Page 13 - Seçmeli Psikoloji | 3.Ünite
P. 13
3. ÜNİTE
Akvaryum, kar topu, kum saati vb. farklı isimlerle uygulanan birçok aktif öğrenme tekniği vardır. Bu tekniklerde
öğrenene genellikle aşağıdaki gibi çalışmalar yaptırılır.
• Tartışma
• Grupla çalışma
• Bilgi kartları oluşturma
• Benzerliklerden yola çıkarak sonuca ulaşma
• Çalışma kâğıdı hazırlama
• Öğrendiği bir şeyi başkasına öğretme ve paylaşma
• Uzman görüşü alma
Aktif öğrenme bireysel ilgi, ihtiyaç ve yetenekleri dikkate alır. Bireysel farklılıklar dikkate alınarak yapılan öğ-
renme etkili ve kalıcıdır. Etkili ve kalıcı öğrenme bireyin hayat boyu öğrenme isteğini artırır ve okul dışında da
öğrenmeye devam etmesini sağlar.
OKUMA METNİ
BİLGİYE “SAHİP OLMAK” YA DA “OLMAK”
Sahip olmak yönlendirmesi altindaki öğrenciler, bir dersi şöyle dinlerler: Bir yandan anlatilan şeyleri
dinleyip, onlar arasindaki mantikli bağlari yakalayarak, anlami kavramaya çalişirken, öte yandan da bütün
anlatilanlari defterlerine not ederek, gelecek sinavda başarili olmayi amaçlarlar. Bu arada anlatilan şeylerin
içeriği üzerine pek düşünmez, ona karşi bir tavir almazlar. Böylelikle öğrendikleri şeyler, onlarin düşünce
dünyasinin bir parçasi hâline gelmediği için kişisel gelişme ve evrimlerine hiçbir katkida bulunamaz.
Bu öğrencilerin yaptiklari; duyduklari ve hafizalarinda sakladiklari teorileri, yeri gelince eksiksiz ve kat-
kisiz olarak yinelemekten ibarettir. Öğrenci başkalari tarafindan varilan bazi sonuçlarin mülkiyetini eline
geçirmiş, bu düşüncelere “sahip olmuştur”.
Öğrencilerin tek amaci vardir: “öğrenilmiş” olani saklayip, tutabilmek. Sahip olucu karakter yapisinda-
ki birisi için yeni düşünceler ve fikirler, daha önce kafasina yerleştirdiği şeylerin tümünün yeniden gözden
geçirilmesine ve yeni sorular sorulmasina yol açacağindan rahatsiz edici olacaktir. Dünyaya bakiş açisi ve
insanlarla ilişki biçimi, sahip olmak ilkesine göre ayarlanmiş bir insan için kolayca siniflanamayan, böylece
de gelişen, değişen ve denetim altina alinamayan her düşünce, huzursuz edici ve korku vericidir.
Yaşama “olmak” ilkesi açisindan bakan öğrenciler içinse öğrenme süreci bambaşka bir değer ve kalite
taşir. Onlar bir derse boş bir zihinle ve hiçbir fikirleri olmadan girmezler. Dersin konusu üzerinde önceden
düşünmüşlerdir ve belki de akillarina takilan bazi sorular vardir. Yani öğrenecekleri şey ile bir hesaplaşma
sürecine girmişlerdir ve bu konu onlari ilgilendirmektedir.
Ders sirasinda anlatilanlari yalnizca yakalayip not etmekle kalmazlar. Dinlerler, ama pasif bir dinleme-
den farkli olarak olaya aktif bir tepki gösterirler ve üretici biçimde yaklaşirlar. Dinleme eylemi onlar için can-
li bir süreçtir ve öğrenci, duyduklari ile kendi bilgileri arasinda aninda bağlantilar kurarak kendi düşüncesini
geliştirmeye yönelir.
Kisaca ders bitince elinde kalan, eve taşiyip sonradan ezberleyeceği bir anlati paketi değildir. Öğrenci
ders sonrasinda eskiye oranla değişmiş, başkalaşmiştir. Her yeni bilgi, onda bazi yeni gelişmelere yol açmiştir.
Tabii bu tür bir tepki alabilmek için, dersin konusunun ilgi çekici olmasi ve iyi sunulmasi da gerekmektedir…
(Erich Fromm, Sahip Olmak ya da Olmak, s.53-54-55)
SINIF İÇİ ETKİNLİK 7
Yukarıdaki Bilgiye Sahip Olmak ya da Olmak adlı metinden yola çıkarak kendinizi sorgulayınız.
Bilgiye “sahip olanlardan” mısınız yoksa “olanlardan” mı? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
ÖĞRENME, BELLEK, DÜŞÜNME 95