Page 108 - ESTETİK 11
P. 108

OKUMA PARÇASI


                        Modernitenin yoksullaştırdığı sanat, şimdi postmodernitede yeni açılımlarla moderni-
                        tenin tek boyutluluğunu aşar ve zenginleşir. Örneğin resmi, başlangıçta yapıştırılmış
                        kâğıt ya da kullanılmış gündelik eşya parçalarından, endüstri artıklarından meydana
                        gelen yapıtlar olarak anlayan, başını Rauschenberg ve Duchamp’ın çektiği “pop-art”;
                        yine gündelik izlenimleri geometrileştiren “op-art (optical art)” (Görsel 6.8); sanatı
                        “gerçekliğe katılma” diye anlayan “happening”; bir tür dışa vurumculuk (expressio-
                        nism) olarak anlaşılan, sert ve sürekli fırça darbeleriyle boyayı tuvalin üstüne gelişi
                        güzel akıtarak resmi tesadüfi biçimler olarak yorumlayan ve J. Pollock’ın (Görsel 6.9)
                        öncülük ettiği “action painting (ekşın peytin)”. Bugün de yaşayan bu sanat anlayışları
                        birbirlerinden farklıdırlar ama onların ortak bir niteliği vardır. Bu da onların nedensel-
                        liğe dayalı mekanist bir dünya anlayışına karşı insanı, insan bilincini, insanın özgür ve
                        yaratıcı benini savunmalarıdır. Bilinç, özgür yaratma ve yenilik demektir. Yenilik, şim-
                        di sanat için bir fetiştir. Sanatın amacı, yapay bir nedensel ve mekanist dünyayı ifade
                        etmek değildir, tersine yeni bilinç aksiyonlarını dışa vurmak, özgür olarak yaratmaktır.
                        Bu nedenle bütün bu etkinlikleriyle postmodern sanat da devrimcidir, avangarttır.

                                                         (İsmail Tunalı, Felsefenin Işığında Modern Resim, s. 214)

































                           Görsel 6.8: Dördün, Victor Vasarely [Viktor   Görsel 6.9: J. Pollock resim yaparken
                           Vazareliy (1908-1997)], 1979, Özel Koleksiyon

                        Toplumdan ve hayattan uzak sanat anlayışına karşılık sanatın hayatın içinde olması
                        gerektiğini savunan çağdaş sanatçılar; ağırlıklı olarak bu yüzyılın temel sorunları olan
                        savaşlar, insan hakkı ihlalleri, açlık, salgın hastalıklar, yoksulluk, küresel ısınma, çev-
                        re kirliliği, teknoloji-insan ilişkisi, bağımlılıklar (medya, internet, alkol, ilaç vb.) gibi
                        konularla ilgilenmiştir. Bunun sonucunda kavramsal sanat, gösteri sanatı, arazi sanatı,
                        yerleştirme, yoksul sanat ve video sanatı gibi estetik kaygıdan ziyade düşünceye önem
                        veren yeni ve sıra dışı uygulamalar ortaya çıkmıştır.




                   106
   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113