Page 187 - Dört Dörtlük Konu Pekiştirme Testi - TYT FELSEFE
P. 187
ÇÖZÜMLÜ SORULAR MS 2. Yüzyıl-15. Yüzyıl'da Felsefe -1 FELSEFE
5. Skolastik düşünce, inanç adına konuşan filozofların E) Bu dönemde yapılan tartışmaların göstermelik oldu-
felsefi yöntemleri kullanarak doğruluğundan emin olu- ğu, fikirlerin akıl süzgecinden geçirilmediği görülmek-
namayan bilgileri dahi doğru diye kabul ettirdiği bir dö- tedir. Dolayısıyla fikirlerin tartışılmadan kabul edilmesi
nemdi. Dogmatik bilginin anlamlandırılması sürecinde eleştiriye kapalı olduğunu göstermektedir. Cevap: C
mutlaklık aranması, doğası gereği felsefenin ruhuna
aykırı bu durumdu. Nihayetinde felsefi düşüncenin
yol ve yöntemlerinin amacına uygun kullanılmadığı
bir ortamda, herkesçe kabul görmüş akılcı doğruların
olabileceğini iddia ederek genelleme yapmak beyhude 6. Kavram realizmine göre türler ve cinsler hakikat olarak
bir çabaydı. Bu yönüyle Orta Çağ’ın değerli görülen fi- Tanrı’nın zihninde bulunur. Tümeller olarak da adlandı-
lozoflarının girdiği felsefi tartışmalara baktığımızda öz- rılan türler ve cinsler hem insan zihninden bağımsızdır
gür bir düşünce ortamı oluşturamadıkları görülecektir. hem de duyusal varlıkların meydana getirdiği fenomen-
Skolastik Dönem, fikirlerin aslında tartışılıyormuş gibi
yapıldığı ama özünde hiç tartışılmadan kabul edildiği ler dünyasından ayrı bir varoluşa sahiptir. Bu sebeple
bir dönemdi. felsefenin konusu sadece görünüşten ibaret olan du-
yusal dünya değil, Tanrı’nın zihnindeki türler ve cinsler
Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi skolastik olmalıdır.
düşünceye getirilen bir eleştiri değildir?
A) Dinsel öğretilere felsefe üzerinden evrensel bir nite- Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisi kavram
lik kazandırılmaya çalışıldığı realizmi ile aynı doğrultuda değildir?
B) Felsefi düşüncenin inancı doğrulamak adına araç A) Tümeller asıl gerçekliktir.
hâline getirildiği
B) Nesneler görünüşten ibarettir.
C) Filozofların görüşlerini akıl dışı açıklamalarla temel-
lendirdiği C) Soyut varlıklar bilginin kaynağıdır.
D) Dinsel otoritenin kendi doğrularını dayattığı
D) Somut varlıklar bilimin kaynağıdır.
E) Eleştirel düşüncenin bir kenara bırakıldığı
E) Duyusal dünya geçici varlıklardan oluşur.
Çözüm:
Çözüm:
8. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren skolastik düşün-
ce, Antik Yunan filozoflarının görüşlerinden hareketle Bu parçada tümeller olarak ifade edilen türler ve cins-
Hristiyan inancına dair temel konulara açıklık getirmeyi lerin kavram realizmine göre hakikat yani doğru bilginin
amaçlar. kaynağı olduğu ve tümellerin Tanrı’nın zihninde yer al-
dığı anlatılmıştır. Ayrıca felsefenin konusunun ise sade-
Bizden hangi seçeneğin skolastik düşünceye getirilen
bir eleştiri olmadığını bulmamız isteniyor. ce duyusal olarak algılanan varlıklar olmadığı ve duyu-
sal varlıklardan farklı bir var oluşa sahip olan tümeller
A) Skolastik düşüncenin herkesçe kabul görmüş kesin olduğu savunulmuştur. Parçadan hareketle;
doğrular üzerinden genelleme yaparak evrenselleş-
me amacı taşıdığı görülmektedir. “Kabul görmüş akıl- “Türler ve cinsler hakikat olarak Tanrı’nın zihninde bu-
cı doğrular” ifadesi “genelleme” ile birlikte kullanılarak lunur.” ifadesiyle A seçeneğinde yer alan tümellerin asıl
skolastik düşüncenin evrensellik iddiasına gönderme gerçeklik olduğu düşüncesine ulaşılmaktadır.
yapılmaktadır.
B) Skolastik düşüncenin, felsefenin ruhuna aykırı olan “Felsefenin konusu sadece görünüşten ibaret olan duyu-
temel özelliklerini kullanarak inancı doğrulama çabası sal dünya değildir.” ifadesiyle B seçeneğinde yer alan nes-
içine girdiği, kesin ve doğru bilgiye ulaşma adına felse- nelerin görünüşten ibaret olduğu fikrine ulaşılmaktadır.
fenin kullanıldığı dile getirilmektedir.
“Türler ve cinsler hakikat olarak Tanrı’nın zihninde bulu-
C) Parçada hristiyanlığın doğruluğundan emin olunma- nur.” ifadesiyle C seçeneğinde yer alan soyut varlıkların
yan bilgilerinin bile felsefe aracılığı ile kanıtlanmaya çalı- bilginin kaynağı olduğu savına ulaşılmaktadır.
şıldığından söz edilmiştir. Bu dönemde felsefeden bekle-
nen din dogmalarının felsefe aracılığı ile akılcı temellere “Duyusal varlıkların görünüşten ibaret olduğu” ifadesiy-
oturtulması ve doğruluğunun kanıtlanmasıdır. Dolayısıyla le E seçeneğinde yer alan Duyusal varlıkların bir görü-
felsefi düşüncenin akıldan bağımsız olması söz konusu nüşten ibaret olduğu fikri aynı doğrultudadır.
değildir.
Ancak D seçeneğinde belirtilen somut varlıkların bilimin
D) Skolastik düşünce doğruluğundan emin olamadığı kaynağı olduğu düşüncesi bu parçada anlatılanlarla
bilgiyi dahi doğru diye dayatmıştır. Bu dönem filozofları
teologlardır yani din adamlarıdır ve onların inanç hak- aynı doğrultuda değildir.
kında öne sürdüğü düşünceler tartışılmazdır. Bu da- Cevap: D
yatma aynı zamanda dönemin en belirgin özelliği olan
kilisenin güç ve otoritesinin tartışılmaz olduğunu da
gösteren bir ifadedir.
185