Page 41 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 3.Ünite
P. 41
3.5.4. Gümüş Motor
İTÜ’den mezun olduktan sonra akademik ça-
lışmalarına Almanya’da devam eden Necmettin
Erbakan, Almanların II. Dünya Savaşı sonrasında
sanayileşmelerine tanıklık etti. Leopard tankların-
da araştırma başmühendisi olarak çalıştı. Alman-
ya’daki çalışmaları esnasında, Türkiye Zirai Do-
natım Kurumunun sipariş verdiği motorları gördü.
Türkiye’de kullanılan en küçük sulama motorla-
rının dahi ithal edilmesinden duyduğu üzüntü,
kendisinde Türkiye’nin kendi motorunu yapması Görsel 3.40: Necmettin Erbakan, Maliye Bakanı Hasan
gerektiği düşüncesini doğurdu. Polatkan’a fabrika hakkında bilgi verirken
1956’da genç mühendis Necmettin Erbakan’ın girişimiyle Türkiye’nin ilk yerli motorunu üretmek için
temeli atılan Gümüş Motor, 20 Mart 1960’ta dönemin Maliye Bakanı Hasan Polatkan tarafından bir motor
pistonu içerisinde kendisine sunulan makasla açıldı. Şirketin Umum Müdürü Necmettin Erbakan, Hasan
Polatkan’a 30 bin m lik bir alana kurulu olan fabrikayı gezdirdi (Görsel 3.40) ve açıklamalarda bulundu. 12
2
2
bin m lik kapalı saha içerisinde yer alan dökümhane, çelik işleri atölyesi, piston dökümhanesi, modelhane
ve tecrübe stantlarından oluşan bölümler ziyaret edildi.
Türkiye’de 1960 Mart’ında 9 ve 15 PS’lik di-
zel motorların seri hâlde imal edildiği, 30 PS’lik
iki silindirli motorların da imalatına başlandığı
yerli bir motor fabrikası vardı. Ülkenin geçimini
büyük oranda tarımla sağladığı, barajlara bağlı
sulamanın henüz başlamadığı ve ihtiyacın derin
kuyu pompaları ile karşılanmaya çalışıldığı bu
dönemde Gümüş Motor, Türk çiftçisinin yanın-
da oldu. Derin kuyu pompaları üreterek büyük
bir ihtiyacı giderdi ve Devlet Su İşlerinin verdiği
siparişleri karşıladı.
Gümüş Motor’un (Görsel 3.41) diğer bir özel- Görsel 3.41: Gümüş Motor Fabrikası
liği de kuruluşunda öz kaynaklardan yararla-
nılmış olmasıydı. Türkiye’nin 1956-1960 yılları arasında içerisinde bulunduğu ekonomik bunalıma ve
TL’nin dolar karşısında yaklaşık üç kat değer kaybetmesine rağmen bu konuda taviz verilmemişti. Gü-
müş Motor’un ülkede ortaya çıkardığı sanayileşme düşüncesi Türkiye’nin bir ziraat memleketi olarak
kalmasını isteyen kesimleri rahatsız etti. Gelirlerini ithalat yoluyla karşılayan çevreler mevcut durumla-
rını korumak istemişler, millî bir sanayinin kurulmasına özellikle de otomotiv endüstrisine karşı çıkmış-
lardı. Çünkü yerli bir sanayinin hayat bulması, ithalat kotalarının buna göre planlanması onların yüksek
kârlardan mahrum olmalarına neden olacaktı.
Motor sanayisi, diğer yerli sanayi kolları gibi devlet tarafından korunamadığı için gelişemedi ve Gümüş
Motor ithalat yapan büyük firmalarla karşı karşıya geldi. 1961’de Yeni İstanbul gazetesinde on beş gün
boyunca devam eden mülakatlar serisinde “Türkiye’de bir otomobil sanayisi kurulabilir mi?” sorusunun
cevabı arandı. Bir tarafta piyasada müşterilerin taleplerini alıp kotalara göre yurt dışından ithalat yaparak
büyük kârlar elde eden ithalatçılar diğer tarafta sayıları az da olsa zora talip olmuş, üretimi ve ülkenin kal-
kınmasını gaye edinmiş insanlar vardı. İthalatçılar ülkenin ziraat memleketi olarak kalmasından ve ithalatın
devam etmesinden yanaydılar. Çünkü onlar için kolayca para kazandıkları bu düzenin sürmesi için Gümüş
Motor sonlandırılmalıydı. Gümüş Motor’un batırılması için ithal motorlar birkaç yıl büyük zararlar göze
alınarak piyasaya yok pahasına sürüldü. 1964’te belli çevreler tarafından fabrikanın zor durumda olduğu
havası oluşturulunca hisselerin satılması gündeme geldi. Gümüş Motor’un hissedarlarından olan Şeker
Şirketi, tüccarlardan hisseleri %75 değeriyle topladı. Şeker Şirketi hisselerin çoğuna sahip olunca Necmet-
tin Erbakan, fabrika genel müdürlüğünden uzaklaştırıldı. Gümüş Motor artık Pancar Ekici Kooperatiflerinin
söz sahibi olduğu bir firma oldu ve adı “Pancar Motor” olarak değiştirildi.
133