Page 18 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 5.Ünite
P. 18
5. ÜNİTE
3 METİN
Hazırlık
1. Edebî türlerden hangisinin bir insanın iç dünyasını yansıtmada daha etkili olduğunu düşünüyor-
sunuz? Düşüncelerinizi nedenleriyle paylaşınız.
2. Yahya Kemal Beyatlı’nın “İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar.” sözüyle ilgili düşüncelerinizi sözlü
olarak ifade ediniz.
MAİ VE SİYAH
22 yaşındaki Ahmet Cemil, İstanbul’da oturan orta hâlli bir ailenin çocuğudur. Annesi, babası, 17 yaşındaki
kız kardeşi İkbal ve yardımcıları Seher ile birlikte Süleymaniye’deki evlerinde yaşamaktadır. Mülkiye Mekte-
binde okurken babasını kaybeder ve genç yaşta çalışma hayatına atılmaya mecbur kalır. Çok yakın arkadaşı Hü-
seyin Nazmi’nin tavsiyesi ile gazetelerde çeviriler yaparak ve özel ders vererek
Bilginiz Olsun ailesini geçindirir. Bütün bu güç yaşam koşulları içinde okulunu bitirir. Memur
Mai ve Siyah, yazarının da olmak yerine gazete ve matbaada çalışmaya devam eder. Bu arada kendisi için çok
içinde yer aldığı Serveti- önemli bir eser üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Dönemin sanat anlayışından
fünun topluluğunu ve o farklı, kendine özgü olan bu eseri tamamladığında büyük bir ün kazanacağını ve
dönemi anlatan bir “nesil hayatta hak ettiği yeri alacağını hayal etmektedir.
romanı”dır. Eserde Ahmet
Cemil, Servetifünun top- Aşağıda Ahmet Cemil’in özel ders vermeye gidişinin anlatıldığı bir
luluğunu temsil eden bir bölümü okuyacaksınız.
karakterdir. Haftada üç gece yemekten sonra evden çıkarak, bu sükûn köşesini bı-
rakarak Vezneciler’e kadar gider; orada saatlerce uğraştıktan sonra mai-
yetine verdikleri bir uşağın refakatiyle evine gelir, o zamana kadar herkes
yatmış olduğundan üzerine aldığı anahtarlarla kapıyı açarak hafifçe ayaklarının ucuna basa basa
odasına girer, nihayet on altı saatlik bir sa’yin ıstırabı pahasına kazanılmış olan yatağına sokulurdu.
Asıl bu Vezneciler seferinden kış esnasında zahmet çekmişti. Öyle ki ders günleri yemeğini yedik-
ten sonra mangalın başında ısınmak mümkün iken buna muvaffak olamayıp soğukta, karların, ça-
murların içinde tekrar sokağa çıkmak lazım geleceğini düşündükçe eve gitmekten korkar olmuş idi.
Dersi olduğu akşamlar sofrada matemi andıran bir sükût ile yemek yedikten sonra küçücük kır-
190