Page 49 - Matematik 10 | 1.Ünite
P. 49
Ver , Sayma ve Olasılık Ver , Sayma ve Olasılık
Bilim İnsanları
İlk Şifre Çözme Teknikleri ve Bilgin El Kindî
Şifreleme tarihi 3500 yıl öncesine kadar uzanır. Şifre kelimesi İngilizce “cipher” (sayfır) olarak ya-
zılır ve Arapçadaki “sıfr” yani sıfır kelimesinden gelir. Birkaç şifreleme örneği verilecek olursa şun-
lardan bahsedilebilir: Roma İmparatoru Julius Caesar (Culius Sezar) MÖ 60-50 yıllarında Roma
alfabesindeki harflerin yerini değiştirerek oluşturduğu şifreleme yöntemini devlet haberleşmesinde
kullanmıştır. Bu yöntem, şifrelenecek metindeki her harfin alfabede kendisinden 3 sonraki harfle
değiştirilmesiyle elde edilmiştir.
Diğer bir şifreleme yöntemi ise her harfe bir sayı belirleyen “ebced” hesabıdır. Ebced hesabı
harflere sırasıyla bir sayı değeri verilmesiyle meydana getirilen bir hesaplama sistemidir ve daha
çok tarih belirtmekte kullanılmıştır. Cümledeki harflerin ebced tablosundaki sayısal karşılığı ile bir
olayın tarihini belirlemeye tarih düşürme denir. Bir başka yöntem Almanların 2. Dünya Savaşı’nda
Scherbius (Şerbius) tarafından icat edilmiş yer değiştirme ile şifreleme prensibine dayanan Enig-
ma makinesini kullanmasıdır. Bu makine ile gerçekleştirilen Alman ordusuna ait şifreleme sistemi,
İngilizler tarafından kırılarak savaşta İngilizlere üstünlük sağlayan önemli bir faktör olmuştur.
Yukarıda belirtilen şifreleri tasarlayanların yanı sıra bu şifrelerin zayıf yönlerini bulmaya çalışanlar
da vardı. Anahtara sahip olmadan şifrelenmiş bir mesajı deşifre etme bilimi olan kriptoanaliz, ilkel
şifrelerin kırılma çabalarıyla ortaya çıkmıştır. Bu basit şifre sistemlerini, olası tüm şifre alfabele-
rini denemeden daha kolay bir yolla çözebilmek için matematik, istatistik ve dil bilimi alanlarında
yeterli bilgiye sahip olmak gerekiyordu. Abbasi döneminin yaşandığı yıllarda Araplar, birçok bilim
alanında ileri seviyedeydi. Aynı zamanda kriptoanaliz için gerekli olan matematik, istatistik ve dil
bilimi alanlarında önemli çalışmalar yapıyorlardı. Bu bilim dallarının gelişmiş olması, kriptoanalizin
Araplar tarafından bulunmasını sağladı ve bu alandaki ilk eserler Araplar tarafından yazıldı. Bun-
lardan ilki 9. yüzyılda yaşamış Arap filozofu El-Kindî’nin yazdığı “Kriptografik Mesajların Deşifresi”
isimli yazıdır.
El-Kindî’nin bu yazısı İstanbul’da, Süleymaniye Osmanlı Arşivinde bulunmaktadır ve kriptoanaliz
üzerine yazılmış ilk makale olup El-Kindî bu makalede frekans analizi kavramını ortaya atmıştır.
Frekans analizi bir dildeki harflerin tekrarlanma oranının hesaplanmasına dayanır. El-Kindî’nin
kriptoanaliz tekniği şöyle özetlenebilir:
Yazıldığı dil bilinen şifreli bir mesajı çözmek için aynı dilde yazılmış yeterince uzun bir metin bulup
her bir harfin kullanım sıklığını hesaplamak gereklidir. Metinde en sık kullanılan harf, şifreli me-
sajdaki en sık kullanılan harfe denk gelmektedir. Aynı işlem, sırasıyla diğer harfler için de yapılır.
Bu işlem bittikten sonra mesajdaki harfler ortaya çıkmış olur. El-Kindî, bu kriptoanaliz yöntemine
frekans analizi adını vermiştir. Bu adın verilmesinin sebebi ise bir dildeki her harfin bir kullanım
sıklığının (frekans) olmasıdır. Bir harfin frekansı yeterince uzun metinler seçilerek bulunur ve
frekans o harfin kaç kez kullanıldığının metindeki toplam harf sayısına bölümüdür. Bu sayı küçük
sapmalar gösterebilir fakat harflerin frekanslarının kendi aralarındaki büyüklük sırası genellikle
değişmez (Çimen, 2009, s. 29-33; http://www-history.mcs.st-and.ac.uk/Biographies/Al-Kindi.
html).
Düzenlenmiştir.
61