Page 107 - ESTETİK 11
P. 107
özelliklerinden ilki, geleneksel sanat anlayışındaki görsel estetik kaygıya karşılık dü-
şünceleri insanlara aktarma kaygısını ön plana almasıdır. Böylece sanatın merkezinde
sanat eserinden ziyade herhangi bir yolla düşünceyi aktarma kaygısı yer almış bulun-
maktadır. İkinci olarak da sanat eserinin geçirdiği dönüşümdür. Sanat artık tuval veya
heykelle sınırlandırılmaktan çıkmış ve belli bir bağlam içinde sunulduğunda herhangi
bir hazır nesne de sanat eseri olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Ayrıca dijital fotoğ-
raf, televizyon, video görüntüsü, projeksiyon yansıması, led aydınlatmalar, 3 boyutlu
(3D) görüntüleme gibi teknolo jik imkânlar başta resim sanatı olmak üzere bütün sanat
disiplinlerinin zengin bir anlatım çeşitliliği kazanmasını sağlamıştır.
Yeni resimle eski resmi kesin olarak ayıran özelliklerden biri de kullanılan
malzemedir. Bundan yüz yıl önce yetmişe elli boyunda muşamba veya tahta üzerine
yapılmış yağlı boya bir tabloya bir çorap parçası, bir zıpzıp, bir çatal veya bunlara
benzer bir şey yapıştıran ressama muhakkak deli derlerdi. Yağlı boya resmin
kendine has değişmez kanunları vardır. Değil çorap, çatal yapıştırmak, kullanılan
yağı, fırçayı, zemini değiştirmek kimin haddine! Günümüzün ressamı işine sulu
boya ile başlıyor, pastelle, tebeşirle, kömürle devam ediyor.
Toz halindeki boya zerrecikleri üzerine çok kuvvetli bir yapıştırıcı püskürttükten
sonra yağlı boyaya geçiyor. Bütün bunlarla elde edemediği, yıllardır hasretini
çektiği herhangi bir renge, (O çevreye gelip yerleşen bir cam parçasında,
seramikte, madene işlenmiş bir parçada, deri, kumaş, çakıl, ağaç kabuğu, kaya,
toprak, kısacası uzun süre rengini değiştirmeyen her şey olabilir.) nerede rastlarsa
çevresine aktarıyor.
(Bedri Rahmi Eyüboğlu, Resme Başlarken, s. 258)
Çağdaş sanatın ikinci özelliği, sanat eserlerinin sergilendiği alanlara ilişkin yaşanan
dönüşümdür. Sergi, galeri veya müze gibi sanata özgü mekân anlayışı kırılmış ve sanat
eserlerini sergilemek için artık herhangi bir ortam seçilebilir olmuştur. Bu da sanatın
hayatın her alanında yer bulmasını sağlamıştır.
Çağdaş Dönem’de sanatın düşünsel yönünün biçimsel yönünden üstün tutulması,
sanatın sadece güzel nesneler ortaya koymadığı düşüncesine ağırlık kazandırmıştır. Bu
da farklı sanat disiplinleri arasındaki etkileşim ve ilişkiyi hızlandırmıştır. Bu dönemde
resim, heykel, fotoğrafın yanı sıra gelişen teknoloji, internet gibi yeni imkânların
katkısıyla farklı bir sanat anlayışı oluşmuş, çoğulcu ve disiplinler arası bir anlayış
getirmiştir. Özellikle Duchamp’ın estetikle sanat arasındaki ilişkiyi ele alış biçimi,
sanatçının ve sanat eserinin sanattaki merkezî rolünü ve buna bağlı olarak el işçiliğinin
önemini azaltmak için hazır nesnelerden yararlanması, düşünceyi biçimden önde
tutması, disiplinler arası sanat eğiliminin yanı sıra kendinden sonraki sanat anlayışlarını
önemli ölçüde etkilemiştir. Bu dönemde farklı sanat uygulamalarında varlık gösteren
“çok yönlü” sanatçı anlayışı da ön plana çıkmaya başlamıştır.
Bu süreçte sanat, sanatçı ve sanat eseri kavramları da yeniden tartışılıp tanımlanmaya
başlamıştır. Artık sanatın asıl amacı haz vermek değil düşünceleri aktarmak, eleştirmek
ve “rahatsız etmek”tir.
DÜŞÜNELİM-TARTIŞALIM
Çağdaş Dönem’de sanat, sanatçı ve sanat eseri anlayışının değişmesi size göre sanat
alıcısını da bir dönüşüme uğratmış mıdır? Sebebini belirterek düşüncenizi arkadaşları-
nızla paylaşınız.
105