Page 81 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 81

ERKEN 20. YY ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI

            “Yeşil Çizgili Portre” diye bilinen resimde Matisse bir kadının yüz çizgilerini
            korkusuzca  resmetmiştir  (Görsel  3.71).  Afrika  masklarını  görmüş  olması
            resmedeceği yüzü okumasında ona yol göstermiştir. Resim portre merkezli olup
            üçgen kompozisyona sahiptir. Renkler şiddetli tonda fırça vuruşlarıyla anlatımı
            açıkça  destekleyici  olarak  kullanılmıştır.  Yüzün  ortasında  alından  çeneye,
            oradan da boyuna giden belirgin limon yeşili bir çizgi vardır. Matisse bu sonucu
            ışık-gölge karşıtlığının yarattığı ve görsel gerilime benzeyen bir karşıt renkler
            gerilimi ile elde etmiştir. Böylece yüzün bir parçasını gölgede bırakmıştır.


            Kumaş,  Matisse’nin  favori  temalarından  olup  kullanıldığı  resmin  temel  ögesi
            durumundadır. Matisse birbiri ardından gelen yüzeyleri ve derinliği göstermede
            kumaşların esneklik, yumuşaklık ve dolayısıyla kıvrılabilme avantajını kullan-
            mıştır. “Mavi Masa Örtülü Ölü Doğa” eserinde dikkati tüm yüzeye yayılan açık ve
            koyu  mavi  motifler  çekmektedir  (Görsel  3.72).  İki  boyutluluğu  vurgulamakta
            kullanılmış  motiflerin  tüm  yüzeye  yayılması  söz  konusudur.  Öyle  ki  masanın
            üzerinde durması gereken nesneler bu iki boyutlu motif kalabalığının arasında
            boşlukta asılıymış duygusu uyandırmaktadır. Resimlerinde iki boyutluluğu seçen
            sanatçı  yaşama  sevinci,  coşku,  müzik,  dans  gibi  konuları  işlemiştir.  I.  Dünya
            Savaşı sırasında eserlerinde kullandığı renkler kararmış ve koyu siyah gölgeler   Görsel 3. 71: Yeşil Kadın, Matisse,
            ortaya çıkmıştır. Savaş sonrası döneminde yine eski renklerine dönmüştür.  1905, Kopenhag Müzesi, Danimarka


                                                            1941 yılında yaşadığı başarısız bir ameliyat sonucu felç
                                                            olan  Matisse,  çalışmalarında  teknik  bir  değişiklikle
                                                            dekupaja yönelmiştir. Asistanlarının guvaşla boyadıkları
                                                            kâğıtları  makasla  kesip  onun  istediği  formlarda  birleş-
                                                            tirmesiyle bu kâğıttan biçimleri eserlerinde kullanmıştır.
                                                            “Kralın  Hüznü”  adlı  eseri  figüratif  soyutlamanın  en
                                                            güzel örneklerinden biridir (Görsel 3.73). Matisse eseri-
                                                            nin kompozisyonu ile ilgili şöyle söylemiştir: “Resmimin
                                                            bütün  düzeni  ifadeye  dayalıdır.  Figürlerin  oluşturduğu
                                                            alan,  bu  figürleri  çevreleyen  boşluklar  ve  oranlamalar
                                                            hepsi bir bütün hâlinde eserde pay sahibidir.” Bu eserde
                                                            pozitif alanı oluşturan figürler ile bu figürlerin etrafındaki
                                                            negatif  alanı  oluşturan  bölümlerin  arasında  denge
                                                            sağlanmıştır. Düz bir biçimde ve parlak renklerde olan
                    Görsel 3.72: Mavi Masa Örtülü Ölü Doğa, Matisse,  küçük motifler ve şekillerin arasındaki ilişkileri kompo-
                       1909, Hermitage Müzesi, St. Petersburg  zisyona hareket katmıştır.

            20. yüzyılın renk ustası olarak ismi Picasso ve Kandinsky ile birlikte anılan Matisse, seramik sanatıyla da ilgilenmiştir.
            Doğa ve dinî konular seramik çalışmalarının ana konularıdır. Çalışmalarında beyazlatılmış yüzeylere siyah çizgilerle
            konturlanmış desenler çizmiştir. 1948-1951 yılları arasında “Matisse Şapeli” olarak da anılan Rosary Şapeli’nin vitray ve
            dekorasyonunu yerel mimarlar ve sanatçılardan da yardım alarak yapmıştır (Görsel 3.74). Matisse dört yılda ortaya çıkan
            bu çalışmasını “tüm çalışma hayatının meyvesi” olarak nitelendirmiştir. Şapel için yaptığı seramik çinilerde güneşi ve
            Tanrı’yı sembolize etmek için sarıyı, deniz ve gökyüzü için maviyi, doğayı temsil etmesi için de yeşil rengi kullanmıştır.




















               Görsel 3.73: Kralın Hüznü, Matisse, 1952, Pompidou Merkezi, Paris  Görsel 3.74: Rosary Şapeli’nin içi, Matisse, 1951, Fransa


            78
   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86