Page 65 - Türk Dili ve Edebiyatı
P. 65

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI                                         10






                  Hazırlıklık
                  Hazır
               1. Bir romanın sadece kendi yazıldığı dönemde önemli olan bir sorunu ele almış olması, o eserin değerini ve
                 kalıcılığını nasıl etkiler?

                    Okuyacağınız metindeki standart dışı kullanımlar yazarın tercihi veya döneme özgü olduğu için yazım ve noktalamada
                  metnin aslına sadık kalınmıştır.




                                                                                                   2. Metin
                                          FELÂTUN BEY İLE RÂKIM EFENDİ                             2. Metin






















                    Mustafa Meraki Bey kırk beş yaşında, alafrangaya aşırı derecede meraklı bir insandır. Bu beyin on beş yaşında
                  Mihriban adında bir kızı ve yirmi yedi yaşında Fêlatun Bey adında bir oğlu vardır. Çocuklarını güzel giydirir ama
                  eğitimlerine özen göstermez. Felâtun Bey; alafrangalık bakımından babasını bile geçen, tembelliğinden ve gez-
                  meye eğlenmeye düşkünlüğünden kalemdeki işine haftada ancak üç saat uğrayan biridir. Babasının ayda yirmi
                  bin kuruşu bulan gelirine güvenen Felâtun Bey; yeni çıkan Fransızca kitapları alıp okumadan kütüphanesine yer-
                  leştiren, bir giydiğini bir daha giymeyen gösteriş meraklısı bir gençtir.
                    Babası eski Tophane kavaslarından olan Râkım Efendi, fakir bir ailedendir. Bir yaşında yetim kalır. Annesi ve
                  Fedayi adlı dadısı tarafından büyütülür. On altı yaşında Hariciye kalemine giren Râkım Efendi kendi kendisini
                  yetiştirir. Fransızca ve Farsça öğrenen, zamanın bilimlerine az çok vâkıf olan Râkım Efendi; çevirmenlik, gazete
                  yazarlığı ve öğretmenlik yapar. Birkaç yıl içinde aylık gelirini kalemden aldığı yüz elli kuruşluk aylığa ihtiyacı kal-
                  mayacak biçimde artırınca kalemdeki işinden ayrılır. Bir tercüme işinden eline geçen para ile Canan adında bir
                  cariye satın alır. Râkım’ın evine ilk geldiği günlerde hastalıklı görünen bu kız, zamanla düzelir.
                     Râkım, bir arkadaşının aracılığı ile İngiliz Mister ve Misters Ziklas’ın Can ve Margrit adlarındaki kızlarına Türk-
                  çe dersi vermeye başlar. Engin bilgisi, alçakgönüllülüğü, efendiliği ile kısa sürede bu ailenin dostu hâline gelir. Bu
                  arada Canan’a da okuma yazma öğretip onun eğitimi ile ilgilenir. Râkım bir gün Ziklasların evinde Felâtun’la kar-
                  şılaşır. Felâtun, Râkım’ı Ziklasların gözünden düşürmek için birtakım hareketler yapsa da en sonunda kendi ca-
                  hilliğini ortaya koyar. Râkım’ın kibarlığını bozmaması ve kendine güveni Mister Ziklas ve kızlarının hoşuna gider.
                  Canan’ın piyano çalmaya heveslenmesi üzerine Râkım, eve bir piyano alır. Canan’a, sonradan aile dostları olacak
                  piyano öğretmeni Yozefino’dan ders aldırır. Bir akşam Ziklaslar Râkım’ı ve Felâtun’u akşam yemeğine davet eder.
                  Davete erken gelen Felâtun Bey’in üstüne mutfakta Fransız aşçı yemeğin mayonezini döker ve Felâtun, kimseye
                  görünmeden evden ayrılmak zorunda kalır. Bir başka gün aşçı diye evin hanımına sarılan Felâtun, yaşanan bu
                  rezaletten dolayı bir daha Ziklasların evine uğramaz. Râkım ise Ziklaslarla yaptığı Kâğıthane sefası ile aileyi evine




                                                                                                           63
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70