Page 152 - Türk Dili ve Edebiyatı
P. 152

12         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI







                  Yazarın Biyografisi

                   ORHAN KEMAL (1914-1970): Cumhuriyet Dönemi yazarlarındandır. Asıl adı Meh-
                met Raşit Öğütçü olan sanatçı, ortaokulun son sınıfında öğrenimini yarıda bıraktı. Ba-
                basıyla bir süre yurt dışında kaldıktan sonra döndüğü Adana’da pamuk fabrikalarında iş-
                çilik, dokumacılık, kâtiplik yaptı. 1950’de İstanbul’a geldikten sonra kalemiyle geçinmeye
                başladı. Seçtiği konularla, çizdiği karakterlerle, eserlerindeki kişiliğiyle XX. yüzyıl Türki-
                yesi’nin durumunu ustalıkla yansıtan gerçekçi bir yazar oldu. Eserlerindeki sürükle-
                yicilik; yaşanmışlıktan gelen kuvvete, kişileri konuşturmasındaki doğallığa ve gerçe-
                ğe uygunluğa dayanır. Önceleri şiir de yazan sanatçı; hikâye, roman, tiyatro gibi farklı
                türlerde eserler verdi. Hikâye ve romanlarından uyarladığı tiyatrolar (72. Koğuş, Bekçi
                Murtaza, Eskici Dükkânı, Kardeş Payı) sahnelenmiştir. Ekmek Kavgası, Grev, Kardeş Payı, Önce Ekmek hikâ-
                ye; Baba Evi, Avare Yıllar, Murtaza, Cemile, Eskici Dükkânı, Gurbet Kuşları roman; İspinozlar tiyatro türünde-
                ki eserlerinden bazılarıdır.







                D
                Dil Bilgisiil Bilgisi
                 1.  Bu parçada geçen noktalama işaretlerinin cümlelerdeki kullanım amaçlarını açıklayınız.
                    Küçük ağa koşar adım yapılan işe memnunlukla baktı, coştu birden:
                    “Ha babam kardaşlarım ha!”
                    Irgatlar yekindi. Koca koca demetler daha büyük bir hızla patoza koşturulmaya başladı. Öyle hızlı, öyle-
                    sine müthiş bir çalışma başını almış gidiyordu ki, küçük ağa bile bu hıza kendisini kaptırmıştı. Patoza az
                    daha sokuldu. Ne saman tozu, ne sıcak...
                    “Ha babam kardaşlarım ha, ha babayiğitler ha, ha aslanlar ha!!! Bu işi bu hafta bitirin, ben de insansam
                    kalmam altında!”
                    Irgatbaşı da çalışmanın hızına kendini kaptırmıştı. Tempoyu daha da hızlandırmak, ağanın gözüne büs-
                    bütün girmek için, “Devir, devir, devir!!!” diye bağırdı. “Ha babam kardaşlarım ha, ha babayiğitler ha, ha
                    aslanlar ha!!!”
                    “Devir ha, devir ha, devir!”
                    “Ha, ha, ha, ha!!!”
                    İş hızlandıkça hızlandı, baş döndürücü bir hâl aldı.
                    Devirin ha, devirin ha, devirin!!”
                    “Ha ha ha ha ha haaaa!”
                    Beden kalınlığında demetler, patozun doymak bilmeyen ağzından içeri devriliyordu. Irgatlar öfkeyle, kin-
                    le, hınçla çalışıyorlardı. Damarlarda dolaşan kan değil, milyonluk kilovatlardı sanki.

















        150
   147   148   149   150   151   152   153   154   155   156   157