Page 22 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 5.Ünite
P. 22

5.  ÜNİTE






                  O zaman kendini bu dalgaların arasında süzülüp latif bir gaşiy ile mest olarak, sinirleri uyuşarak deni-
               zin o dipsiz uçurumlarına doğru iniyor vehmetti. İniyor, bitmeyen bir sukût ile, zulmetleri tabaka tabaka
               yararak, şu siyah dalgaları kütle kütle sırtına alarak, yavaş yavaş, muntazam bir ahenkle, ademe tam bir
               teslimiyetle iniyordu. Evet, bir karar hamlesi, yalnız bir küçük hareket, nasipsiz geçen hayatı ile şu faydasız
               vücut arasında bu denizin bütün siyah tabakalarını bir set silsilesi gibi bırakarak ta şu ummanın bir türlü
               sonu bulunamayan derinliklerine kadar inecekti. Birdenbire silkindi…
                  Ta yanı başında bir ses:
                  – Cemil, niçin karanlıkta yalnız oturuyorsun? diyordu.
                  O vakit titreyerek ayağa kalktı: “Geliyordum, anne!...” dedi ve hayatta bir ümidi kalmamış bu çocuk,
               yavaş yavaş, bu siyah geceden, şu kendisini çekip almak isteyen ademden ayrılarak, mevcudiyetini daha
               kuvvetle çeken bu sese uyarak, annesini takip etti…

                                                                                Halit Ziya UŞAKLIGİL, Mai ve Siyah






                                    METİNDE GEÇEN BAZI KELİME VE KELİME GRUPLARI

                 adem            : Yokluk.                      meşkûk             : Şüpheli.
                 arzın küreviyeti  : Dünyanın yuvarlaklığı.     mugayir            : Aykırı.
                 avdet           : Dönüş.                       muhiş              : Korkunç.
                 bârân           : Yağmur.                      muhtasar           : Küçük.
                 bati            : Yavaş.                       mukabele           : Karşılık.
                 bali            : Yapma.                       mukadder           : Nasip olan.
                 besim           : Büyük.                       mukaddime          : Ön söz.
                 cali            : Yapmacıklı, sahte.           mülevven           : Renkli.
                 dağdağa         : Koşuşturma.                  mütecessis         : Meraklı.
                 dürr            : İnci.                        refakat            : Eşlik etme.
                 esvap           : Giysi.                       sa’y               : Çalışma, emek.
                 fasıl           : Bölüm, kesinti.              sania              : Düzmece.
                 feşfeşe         : Hışırtı.                     sekerat zemzemesi  : Son nefes ezgisi.
                 fevvare         : Fıskiye.                     sukût              : Düşüş.
                 gaşiy           : Kendinden geçmek.            sükûn              : Sakinlik.
                 gayp            : Bilinmezlik.                 şakird             : Öğrenci.
                 hiras           : Korku.                       şedit              : Şiddetli.
                 iftirak etmek   : Özlemle ayrılmak.            tahassüs           : Duygulanma.
                 ihtizaz etmek   : Titremek.                    taksim             : Bölme.
                 incila          : Parlaklık.                   tefekkürat         : Düşünüşler.
                 inkişaf etmek   : Belirmek.                    tekabül            : Karşılık.
                 istihza         : Alay.                        temaşa             : İzlenim.
                 iştiyak         : Özlem.                       tersim olunmuş     : Resmedilmiş.
                 İzdiham         : Kalabalık.                   vehm               : (Metinde) Düşünce.
                 mahfaza         : Kap.                         yegâne             : Biricik, tek.
                 mahuf           : Korkunç, korkulu.            yeis               : Umutsuzluktan doğan
                 maiyet          : Üst görevlinin yanında bulunan                    karamsarlık, üzüntü.
                                  kimseler, alt kademedekiler.  ziya               : Işık.
                 mehcur olmak    : Uzaklaşmak.                  zulmet             : Karanlık.






           194
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27