Page 37 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 3.Ünite
P. 37

ETKİNLİK
              3.
                       Dörtlü Takrir (7 Haziran 1945)



                    CHP Meclis Grubu Yüksek Başkanlığına,
                    Daha ilk kuruluşundan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Cumhuriyet Halk Partisinin en esaslı
                  uhdesini teşkil eden demokrasi prensiplerine inanmış ve Türk milletinin ancak bu prensiplerin
                  tamamıyla tatbiki sayesinde refah ve saadete kavuşacağı kanaatine bağlanmış olan vatandaş-
                  ların  bütün  memlekette  ve  bilhassa  partimiz  mensupları  arasında  en  büyük  ekseriyeti  teşkil
                  ettikleri şüphesizdir. (…)
                    Bütün dünyada hürriyet ve demokrasi cereyanlarının tam bir zafer kazandığı, demokratik
                  hürriyetlere riayet prensibinin milletlerarası teminata bağlanmak üzere bulunduğu şu günlerde
                  memleketimizde de cumhurbaşkanından en küçüğüne kadar bütün milletin aynı demokratik ül-
                  küleri taşıdığından şüphe edilemez.
                    İşte, bir taraftan iç hayatımızdaki bu mesut tekâmülün yarattığı siyasi olgunluk diğer taraftan
                  bugünkü medeniyet dünyasının umumi şartları daha ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’muza hâkim
                  olan demokratik ruhu bugünkü siyasi hayat ve teşkilatımızda kuvvetle tecelli ettirmek zamanı
                  geldiği kanaatine bizi sevk etmiş bulunuyor. Bunun bir an evvel gerçekleşmesi yönündeki dü-
                  şüncelerimizi şöyle hülasa ediyoruz:
                    Millî hâkimiyetin en tabii neticesi ve aynı zamanda dayanağı olan Meclis murakabesini Ana-
                  yasa’mızın yalnız şekline değil, ruhuna da tamamıyla uygun olarak tecellisini sağlayacak ted-
                  birlerin aranması.
                    Yurttaşların siyasi hak ve hürriyetlerini daha ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’muzun gerektirdiği
                  genişlikte kullanılabilmeleri imkânlarının sağlanması.
                                             Süleyman İnan, Ercan Haytoğlu, Yakın Dönem Türk Politik Tarihi, s. 108-109’dan düzenlenmiştir.


                    Dörtlü  Takrir’e  göre  Türk  demokrasisinin  gelişimi  için  atılması  gereken  adımlar
                  nelerdir?



                  3.5.2. Türk Demokrasi Tarihinde 1946-1950 Seçimleri

                  II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru başlatılan çok partili döneme geçiş çabaları, 1946 seçimlerin-
               den sonra aralıksız sürdürüldü. 1950 seçimleriyle sonuçlandırılan bu süreç, demokrasinin yerleşmesi
               ve seçim güvenliğinin sağlanması için yapılan tartışma ve çözüm önerileriyle geçti.
                  Türkiye’de 24 Temmuz 1946’ya kadar iki dereceli seçim sistemi uygulanmaktaydı. Bu sistemde
               “birinci seçmen”ler (seçme hakkına sahip vatandaşlar), kendilerini temsil edecek “ikinci seçmen”leri
               seçmekteydi. İkinci seçmenler ise ikinci turdaki seçimlerde sandık başında oy kullanmaktaydı. 1946
               seçimleri  ile  tek  dereceli  seçim  sistemi  uygulanmaya  başlandı.  1946  seçimlerinde  seçme  hakkına
               sahip vatandaşların tamamı tek seferde oylarını kullanmaktaydı. Yargı denetiminin olmadığı bu se-
               çimde oylar açıkta veriliyor, gizli sayılıyordu (açık oy-gizli tasnif) ve çoğunluk sistemi uygulanıyordu.
               Bu sistemle oluşan VIII. Dönem TBMM, 1946’da yapılan milletvekili genel seçimleriyle başladı, 1950
               seçimleriyle sona erdi. Tek dereceli seçimlerle oluşması ve seçimle gelmiş bir muhalefet partisinin ilk
               kez mecliste yer alması bakımından ilklerin yaşandığı bir meclis oldu. 1946 seçimleri her 40 bin kişi
               için bir milletvekili seçilmesi şeklinde yapıldı. Bu esasa göre 1946’da yapılan milletvekili genel seçi-
               minde seçilecek olan milletvekili sayısı 465 olarak belirlendi.


                                                           129
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42