Page 107 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 107
20. YÜZYIL ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI
Avrupa'nın bazı büyük kentlerinde de görülen dadacılık 1915-1916’da New York ve Zürich'te hemen hemen aynı zamanda
ortaya çıkmıştır. Dünyada yaşanan derin krizlerin değerleri parçalayarak insanı yalnızlaştırması ve yabancılaştırması,
sanatçıları farklı yönelişlere itmiştir. Dadaist sanat akımı bu yönelişlerin başında gelmektedir (Görsel 4.23).
I. Dünya Savaşı yıllarında savaşa karşı olan şair, ressam ve yazarlar savaşı destekleyen tüm kurumları ve çağdaş uygarlığın
tüm görünüşlerini eleştirmişlerdir. Gerçekte, onların başkaldırıları, gülünç ve saçmanın tüm estetik değerleri altüst ettiği bir
biçime girmiştir. Yani dadanın saçmalığı savaş dayanağı olarak gösterilen her şeye karşı etkin bir silah olmuştur. Dadaizmde
her şeyin anlamsızlığı, gereksizliği, vazgeçmişliği ve hiçliği vurgulanır. Dada; bıkkınlık ve nefret duyguları içinde, yıkılanın
yerine yenisini yapma isteği olmadan, olayların acı bir alayla ele alınmasıdır. Savaşın yarattığı akıl dışı olaylar sanatçıları
gülünç ve anlamsız olanın peşinde sürüklemiş, mantık ortadan kaldırılarak bilinçaltı özgür kılınmıştır. Otomatizm kavramı
bilinçli olarak ilk kez dadacılıkta kullanılmıştır.
Görsel 4.23: Dada bülteninin Görsel 4.24: Çeşme, Duchamp, 1917, Görsel 4.25: Bisiklet (1. çalışma ),
kapağı, 1920 İndiana Sanat Müzesi, Bloomington Duchamp, 1913, İsrail Müzesi
Dadacılar fütüristlerin saygın toplumların geleneklerine saldıran, kızgınlık dolu ve kışkırtıcı tavırlarını abartarak
kullanmışlardır. Ayrıca geleneksel sanat kavramına da saldırarak “karşıt sanat” (anti art) kavramını geliştirmişlerdir.
Sanatın tüm akıldışı niteliklerini vurgulamak için de kübistlerin kolaj tekniği ve Marcel Duchamp’ın (Marsel Düşan)
“hazır nesneler”inden yararlanmışlardır. Dadacılık belli bir üslup ya da örgüt birliği olmaksızın benimsediği yeni sanat
değerleri içinde yeni anlatımlar oluşturmuştur.
Dada akımı ortaya çıkmadan önce, alışılagelmiş estetik değerlerle hiçbir bağlantısı bulunmayan diğer bir karşıt sanat
akımına Marcel Duchamp öncülük etmiştir. Duchamp, Paris’te başlayıp New York’ta geliştirdiği bu hareketiyle New York
dadanın temsilcisi sayılmıştır. 1913 yılında bir bisiklet tekerleğinin mutfak taburesine monte edilmesinin tasarımını
yapmış ve ilk Ready Made (redi meyd) (hazır eşya) türü çalışması sanatçının çalıştığı galeri tarafından gerçekleştirilmiştir.
Duchamp 1915-1925 yılları arasında yirmi ya da daha fazla sayıda bisiklet tekerleği, porselen idrar kabı gibi çeşitli
endüstri ürünlerini imzalayarak bunların birer sanat yapıtı olduğu konusunda direnmiştir (Görsel 4.24, 4.25). Dadacılar,
dışavurumcuların ortalığı kapkara gören ve toplumun geleceğinden ümidini kesip iç dünyalarına kapanan görüşlerine
katılmamıştır. Sanatta kesin kuralların olmadığını düşünen dadacılar sanatın yaşamsal bir olgu olması gerektiğine
inanmışlardır. Müzelerde ve saraylarda egemen sınıfın ideolojisine uygun bir sanata karşı oldukları gibi herhangi bir
dogmaya bağlı bütün akımların yıkılmasını istemişlerdir. Dada hareketleri; modern sanatın yeni işlevler bulmasına, yeni
iletişim yollarını keşfetmesine yardımcı olmuştur. Dada felsefesinin plastik sanatlar içeriğindeki günümüze dek ulaşan ve
süregelen yansımaları bu gerçeği vurgulamaktadır.
Bilgi Notu 1 Fark Ediniz 3
Ready-Made: Bir sanat yapıtı olarak benzerleri arasın- Karşıt Sanat: Dadacılarca öne sürülen bir terimdir. Her tür
dan seçilip değerlendirilmiş, üzerinde bir değişiklik akademikleşmiş sanata karşı olan dada akımı yandaşla-
yapılmaksızın kullanılmış ya da üzerinde değişiklik rınca günün geçerli tutucu eğilimlerini eleştiri amacıyla
sadece üretim sırasındaki rastlantılara bağlı olarak üretilen tüm yapıtları niteler. Bu eleştirel tutum bir
ortaya çıkmış endüstri ürünü obje. İlk kez M. Duchamp pisuvarın sanat yapıtı olarak sergilenmesine dek sürmüştür.
tarafından öne sürülmüştür. Gerçekte bir sanat yapıtı Karşıt sanat yandaşları için bir biçim bulma ya da oluştur-
olmaktan çok sanat alanındaki geleneksel yaratma ma kaygısı söz konusu değildir. Onlar biçimleri veya
yöntemlerine bir eleştiri olarak yorumlanabilir. sanatsal ögeleri ancak çevrelerindeki nesneler arasından
seçerler ama kendileri bir üretime girişmeye kalkışmazlar.
104