Page 15 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 3.Ünite
P. 15
Divan-ı Mezâlim ile Divan-ı Hümayun’un Adlî Fonksiyonları
Görsel 3.9: Divan-ı Hümayun toplantısı (Temsilî)
Divan-ı Mezâlim’in adlî açıdan konumu, halkın şikâyetlerini dinleyip karara bağlayan en
yüksek adlî kurum olmasıdır. Selçuklularda bu divan haftanın iki günü halkın şikâyetlerini din-
ler, örfî davaları kendi çözerken şerî davaları kadılara bırakırdı.
Türk İslam devletlerindeki Divan-ı Mezâlim, Osmanlı Devleti’nde daha geniş yetkilerle dona-
tılarak Divan-ı Hümayun adını almıştır.
Osmanlı Devleti’nde Padişah Divanı da denilen Divan-ı Hümayun’a (Görsel 3.9), Fatih Dö-
nemi’ne kadar bizzat padişahlar başkanlık etmiş, Fatih Kanunnâmesi ile bu usül kaldırılmış ve
vezir-i azam, padişaha vekaleten divan başkanlığı yapmaya başlamıştır. Şeyhülislamlar ilk dö-
nemlerde divan üyesi olmamalarına rağmen kazaskerin çözemediği önemli meselelerde kendisin-
den fetva istenmek üzere divana çağrılmıştır.
Divan-ı Hümayun’un temel görevi adaleti sağlamaktı. Halk şikâyetlerini divana sunar, bu
şikâyetler de padişah tarafından dikkate alınırdı. Osmanlı Devleti’nde hükümdar cuma namazı
çıkışında ava veya sefere giderken de halkın dilekçelerini kabul ederdi.
Divanda vezir-i azam, divan başkanı sıfatıyla davaları dinlerdi. Örfî ve idari davaları ken-
disi halleder, şerî davaları kazaskere havale ederdi. Kazasker de kendisine gönderilen davalara
bakar ve baktığı davaları karara bağlardı. Padişah ve vezir-i azamı da bağlayan en yüksek karar
ve yürütme organı divandı. Divanın aldığı kararlar, şerî ve örfî kanunlara aykırı olmadığı sürece
padişah tarafından onaylanırdı.
SORU
Osmanlı Devleti’nde halkın şikayetlerini, Divan-ı Hümayun’a iletebilmesini Osmanlı
Devleti’ndeki hukuk anlayışı açısından değerlendiriniz.
115