Page 16 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 3.Ünite
P. 16
3. Ünite
Divan kararları vezir-i azam tarafından telhis adıy-
la özetlenir ve padişaha arz edilirdi. Padişahın onayından
geçen hukuki hükümler, bir araya getirilirse kanunnâme,
mevcut kuralları hatırlatmak için bütün mahallî idare re-
islerine gönderilirse adaletnâme, hususi bir meseleye ait
olursa hüküm adını alırdı.
Divanda görüşülüp karara bağlanan ve padişahın
onayından geçen önemli hükümler mühimme defterlerine
kaydedilirdi (Görsel 3.10).
Divan-ı Mezâlim ile Divan-ı Hümayun’a her din, her
mezhep ve her milletten insanlar başvurabilirdi. Her iki
kurumda da kadıların yanlış karar verdiğini düşünenler
ile devlet görevlilerinin haksız muamelesine maruz kalan-
lar haklarını arayabilirdi.
Macaristan’ın Yanova eyaletinde yaşayan köylülerin,
kale dizdarlarının sözde onarım gideri karşılığı kendilerin-
den kanuna aykırı olarak para toplanmasından şikâyet Görsel 3.10
etmesi bunun en güzel örnekleri arasında yer alır. Mühimme Defteri’nde bir hüküm
Osmanlı Devleti’nde Kadılık
Kadılar (Görsel 3.11), adlî ve idari işlerle belediye iş-
lerine bakan görevlilerdi. Bu görevlerinin yanında nikah,
miras, boşanma, noterlik ve vakıfların işleyişi ile ilgili ko-
nulara da bakarlar ve bunları hükme bağlarlardı.
Kadıların idari görevleri arasında kazaların yönetimi-
nin ve asayişinin sağlanması, esnaf ve loncaların denet-
lenmesi, üretim ve pazar yerlerinin kontrol edilmesi de yer
alırdı.
Kazaların imar işlerini düzenlemek, çevre temizliğini
sağlamak, çarşı ve pazarda satılan ürünlerin fiyat kontro-
lünü yapmak ve temel gıda maddelerinin teminini sağla-
mak gibi görevler, Kadıların belediye ile ilgili olan görevleri
arasında yer alırdı. Kadılara mahkeme işlerinde yardımcı
olan kişilerin başında ise naip adı verilen bir görevli bu-
lunurdu.
Kadılık müessesesi, adalet mekanizmasının temel taşı
olduğu için kadılar medreseden yüksek derece ile mezun
olmak zorundaydı. Tahsilsiz vezir-i azam olunabilirdi ama
küçük bir kazaya kadı olunamazdı. Kadılar yargı sistemi-
nin bağımsızlığını temsil ettikleri için onlara verilebilecek
en ağır ceza azil (görevden alınma) ve sürgündü.
Kadılar doğrudan merkeze karşı sorumluydu ve mer-
kezle muhataptı. Kadılık, yargı kuvvetinin en önemli bi-
rimlerinden biriydi. Osmanlı Devleti’nin ilk kurucusu ve
ilk sultanı olan Osman Gazi, Kadı Dursun Fakih’i Karaca-
Görsel 3.11: Kadı (Temsilî)
hisar’a egemenlik alâmeti olarak tayin etmişti.
Fethedilen yerlere hemen kadı atanmasının sebebini
adaletnâmelerden anlamak mümkündür. Zira devlet idaresinde en çok ihtiyaç duyulan ve en
çok başvurulan teşkilat kadılık kurumuydu. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren vezirler,
uzun bir süre kadılar arasından seçilmiştir. Kadılar adaleti dağıtma noktasında padişahın vekili
sayıldığı için vezir-i azam dahi kadıların yargı ile ilgili verdiği kararlara karışamazdı.
116