Page 147 - Uluslararası İlişkiler
P. 147
ÜNİTE
TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKASI 7
Çift kutuplu dünyada ABD ve Batı Avrupa eksenli bir politika izleyen Türkiye, 1990’lı yıllarda başta
Orta Asya, Balkanlar ve Kafkasya olmak üzere yeni bölgelerle ilişkiler kurma fırsatı yakalamıştır. Sovyet-
ler Birliği’nin yerini alan Rusya ile iyi ilişkiler kurulurken Uzak Doğu ülkeleriyle ilişkiler de hızla gelişmeye
başlamıştır. Körfez savaşlarından sonra ise Orta Doğu, Türkiye için güvenlik risklerinin arttığı ve ABD ile
çıkar çatışmalarının yaşandığı bir alan hâline gelmiştir.
2. Türkiye-AB İlişkileri
ETKİNLİK
“T.C. Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği”nin 2011 yılında "T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı"na
dönüştürülmesinin sebeplerini sınıfta tartışınız.
Bu dönemde Türkiye-AB ilişkileri dört önemli dönemden geçmiştir:
a. Gümrük Birliğine Hazırlık Dönemi (1990-1995)
1990’lardan sonra Avrupa ülkeleri arasında sınırların kaldırılması ve birleşik bir Avrupa kurulması,
sık sık gündeme gelmiştir. Bu doğrultuda “Avrupalılık” kavramı yeniden ele alınmış, Türkiye’nin Avrupalı
olup olmadığı sorunu tar-
tışmaya açılmıştır.
Sosyalist Blok’un AB’ye üye ülkeler
çözülmesi sonucu Orta ve AB’ye aday ülkeler
Doğu Avrupa’da serbest
kalan ülkelerin AB’ye ka- AB’den ayrılma kararı alan ülkeler
tılımlarını sağlamak, bu AB’ye üye olmayan ülkeler
yıllarda AB’nin öncelikli
hedef hâline gelmiş ve
Türkiye ile ilişkiler ikinci
plana itilmiştir. Bu nedenle
Türkiye’nin önceliği bir an
önce AB ile Gümrük Birli-
ğine girmek ve böylelikle
üyelik vizyonunu elde et-
mek olmuştur.
1990’lı yılların or-
talarına kadar Türkiye-
AB ilişkileri, oldukça ger-
gin seyretmiştir. AB’nin,
özellikle insan hakları
alanında Türkiye’ye yö-
nelttiği eleştiriler, Ankara
ile Brüksel arasındaki iliş-
0 100 200 km
kilerin siyasi açıdan ger-
gin seyretmesine neden Harita 7.6 Avrupa Birliği ve Türkiye
olmuştur.
b. Gümrük Birliği Dönemi (1996-1998)
Türkiye 1995’te imzalanan Gümrük Birliği Antlaşması ile 1 Ocak 1996’dan itibaren Gümrük Birli-
ğine katılmıştır. Bu antlaşma ile AB’nin belirleyeceği dış ticaret politikalarına uymayı taahhüt eden Tür-
kiye, AB’ye tam üye olmadan Gümrük Birliğine giren ilk ve tek ülke olmuştur.
AB Konseyinin 1997 Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye’yi aday ülkeler arasında göstermemesi,
ilişkileri kopma noktasına getirmiştir. AB Türkiye’den insan hakları standartlarının yükseltilmesi, azınlık
haklarının korunması, Yunanistan’la sorunların çözülmesi ve Kıbrıs’ta Birleşmiş Milletler kararları doğrul-
tusunda bir siyasi çözüme ulaşılmasını istemiştir. Bu isteklerden ulusal çıkarlara aykırı görülenler, Türk
Hükûmeti tarafından reddedilmiş, bu durum AB ile siyasi diyaloğun askıya alınmasına neden olmuştur.
147