Page 9 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 7.Ünite
P. 9

Türklerde Spor


            C) OSMANLI DÖNEMİ’NDE SPOR



                  HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

               1. Geleneksel Türk sporlarından hangilerini biliyorsunuz? Bildiğiniz bu sporları arkadaşla-
                  rınızla paylaşınız.
               2. Güreş ve cirit sporu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Düşüncelerinizi belirtiniz.



            7.3. Osmanlı Devleti’nde Sporun Toplumsal Hayattaki Yeri



                    Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren, başta padişahlar olmak üzere dev-
               letin ileri gelenleri spora büyük önem vermişlerdir. Hatta birçok spor müsabakası pa-
               dişahların huzurunda yapılmış ve kazananlar padişah tarafından ödüllendirilmiştir. 1675
               yılında bir sünnet düğününde 20 kilometrelik alanda koşu yapılmış, bu koşu o dönemde
               mısralara şöyle yansımıştır.
                    “O âlemin padişahı,
                     Koşu yapan sporculara,
                     Cömertlik gösterdi.
                     Önce gümüş bir maşrapa konuldu,
                     İçi gümüşle dolu idi,
                     Meydanın başından acele ederek,
                     En öne yetişen sporcu bu gümüşü aldı.”
                                                         Yunus Yıldırım, Güneyde Kültür, C. 13, sayı: 136, s. 30 (Düzenlenmiştir.)


                 Yukarıdaki metinden de anlaşılacağı gibi Osmanlı Devleti’nde spor, devlet erkanı tarafından
            desteklenmiştir. Yöneticiler tarafından desteklenen bu sporlar arasında; güreş, koşu, cirit, avcı-
            lık (Görsel 7.12), atıcılık, okçuluk (kemankeşlik), binicilik (cündilik), kılıç kullanma, ağırlık kal-
            dırma, gürz ve topuz kullanma gibi savaş öncesi idmanı
            olarak değerlendirilen spor etkinlikleri vardı.
                 Osmanlı  Beylik  Dönemi’ndeki  aşiret  halkı,
            sporu  iyi  bir  savaşçı  olmak  için  yapardı.  İs-
            ter kız ister erkek olsun, her çocuk dört beş
            yaşından  itibaren  ata  binmesini  ve  güreş
            yapmasını  öğrenerek  spora  başlardı.  Yedi
            yaşından sonra ok atmayı, biraz daha bü-
            yüyünce  de  ava  gitmeyi,  kılıç  kullanmayı
            ve gürz sallamayı öğrenen çocuklar; savaş
            eğitimini tamamlayarak savaşacak düzeye
            gelmiş olurdu.
                 Her yiğidin en büyük amacı alp unva-
            nını almaktı. Çünkü alplerin hepsi sporcu,
            kahraman ve savaşçı kişilerdi.
                 Osmanlı  devlet  yöneticileri,  savaşlara
            hazırlık  için  yapılan  talimlere  büyük  önem
            vermiş ve sporu bir savaş eğitimi olarak gör-
            müşlerdir. Spor konusunda bilgi ve birikim sa-
            hibi olan öğretmenler, her spor türünün kendi-
            ne özgü tekniğini ve o spor dalıyla ilgili yardımcı
            bilgileri  öğretmek  için  açılmış  olan  okullarda
            (tekkeler) gençleri eğitmişlerdir.                Görsel 7.12: Yavuz Sultan Selim av yaparken (Sürnâme)




                                                          243
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14