Page 114 - TÜRK İSLAM SANATI TARİHİ 11
P. 114
5. ÜNİTE
insanların hayvanların su ihtiyaçlarını karşıladıkları açık arazide bulunan su yapıları “çoban
çeşmesi”; ana yol kenarlarındaki su yapıları “menzil çeşmesi”; şehir meydanlarındakiler ise
“meydan çeşmesi” (Görsel 5.46) olarak adlandırılmaktadır.
Sebil: Büyük şehirlerin işlek caddeleri, cami yanları ve çeşme köşelerinde içme suyu dağıtılan
yerlere sebil denilmektedir (Görsel 5. 47).
Şadırvan: Cami avluları ya da yanlarında abdest almak için yapılan su yapılarına şadırvan
denilmektedir (Görsel 5.48).
Görsel 5.46: Üsküdar III. Ahmet Çeşmesi, İstanbul
Görsel 5.47: Mihrişah Valide Sultan Sebili, İstanbul Görsel 5.48: Osman Paşa Şadırvanı, Ordu
Osmanlının Erken Dönemi’nde çeşmeler, basit şekilde kesme taş ve mermer
malzemeyle yapılmış; Klasik Dönem’de yüzeyleri farklı süsleme çeşidiyle donatılan
çeşmeler, gösterişli bir görünüm kazanmıştır. Çeşmeler XIII. yüzyıldan sonra yabancı
üslupların etkisi ile aşırı süslemeci bir anlayışın etkisinde kalmış özellikle Lale Devri
ve sonrasında hem Batılı hem de geleneksel sanat anlayışının bir arada görüldüğü
çeşmeler yapılmıştır. Bu çeşmelerin önemli örneklerinden Topkapı Sultan III. Ahmet
Çeşmesi 1728-1729 yılları arasında Sultan III. Ahmet tarafından yaptırılmıştır (Görsel
5.49). Çeşme dört cepheli bir meydan çeşmesi olarak tasarlanmıştır. Kare biçimindeki
çeşmenin dört köşesinde dışa yarım yuvarlak çıkıntı yapan sebiller yer almıştır. İki
Barok tarzda yapılmış süslemeler
Ana gövdeyi güneşten Yapıyı tamamen dolanan ve
koruyan çatı Şair Vehbi tarafından yazılan
firuze renkli, farsça sülüs kaside
Son iki satırında “Aç Çeşme yanında bulunan
besmele ile iç suyu, sebiller
Han Ahmet’e eyle
dua!” yazısı
Köşelerde bulunan sebiller
Görsel 5.49: Sultan III. Ahmet Mukarnaslı nişler Yapının dört yüzünde
Çeşmesi, İstanbul bulunan çeşmeler
112

