Page 77 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 77

ERKEN 20. YY ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI

            Dikkat çeken sanatçılardan birisi de James Abbott McNeill Whistler (Ceyms Ebıt Meknil Visla) (1834-1903) olmuştur.
            Whistler Londra’da hem kendi yaşamında hem de yapıtlarında Japon etkilerini doğrudan ortaya koyan ilk ve en
            önemli sanatçıdır. 1863-1864 tarihli “Porselen Ülkesi Prensesi” adlı eserinde (Görsel 3. 59) Japon ağaç baskılarının
            etkisini taşıyan basit kompozisyon ve konturlar göze çarpmaktadır. Whistler’in Japon sanatı ve uygulamalı sanatlara
            olan ilgisi 1860’larda yaptığı resimlere yansımıştır. “Altın Paravan”, “Beyaz Senfoni No: 2” (Görsel 3. 60) gibi resim-
            lerinde kadın figürlerinin arkasına ve etrafına Japon sanatına özgü paravan, vazo gibi çeşitli ögeler yerleştirmiştir.
            James Abbott  McNeill  Whistler’in  sanki  ışığı  geçirecek  gibi  saydam  duran  figürlerinin  konturlarında  ve  derin
            silüetlerinde Japon süsleme sanatının iki boyutluluğunun etkileri görülmektedir.































             Görsel 3.59: Porselen Ülkesi Prensesi, Whistler,  Görsel 3.60: Beyaz Senfoni No 2, Whistler,  Görsel 3.61: Meditasyon, Grasset,
                 1863, Freer Sanat Galerisi, ABD  1864, Londra Tate Galeri, İngiltere  1897, Özel Koleksiyon
            19. yüzyılda Fransa’nın sanatsal etkinliklerinde resimden çok dekoratif ve uygulamalı sanatlar ön plana çıkmıştır.
            Ancak 1890 öncesinde Eugéne Grasset’in (Öcın Greyset) (1845-1917) resimlerinde art nouveaunun ilk etkilerine
            rastlanmaktadır (Görsel 3. 61). Resimlerinde art nouveau ögelere yer veren diğer Fransız ressamları arasında Pierre
            Puvis de Chavannes (Piyer Poviz Çavanes) (1824-1898), Gustave Moreau (Gustav Moreyo) (1826-1898) ve Odilon
            Redon da (Odilyon Redon) (1840-1916) sayılabilir. İskoçya’da sanatçı Charles Rennie Mackintosh’un öncülük ettiği
            “Glasgow  Dörtlüsü”  adlı    Margaret  Macdonald  (Margıret  Makdonıl),  James  Herbert  MacNair  (Ceymz  Herbırt
            Meknarı) ve Francis MacDonald’dan (Fransis Mekdanıl) oluşmuştur.  Geleneksel Kelt süslemelerinden ve Aubrey
            Beardsley'nin  belirgin  çizgisinden  esinlenen  Mackintosh  “Glasgow  Tarzı”  diye  bilinen  yeni  bir  görsel  dil
            geliştirmiştir. Bitkisel desenlerin kullanılmasından dolayı çoğunlukla art nouveau ile ilişkilendirilen Glasgow tarzı
            gerçekte daha işlevsel tasarımdan yana olmuştur.

            Margaret Macdonald Mackintosh, tasarımlarının çoğunda
            geometriden  özellikle  de  küp  formundan  yola  çıkarak
            çözümler getirmiştir. Erken dönem çalışmalarının hemen
            hemen tamamı sulu boyalardan oluşmaktadır. “Denizlerin
            Operası”  adlı  resminde  stilize  su  dalgalarından  oluşan
            motiflerle  çevrelenen  ve  çeşitli  açılardan  betimlenen
            dörtlü gruplar hâlindeki stilize kadın figürleri görülmekte-
            dir  (Görsel  3.62).  Figürlerin  kıvrımlı  çizgilerden  oluşan
            saçları ve dalga motifleri vücutlarını kamufle etmektedir.

            Grubun resimlerde kullandığı figürler uzun, ince, kırılgan
            ve  hayali  görünümleriyle  Pre-Raphaelitler’in  kullandığı
            figürlerin soyut hâle gelmiş şekilleridir. Ayrıca bu grubun
            sanatçılarının yaptığı resimlerde William Blake’in etkile-
            rini  bulmak mümkündür.                                 Görsel 3.62: Denizlerin Operası, Mackintosh, 1916,
                                                                      Glasgow Üniversitesi Sanat Galerisi, İskoçya


            74
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82