Page 51 - Tarih 11 - Ünite 4
P. 51
DEVRİMLER ÇAĞINDA DEĞİŞEN
DEVLET-TOPLUM İLİŞKİLERİ
Osmanlı Devleti’nde hukuksal gelişimin dönüm noktası, Kanun-ı
Esasi’nin kabulüdür. Kanun-ı Esasi; siyasal rejimi belirlemiş, yetkile-
rin kullanımını tanımlamış, yönetenlerin sorumluluklarını belirleyip
denetime tabi tutmuş ve yargılama açısından yenilikler getirmiştir.
Kanun-ı Esasi’nin Bazı Maddeleri Şunlardır:
• Padişah kutsaldır ve icraatlarından dolayı sorumlu
tutulamaz.
• Vekillerin tayin ve azli, yabancı devletlerle sözleşme
yapılması, savaş ve barış ilanı, kara ve deniz kuvvet-
lerinin kumandası, Meclis-i Umûminin toplanması
ve tatili, Heyet-i Mebusan’ın feshi padişahın mutlak
haklarındandır (Görsel 4.65).
• Matbuat, kanun dairesinde serbesttir.
• Müsadere, angarya ve işkence yasaktır.
• Sadrazam ve şeyhülislamı bizzat padişah belirler,
sadrazamın belirleyeceği diğer vekiller ise padişah
tarafından onaylanır.
• Meclis-i Umûmi üyeleri, düşünce ve beyanlarında
özgürdür; meclisteki konuşmaları ve görüşleri için
haklarında soruşturma açılamaz.
Görsel 4.65
• Kanun teklifi Heyet-i Vükela’ya aittir. Kanun-ı Esasi’nin
• Kanun tasarıları Meclis-i Mebusan ile Meclis-i Âyanda bazı maddeleri
kabul edilir ve padişah tarafından onaylanırsa kanunlaşır. YORUMLAYALIM
Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku, s.19-43’ten düzenlenmiştir.
Kanun-ı Esasi’de, padişaha geniş yetkiler verilmesi, ne gibi so-
nuçlar doğurmuş olabilir?
Bütün bu konularda padişahın geniş yetkilerinin bulunması, ana-
yasayı etkisiz kılmış ve padişah Meclis-i Mebusan karşısındaki
üstünlüğünü korumuştur. Ancak padişahın geleneksel otoritesi,
anayasa ile az da olsa sınırlandırılmıştır. Meclis-i Mebusan üye-
lerinin seçimle gelecek olması da halkın idareye katılması için
yeni bir adım olmuştur.
Meşrutiyetin ilanından sonraki yıllarda Kanun-ı Esasi’de yedi defa
değişiklik yapılmıştır. II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden
sonra 21 Ağustos 1909’da yapılan değişiklikler, en köklü değişiklik-
lerdir. 1909’daki değişikliklerden biri, padişahın mecliste anayasaya
bağlılık yemini etmesi olmuştur. Bu dönemde hükûmetin, hüküm-
dara değil Meclis-i Mebusana karşı sorumlu olması ve güvenoyu
alma mecburiyeti gibi pek çok önemli değişiklikler yapılmıştır.
Ayrıca yabancı devletlerle antlaşmalar yapma konusunda meclisin
yetkileri artırılmıştır. Bu düzenlemeyle 1876’da padişaha tanınan
sürgün yetkisi başta olmak üzere bazı haklar kaldırılmıştır. Böylece
daha özgürlükçü bir yapı ve gerçek parlamenter hükûmet modeli
benimsenmiştir. Aynı dönemde, yeni bir madde ile toplanma ve
dernek kurma hürriyeti getirilmiştir.
169