Page 15 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 4.Ünite
P. 15

Türklerde Ekonomi


                 Klasik Dönem Osmanlı ekonomisinde; iaşecilik, gelenekçilik ve fiskalizm gibi üç ana ilke-
            nin etkili olduğu görülmektedir.


              KLASİK DÖNEM OSMANLI EKONOMİSİ


                  İaşecilik
                  Halkın refahı ve mutluluğu için piyasalarda arzu edilen kalitede ve ucuz fiyata yeteri kadar mal
                  bulunması önemli olduğu için Osmanlı Devleti bunu gerçekleştirmek amacıyla temel tüketim mal-
                  larının yeterince üretilmesine dikkat etmiştir. Çok geniş bir coğrafyaya sahip olan Osmanlı Devle-
                  ti’nde, ülkenin bir ucundan diğer ucuna ticaret kervanları devamlı hareket hâlindeydi ve Osmanlı,
                  ekonomik kaynakların hemen her çeşidine sahipti. Osmanlı Devleti gerekli gördüğü durumlarda
                  serbest bir şekilde ithalata da izin vermiştir.


                  Gelenekçilik

                  Osmanlı Devleti’nde sosyal ve ekonomik dengelerin mümkün olduğu kadar bozulmamasına dikkat
                  edilmiştir. Sosyal ve ekonomik dengede herhangi bir bozulma ve değişim olduğu zaman olaya
                  müdahale edilerek ekonominin eski dengesine dönmesine çalışılmıştır. Üretimin nasıl ve ne kadar
                  olacağı, üretilen malların topluma ulaştırılmasının nasıl sağlanacağı gibi konulara özel dikkat edil-
                  miştir. Özetle; üretim, iş gücü ve sermaye devamlı kontrol edilerek denge korunmaya çalışılmıştır.


                  Fiskalizm
                  Osmanlı yöneticileri, hazine gelirlerini çıkarabilecekleri en yüksek noktaya çıkarabilmek için çalış-
                  mışlar ve ulaşılan bu ekonomik zirveden aşağıya inilmemesi için var güçleriyle çaba sarf etmişler-
                  dir. Bu anlayışla hareket eden yöneticiler, devlet harcamalarını kısarak devletin gelirlerini yükselt-
                  mişlerdir.


                 Bu üç ilke etrafında şekillenen Osmanlı ekonomisinde  Ahiler önemli bir rol oynamışlardır.
            Esnaflar birbirleriyle yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlamak amacıyla esnaf birlikleri kurmuş-
            lar ve kurdukları bu esnaf birlikleriyle teşkilatlanmışlardır. Osmanlı Devleti’nde oluşturulan bu
            yapıya ise lonca teşkilatı denilmiştir.
                 Özerk ve demokratik kuruluşlar olan loncalar, kendi iç denetimlerini kendileri yaparak devle-
            tin işini de kolaylaştırmışlar, Narh Sistemi’ni (fiyat belirleme) uygulayarak üretilen malın fiyatını,
            kalitesini ve standartlara uygunluğunu denetim altına almışlardır. Ürünlerin fiyatlarını duvarlara
            asarak halkın bilgilenmesini sağlayan Lonca Teşkilatı’nın geçmişte yaptığı görevlerin bir benzerini,
            günümüzde Esnaf Odası, Pazarcılar Odası ve Şoförler Odası gibi kurumlar üstlenmiştir.
                 Osmanlı şehirlerindeki ekonomik faaliyetler belirli şartlara bağlandığı için her isteyen za-
            naata ve ticarete atılamazdı. Şehirlerde plansız iş yeri açmayı önlemek ve bölgeler arasında eko-
            nomik dengeyi sağlamak için çeşitli tedbirler alınmıştır. Bu tedbirlerden biri de gedik hakkıdır.
            Gedik hakkı, ihtiyaç duyulduğunda gerekli mesleki yeterliliğe sahip olan kişilerin dükkan açma
            hakkıydı. Gedik hakkı sayesinde ticaret, ziraat ve sanayide dengeler korunmuş, ekonomik dü-
            zenin devamlılığı sağlanmıştır.
                 Osmanlı esnafı, İstanbul’da bulunan kapanlarda geçici olarak depolanan un, zeytinyağı, bal
            vb. malları tartıp kayıtlara geçtikten sonra, halka satmak üzere, perakende satış merkezi olan
            kapalı  bir  çarşıda  yan  yana  bulunan  dükkanlara  getirirdi.  Kapalıçarşı  içindeki  bedestenler,
            sarayın kıymetli eşyalarının korunduğu hazine gibi değerlendirilir, bu yönüyle ticaretin merkez
            bankası ve parasal düğümü olarak görülürdü.
                 Halk, aradığı her türlü malı vakit kaybetmeden Kapalıçarşı’da bulabilirdi. Kapalıçarşı’nın,
            ekonominin kalbinin attığı yer olması, burayı diğer ülkelerle rekabet merkezi hâline getirmişti.
            Ticaret yoluyla sermaye birikimi de yapılan Kapalıçarşı, bir finans merkezi olarak da önemli bir
            yere sahipti.



                                                          143
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20