Page 54 - Tarih 11 - Ünite 4
P. 54
4. ÜNİTE
Üç Tarz-ı Siyaset
Avrupa’da ulus devlet, halk egemenliği, modernizm ve sekülerizm
gibi gelişmeler; din ve töre temelli değerlerin yerine insan aklını
ve bilimin ürünü olan değerlerin konulmasını sağlamıştır. Ulus
devletler, kendi halklarını dil ve ülkü birliğine sahip bir “ulus” hâ-
line getirmek ve “millî kültür” inşa etmek için çalışmıştır.
Ulus devlet modelinin öncüsü ve başarılı bir örneği olan Fransa,
onlarca etnik grubu aynı dili konuşan ortak duygu ve düşüncele-
re sahip bir millet hâline getirmeyi başarmıştır. Bununla beraber
XIX. yüzyılda Fransa’da; Panslavizm, Pangermanizm gibi pek çok
ulusal akım ortaya çıkmıştır.
Avrupa’da yaşanan bu gelişmelerin Osmanlı Devleti’ne de yansı-
maları olmuştur. Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında ülke par-
çalanmaya doğru giderken kötü gidişi önlemek amacıyla birtakım
kurtuluş çareleri ortaya atılmıştır. Osmanlı Devleti’nde merkezî
idarenin ve düşünce adamlarının, devletin dağılmasını önlemek
için siyasi ve toplumsal birliği koruma çabaları, farklı fikir akım-
larının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu fikir akımları Üç Tarz-ı
Siyaset olarak bilinmektedir.
Yusuf Akçura ve Üç Tarz-ı Siyaset
Yusuf Akçura, Türk siyasi hayatında “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı
(Görsel 4.68) makalesiyle meşhur olmuştur. 1904 yılında Mı-
Görsel 4.68 sır’da “Türk” isimli gazetede yayımlanan bu makale, Türkçülük
Üç Tarz-ı Siyaset
akımının manifestosu olarak kabul edilmiştir. Akçura, bu maka-
lesinde Osmanlı Devleti’nin eski gücüne tekrar kavuşabilmesi
için Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük olarak adlandırdığı
üç ana düşünceyi incelemiştir. Üç Tarz-ı Siyaset’te Yusuf Akçura
şu konular üzerinde durmuştur: Bir Osmanlı ulusu meydana
getirmek, İslamcılığa dayanan bir devlet yapısı kurmak ve
ÖRNEK METİN ırka dayalı bir Türk siyasal ulusçuluğu meydana getirmek.
Yusuf Akçura, Üç Tarzı Siyaset, s.1-11’den düzenlenmiştir.
Fransız İhtilali ve Napoleon Savaşları sonrasında yaygınlaşan
milliyetçilik fikri, halkların yaşadıkları topraklar üzerinde kendi
devletlerini kurmak için faaliyetlere girişmelerine neden olmuş-
tur. Bu sebeple özellikle imparatorluklar, millî devletlere bölünme
tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Osmanlı Devleti’nde ise devletin
parçalanma tehlikesi karşısında pek çok aydın, Osmanlıcılık fikrini
savunmuştur.
Osmanlıcılık fikrine göre ırk, dil, din ve mezhep ayrımı gözetilmek-
sizin Osmanlı halkları; haklar ve ödevler bakımından eşit kabul
edilmiştir. Böylece ortak bir vatan kavramı etrafında bir Osman-
lı ulusunun oluşturulması amaçlanmıştır. Osmanlıcılık fikrinin
oluşturulma amacı devleti parçalanmaktan kurtarmak ve mevcut
sınırları korumak olmuştur. Akçura, Osmanlıcılık fikrinin Fransa’nın
liberal milliyet anlayışına göre II. Mahmud Devri’nde başladığını
belirtmiştir. Tanzimat Devri’nde güçlenen Osmanlıcılık söylemi,
Balkan Savaşları esnasında yaşanan millî felaket ve Rumeli top-
172