Page 310 - Tarih 9 | Kavram Öğretimi Çalışması
P. 310
CEVAP ANAHTARLARI TARİH 9
Kavram Öğretimi
Çalışma No.: 107 Çalışma No.: 110
1. Yönerge:
1. Boyların soy ve dil birliğine sahip olmaları aynı amaçlar
1. a) Türkler tarih öncesi devirlerden başlamak üzere çok doğrultusunda hareket etmelerinde etkili olmuştur. Siyasi
geniş coğrafyalara yayılarak varlıklarını sürdürmüşlerdir, bu yapılanmada ve kalkınmada etkili olan soy ve dil birliği
nedenle Türk adı birçok anlam kazanmıştır. boyların sosyo- kültürel hayatlarında da etkili olmaktadır.
b) Türklerin çok kadim bir millet olmaları, Türk adı üzerinde 2. Boy teşkilatı eski Türklerde devletin işleyişinde çok büyük
yerli ve yabancı pek çok araştırmacının çeşitli ve detaylı önem arz eden bir yapıdır. Devletin işleyişinde, kalkınmasında
araştırmalar yapmalarına sebep olmuştur. ve bütünlüğünün korunmasında etkilidir. Günümüzde bu
yapıya en yakın olarak il yönetimlerini örnek olarak verebiliriz.
2. Türk adının anlamlarından yola çıkarak Türkler için savaşçı, Boyların hükümdara bağlılığı gibi iller de merkeze bağlı olup
mücadeleci, kanunlara bağlı, gelişmiş erdem sahibi ve nüfus- işleyiş olarak da boyların işleyişine benzer bir şekildedir.
ça fazla kalabalık bir millet oldukları söylenebilir.
3. a) Ziya Gökalp’e göre: Türklük, Türk kültürü ile terbiye 3. Oğuzlar, Bozoklar ve Üçoklar olmak üzere toplamda 24 boya
ayrılmışlardır. Bu boylar Göktürkler, Selçuklular ve Osmanlılar
görmek ve Türk ülküsü için çalışmak esasına dayanmaktadır. gibi tarihte büyük önem arz eden devletler kurmuşlardır.
Mustafa Kemal Atatürk’e göre: Türklük; sağlam karakterli, Türkler, doğası gereği bağımsızlıklarını önemsemişlerdir.
zeki ve çalışkan olma esasına dayanmaktadır. Dolayısıyla idaresi altında bulundukları devlete başkaldırmak
b) Bu sözlere göre Türk kavramının temel anlayışı birleştiri- yerine boylar halinde farklı yerlere göç ederek gittikleri
cilik ve bütünleştiriciliktir. yerlerde siyasi olarak teşkilatlanmışlardır. Bu şekilde dünyanın
farklı coğrafyalarına göç eden boylar burada yeniden siyasi
olarak yapılanmış ve hüküm sürmüşlerdir.
Çalışma No.: 108
1. Türkler tarih boyunca farklı milletlerle farklı münasebetler Çalışma No.: 111
içerisine girmişlerdir. Bu açıdan bakıldığında farklı milletler,
Türklerle kurdukları münasebetleri doğrultusunda Türk adına 1. Kurultaya katılanlar sadece hanedan mensuplarından değil-
farklı anlamlar yüklemişlerdir. dir. Hükümdarın ailesi dışında başka üyeler de kurultayda yer
almaktadır. Kağanın eşi hatunun kurultayda yer alması, devlet
2. Çin kaynaklarında T’u-kue şeklinde geçmekte olup miğfer, işlerinde de söz sahibi olduğunu göstermektedir. Kurultaylarda
tulga anlamına gelmektedir. Bu anlamı miğfer şeklindeki siyasi, askerî, ekonomik alanlar başta olmak üzere hemen her
dağdan aldığı düşünülmektedir. İskitçe “Takye” şeklinde konuda görüş bildirecek üyeler yer almıştır.
geçmekte ve “deniz kıyısında oturan adam, cezbetmek”, 2. Mete Han ile ilgili kurultay kararı örneğinde Mete’nin meseleleri
anlamına gelmektedir. Divan-ı Lügat-ı Türk’te Hz. Nuh’un kurultayda görüştüğü ancak son kararı yine kendisinin verdiği
torunu Yafes’in oğlu olarak geçmektedir. Ayrıca aynı kaynakta görülmektedir. Bu durum, kurultayın aynı zamanda danışma
“olgunluk, olgunluk çağı, kemal” gibi anlamlara da gelmektedir. meclisi özelliği taşıdığını göstermektedir. Uygurlar dönemine ait
Pers kaynaklarında “Turanlı” anlamında kullanılmaktadır. örnekten yola çıkarak kurultayın ülkenin geleceği için hüküm-
Bizans kaynaklarında “kudretli hun” şeklinde geçmektedir. dar olacak kişilerin belirlenmesinde etkili olduğu söylenebilir.
3. Kutsal kitaplardan olan Tevrat’a göre Nuh Peygamberin Göktürk dönemine ait verilen örnekte ise kurultayın hükümdarın
torunu, Yafes’in oğlunun adı “Türk”tür. Yine Ön Asya isteklerini uygun görmediğinde bu istekleri onaylamayabileceği
mitolojisine göre Nuh Peygamberin torunu, Yafes’in oğlunun anlaşılmaktadır.
adı “Türk”tür. Kaşgarlı Mahmut İslam kaynaklarının etkisinde 3. Devletin başında bulunan hükümdarın sınırsız yetkilere sahip
kalarak Hz. Nuh’un oğlunun adının Türk olduğunu ve bu adın olmaması ve halkı temsil eden kurultayın gerektiğinde hüküm-
Tanrı tarafından verildiğini ifade etmektedir. darın kararlarına müdahale edebilmesi göz önünde bulundu-
rulduğunda ilk Türk devletlerinin demokratik yönetim anlayışı
özellikleri taşıdığı söylenebilir.
Çalışma No.: 109
1. Yönerge: Çalışma No.: 112
1. Siyasi: Boyların birlik ve beraberliğinin sağlanması sonucu
güçlü devletler kurmuşlardır. 1. Bir danışma meclisi olan kurultayın varlığı ilk Türklerde devlet
Sosyal: Boylarda birlik, beraberlik ve dayanışmanın temelle- yönetimi konusunda yöneticilerin istişareye, fikir alışverişine
rinin atılmasına katkı sağlamışlardır. ve ortak akıl ile hareket etmeye önem verdiklerini gösterir.
Askerî: Sayıca güçlü ordulara sahip olunmasına katkı sağla- Son sözü söyleme hakkı kağanda olsa bile, kağan kararlarını
kurultayda müzakere sonucu alarak devlet ve millet menfaatini
mışlardır. ön planda tutan en isabetli kararları almaya çalışmıştır.
2. Boy yaşamında insanlar mücadelecidirler, çadırlarda yaşarlar, 2. Kağanın başkanlık ettiği kurultay devlet yönetiminde
hayvancılıkla uğraşırlar, boy içinde dayanışma içindedirler. en üst birimdi. İlk Türklerde devlet yönetiminde en üst
kuruluş olan kurultay, devlet ve toplum hayatını ilgilendiren
3. Türk hükümdarları boylar arasında birlik ve beraberliği ko- önemli kararların alındığı kuruluştur. Kurultay ve kağanın
rumaya çalışmalılar, adil olmalılar ve böylece boyların ken- onayından geçen bu kararların uygulanmasından da yine
disine başkaldırmasını engelleyerek devletin devamlılığını kurultay sorumluydu. Üst düzey davaların görülmesi yine
sağlamalıdırlar. kurultayda olur, kağanın onayından geçen geçen kararlar
infaz edilirdi. Yasama, yürütme ve yargı görevleri kurultayda
toplanmıştı. Günümüzde bu görevler farklı kurumlar
tarafından yürütülmektedir. Yasaların çıkarılmasından Türkiye
Büyük Millet Meclisi; uygulanmasından bakanlar kurulu ve
cumhurbaşkanlığı, yargı konusunda ise bağımsız mahkemeler
sorumludur. Kurultayda güçler birliği ilkesi ile hareket edilmiş
ancak günümüzde güçler ayrılığı ilkesi benimsenmiştir.
307