Page 40 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 3.Ünite
P. 40
3.5.3. Demokrat Parti Döneminde Ekonomik ve Sosyokültürel Gelişmeler
1950 seçimlerinden başarı ile çıkan DP, liberal görüşlere sahip bir parti olarak çalışmalarını sürdür-
müştür. DP iktidarının ilk yıllarında Türkiye’de iç ve dış politikada önemli gelişmeler yaşanırken aynı
zamanda ülkenin çehresi de değişmiş, kara yollarına verilen önem sayesinde köylünün pazara ve kente
ulaşması kolaylaşmıştır. Traktör sayısındaki büyük artış, tarımsal krediler, hepsinden önemlisi köylünün
ürününü satacağı pazarlara ulaşması gibi tarım politikaları köylünün yaşam standartlarını artırmıştır.
1950’de 14 milyon 542 bin hektar olan ekim alanları, 1960 yılında 25 milyon hektara yaklaşmıştır. Tarım-
da modernizasyonla birlikte akarsular sulama ve enerji üretecek birer kaynak hâline getirilmiştir. Sanayi
alanında Makina Kimya Enstitüsü Kurumu, Denizcilik Bankası, Et ve Balık Kurumu, Türkiye Çimento
Sanayi Anonim Şirketi, Azot Sanayi Türkiye Anonim Şirketi, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, T.C.
Turizm Bankası, Yem Sanayi Anonim Şirketi, Ereğli Demir Çelik Fabrikaları, Devlet Malzeme Ofisi gibi
önemli kuruluşlar kurulmuştur. Öte yandan limanlar, barajlar, köprüler ve köy içme suları vatandaşların
hizmetine sunulmuştur.1960 yılına gelindiğinde sanayide %78 olarak gerçekleşen artışın, sanayinin millî
gelirdeki payını %16’dan %22’ye yükselttiği görülmüştür. Sanayideki bu gelişmeler, bir yandan millî
bir sanayi burjuvazisinin temellerini atarken diğer yandan kırsal kesimden kente göçün başlaması gibi
önemli bir toplumsal sorunun da doğmasında etkili olmuştur.
On yıllık DP döneminde din dersleri zorunlu hâle getirilerek İmam-Hatip okulları açılmış ve Köy Ensti-
tüleri, İlk Öğretmen okulları ile birleştirilerek kapatılmıştır. Ezanın Arapça olarak okunmasını yasaklayan
madde mecliste görüşülmüş ve CHP’li milletvekillerinin de büyük bir çoğunluğunun katkılarıyla yasak
kaldırılmıştır.
DP döneminde büyük çapta endüstri yapıları üretilmiş ve şehircilik çalışmaları yapılmıştır. Büyük
kentlerin merkezlerine yakın yerlerdeki gecekondu yerleşmeleri ilk kez bu dönemde görülmüştür. Köy-
den kente göçün bir ürünü olan ve 1970’li yıllarda doğan “arabesk” müzik için sosyal altyapı 1950’lerden
itibaren oluşmaya başlamıştır. Klasik Türk müziğinin en büyük bestecisi olarak kabul edilen Sadettin
Kaynak son dönemini yaşarken Münir Nurettin Selçuk’un yıldızı bu yıllarda parlamıştır.
1950-1960 yılları arasında resim sanatında Nuri İyem, Neşet Günal gibi sanatçıların yanı sıra Orhan
Peker, Nedim Günsür, Adnan Çoker gibi kişisel üsluplarını başarıyla ortaya koyan sanatçılar eserlerini
vermiştir. Türk sineması ayrı bir sanat olarak gelişme imkânı bulurken bu dönemin öncüsü Ömer Lütfi
Akad olmuştur. 1952 yılında “Kanun Namına” isimli polisiye film ile sinema alanında önemli adımlar
atılmaya başlanmış ve çekilen filmlerde Anadolu yaşamı başarıyla canlandırılmıştır. İlk renkli Türk filmi
olan Halıcı Kız’ın çekimleri, Muhsin Ertuğrul tarafından bu dönemde gerçekleştirilmiştir. Devlet Tiyat-
roları, 1954-1958 yılları arası Muhsin Ertuğrul yönetimiyle daha sonra da Cüneyt Gökçer ile başarıdan
başarıya koşmuştur.
“Üç Kemal” olarak adlandırılan Orhan Kemal, Yaşar Kemal ve Kemal Tahir’in 1954 yılından itibaren
yayımladıkları köyü konu alan romanları köy edebiyatının ilk örnekleri olmuştur. Bu akımın diğer yazar-
ları arasında Reşat Deniz, Sami Kocagöz, Necati Cumalı ve Fakir Baykurt sayılabilir. Buna karşın bireyi
öne alan ve varoluşçulukla bilinç akımı tekniğinden etkilenen Onat Kutlar, Erdal Öz, Bilge Karasu bu
dönemde özgün eserler vermişlerdir.
Nurettin Topçu, Hilmi Ziya Ülken, Cahit Okurer, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Osman Turan, Mehmet
Kaplan ve Remzi Oğuz Arık dönemin düşünce dünyasında ilk akla gelen isimlerdir. Yeni İslamcılık olarak
adlandırılabilecek görüşün Necip Fazıl Kısakürek’ten Sezai Karakoç, Nuri Pakdil ve Rasim Özdenören
çizgisine doğru gelişimi de bu yıllardan itibaren başlamıştır.
1950’li yıllar güreş ve futbola ilgi duyulan yıllar olmuştur. 1952 Helsinki Olimpiyatları’nda serbest gü-
reşte 52 kiloda Hasan Gemici ile 62 kiloda Bayram Şit altın madalya kazanmıştır. 1956 Melbourne Olim-
piyatları’nda da Mustafa Dağıstanlı, Hamit Kaplan ve Mithat Bayrak altın madalya kazanmıştır. Futbolla
ilgili olarak 1952 yılında İstanbul Profesyonel Ligi kurulmuştur. Türk Millî Takımı ilk olarak 1954 Dünya
Kupası’na katılmış, 1956 yılında da Macaristan’ı 3-1 yenerek adından söz ettirmiştir.
132