkiye’nin girişimleriyle kurulan Balkan Antantı ve 1937’de
kurulan Sadabat Paktı ile Türkiye, çevresinde bir güvenlik kuşağı oluşturmayı amaçladı. 1936’da imza-
lanan Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazlar üzerindeki Türk hâkimiyetinin güçlendirilmesi de bu
yönde alınan tedbirlerdendi. Bu gelişmeler yaşanırken yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli
müttefiklerinin başında SSCB gelmekteydi. II. Dünya Savaşı sırasında SSCB’nin Türkiye politikasında
değişiklikler meydana geldi. Doğu Anadolu’dan toprak ve Boğazlar üzerinde hak talep eden SSCB, Tür-
kiye’nin sert direnci ile karşılaştı. ABD, II. Dünya Savaşı sonrası Truman Doktrini ve Marshall Planı ile
Türkiye’ye destek verdi.
3.4.1. Truman Doktrini ve Türkiye-ABD Yakınlaşması
ABD ile ilk olarak 1830’da kurulan iyi ilişkiler, Wilson İlkeleri’nin olumlu yönleri göz önünde tutularak
Kurtuluş Savaşı yıllarında da devam ettirildi. ABD’nin 1927’de Ankara’da büyükelçilik açmasıyla ilişkiler
üst düzeye çıktı. ABD’nin 1941’deki Ödünç Verme ve Kiralama Kanunu ile Türkiye’ye yaptığı yardımlar
neticesinde ilişkiler daha da gelişti. Tüm bu gelişmelere rağmen ABD, Türkiye’ye her zaman mesafeli
durdu. II. Dünya Savaşı sonrasında büyük yıkıma uğramış Avrupa’da komünizmin yayılması ABD’yi
rahatsız etti. SSCB’nin Yunanistan’da komünistlere yardım etmesi ve Türkiye’den toprak talebinde
121