Page 11 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 3.Ünite
P. 11

Türklerde Hukuk





                                                   İlk Osmanlı Kanunu
                    Osman Gazi’nin yanına bir Germiyan tüccarının yaklaşıp; “Buranın pazar bac’ı-
                nı bana satın.” demesi üzerine, Osman Gazi; “Bac ne ola ki?” dedi. Tüccar da; “Her kim
                                           pazara mal getirirse, ondan akçe alayım.” dedi.  Osman Gazi;
                                           “Adam, pazara gelenlerden alacağın mı var ki, akçe alasın?”
                                           diye sorunca, tüccar; “Bu bir gelenektir. Her yerde yük ba-
                                           şına  padişah  için  alınır.”  dedi.  Osman  Gazi;  “Tanrı  mı  bu-
                                           yurdu, yoksa beylerin kendileri mi böyle ettiler?” diye sordu.
                                           Halk arasından biri; “Töredir beyim. Ezelden kalmıştır.” dedi.
                                           Osman Gazi o kişiyi şiddetle azarladı. “Bir kimse helalinden
                                           kendi eliyle akçesini kazanmış. Bana ne borcu var ki beda-
                                           vaya  akçe  versin?”  Sonra  oradakiler  Osman  Bey’i  bilgilen-
                                           dirdiler.  “Beyim,  bu  pazarı  bekleyip  hizmetini  gördüğümüz
                                           için emeklerimizin karşılığı olarak adettir. Kim pazardan gelir
                                           elde ederse kazancından bir nesnecik verir.” diye açıklayınca
                 Görsel 3.6: Osman Gazi (Temsilî)  Osman Gazi bunu kabul etti ve böylece Bac Kanunu yapıldı.
                                                                          Halil İnalcık, Osmanlı, s. 54 (Düzenlenmiştir.)

                 Yukarıdaki metinde de ifade edildiği gibi ilk örfî vergi olan pazar vergisinin konması sıra-
            sında Osman Gazi, Allah’ın emri değil diye böyle bir vergiye karşı çıkmıştır. Ancak bunun şerî
            esaslara aykırı olmadığını anladıktan sonra da bu verginin alınmasını kabul etmiştir.
                 Örfî hukukun yazılı kaynağı olan kanunnâmelerde geleneksel hukuk kurallarına geniş yer
            verilmiş olmasına rağmen, herhangi bir konuda ilk olarak şerî hukuk kuralları dikkate alınmış-
            tır. Ele alınan konuyla ilgili şerî bir hukuk kuralı bulunmadığı zaman örfî hukuk kuralları devre-
            ye girmiştir. Yani Osmanlı hukuk anlayışında örfî hukuk ile şerî hukuk birbirini tamamlayarak
            devam etmiştir.
                 II. Murat Dönemi’nde örfî hukuk devlet teşkilatına tam olarak yerleşmiştir. Osmanlı Devle-
            ti’ne ait olan 1431 tarihli Arnavut İli Tımar Defteri’nde tımar sistemi uygulamaları, örfî vergilerin
            tahsili, asker ve reaya sınıfının konumu, bütün teşkilat esasları ve uygulamaları yer almaktadır.
            Bu belge örfî hukuk kurallarının devlet kayıtlarında yer aldığını göstermektedir.
                 SORU

                   Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde örfî hukuk kanunlarına sık sık yeni maddeler
              konulmasının sebebi ne olabilir?


                 Osmanlı Devleti’nde çeşitli konularda hazırlanan kanun ve nizamlara kanunnâme denil-
            miş, Osmanlı Devleti’ndeki ilk kanunnâmeyi de Fatih Sultan Mehmet hazırlatmıştır. Kanunnâ-
            meye; “Bu kanunnâme atam ve dedem kanunudur. Benim dahi kanunumdur...” diye başlayan
            Fatih Sultan Mehmet, bu kanunnâmeyi devletin bütün bölgelerinde uygulanması için umumi
            kanunnâme olarak hazırlatmıştır. Fatih Kanunnâmesi olarak bilinen bu kanunnâmede vergi
            sistemi ve devlet teşkilatları ile ilgili düzenlemeler vardır. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan
            Süleyman’ın da kendi isimleriyle anılan kanunnâmeleri vardır.


                                              Fatih Kanunnâmesi’nden
                    “Bilinsin ki vezirlerin ve devlet ileri gelenlerinin başı vezir-i âzamdır..., ...malımın
               vekili deftardarımdır..., ....şeyhülislam ulemânın reisidir ve ağalardan yeniçeri ağası, sâir
               ağaların büyüğüdür...”
                            Abdülkadir Özcan, Fatih Teşkilat Kanunnamesi ve Nizamı Alem İçin  Kardeş Katli Meselesi, s. 30,31 (Düzenlenmiştir.)


                 Osmanlı Devleti’nde kanunnâmeler padişahın fermanı üzerine nişancı tarafından hazırlanırdı.
            Hazırlanan bu kanunnâme sadrazamın başkanlığında toplanan Divan-ı Hümayun’da görüşülürdü.




                                                          111
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16