Page 108 - ESTETİK 11
P. 108
4.4. Yararlı ve Güzel
“Yararlı olan” bir nesnenin işlevsel veya kullanışlı olduğu-
nu ifade eder. Bu, bir aracın işlevsel olarak işe yaraması
veya bir gıda maddesinin insan sağlığı için yararlı olması
gibi farklı şekillerde ifade edilebilir. “Güzel olan” ve “ya-
rarlı olan”, etik ve estetik alanlarda farklı kavramlar olarak
ele alınır. Genellikle “güzel olan” estetik değeri ifade eder-
ken “yararlı olan” ise işlevselliği ifade eder.
4.4.1. Güzel Olanla Yararlı Olan
Güzel kavramı tarih boyunca farklı toplumlarda, farklı dü-
şüncelerle tanımlanmıştır. Hem düşünürlerce farklı kav-
ramlarla ilişkilendirilmiş hem de günlük yaşamda farklı
anlamlarda kullanılmıştır. Antik Yunan filozoflar güzel ve
iyiyi aynı görmüş, faydalı olanı da iyi olarak değerlendir-
Görsel 4.20: Natürmort, keman ve müzik, 1888, diklerinden dolayı faydalı olan aynı zamanda güzel olarak
William Michael Harnett ,101,6x76,2 cm, Tuval değerlendirilmiştir.
üzerine yağlı boya, Metropolitan Sanat Müzesi,
New York, ABD
Güzel kavramı iyi, doğruluk ve fayda ile ilişkilendirilmiştir.
Sokrates güzeli yararlı ve elverişli olmakla açıklar. Yani bir
şey yararlı ve faydalıysa o güzeldir. Görüldüğü gibi Sokra-
tes güzelliğin özelliklerini faydalı ve elverişliliğe bağlıyor. Platon’da da benzer durumu gör-
mek mümkündür. Platon güzeli kullanışlı ve yararlı olmakla tanımlıyor. Yararlı olmanın güzel
olmanın bir özelliği olarak tanımlamalarının nedeni yararlı olmanın iyi olarak değerlendiril-
mesinden kaynaklanır. Yararlı olan aynı zamanda güzel, güzel de iyi olduğundan güzel, aynı
zamanda iyidir (Görsel 4.20).
18. yüzyılda Kant güzel ile iyinin farklı şeyler olduğunu ortaya koydu. Bu durum güzelin iyi
ile ilgisiyle beraber yararlı ile
olan ilgisinin de olmadığını or-
taya koydu. Kant yararlı olmayı
bir nesnenin varlığına duyulan
ilgiye bağladı (Görsel 4.21). “Ya-
rarlı olan” bir şeye karşı bir istek
duyarız, ona sahip olmak isteriz;
burada isteme yetisine bağlıyız-
dır. Oysa bir sanat eserinde hiçbir
karşılık beklemeden seyrederiz.
Sanat eseri karşısındaki duru-
mumuz, bir salt seyir durumu-
dur. Bir tablodaki elmayı yemeğe
kalkışmaz, yalnız elmanın güzel
görünüşünden haz duymakla ye-
tiniriz. Bunu yapmaz da elmaya
karşı bir istek duyarsak estetik Görsel 4.21: Ayakkabı, 1888, Vincent van Gogh, 45,7x55,2 cm, Tuval
davranışı bozmuş oluruz. üzerine yağlı boya, Metropolitan Sanat Müzesi, New York, ABD
106