Page 136 - TÜRK İSLAM SANATI TARİHİ 11
P. 136
6. ÜNİTE
sanatlarda farklı arayışlarda bulunmuşlardır. Avrupa’da geometrik biçimlendirme
kübizm ve çağdaş malzemeleri kullanan konstrüktivizm uzantısı tutum arayışları ve
çözümlemeleriyle ilgilenmiş ve onlardan etkilenmişlerdir. Müstakiller, Türk resim
sanatında yeni bir dönemin öncüleri olmuşlardır. Amaçları, gelişmekte olan Türk
resim sanatının kalıcı temellere kavuşturulması ve yaygınlaştırılmasıdır. Türkiye’de
hem sanat üretimi için hem de sanatçının yaşam koşulları ve olanaklarını
iyileştirmek için çaba göstermişlerdir. Amaçlarını gerçekleştirmek için yurdun her
kösesinde resim sergileri açmayı, Türk resim sanatını tanıtan konferanslar vermeyi,
yayın yapmayı, yayın organlarına yazılar yazmayı kararlaştırmışlardır. İlk sergilerini
1928’de Ankara Etnografya Müzesinde açmışlardır. Sanatçılar, bu girişimleriyle
İstanbul dışında açılan ilk resim sergisini gerçekleştirmişlerdir. İkinci sergilerini
İstanbul’da açmış; Zonguldak, Balıkesir, Bursa, Samsun, İzmit gibi kentlerdeki
halkevi salonlarında konferanslarla zenginleştirdikleri sergiler düzenlemişlerdir.
Farklı düşüncelere sahip olmalarına rağmen grup üyeleri, resim sanatını tanıtmak
için gayret sarf etmişlerdir.
Şeref Akdik (1899-1972) 1915 yılında Sanayiinefise
Mektebinde öğrenim görmüş, burada Hikmet Onat ve
İbrahim Çallı’nın öğrencisi olmuş, 1925’te okulu bitirince
devlet tarafından Paris’e gönderilmiştir. Avrupa’nın çeşitli
ülkelerindeki müzelerden ünlü resimlerden kopyalar
yapmıştır. 1928 yılında Türkiye’ye döndükten sonra Gazi
Eğitim Enstitüsüne resim öğretmeni olarak atanmıştır.
Bu yıllardan başlayarak Müstakil Ressam ve Heykeltıraşlar
Birliği’nin hemen hemen bütün sergilerine katılmıştır. 1930
Kuşağı’nın izlenimci ressamları arasında yer alan Akdik,
akademik bilgi ve deneyimlerini yöresel gözlemleriyle
birleştirmiştir. Yağlı boya figür ve portrelerinde klasik
anlatıma bağlı kalmış; sulu boya, kara kalem manzara
ve desenlerinde klasik anlayışından ödün vermeden
izlenimci anlayışa yaklaşmıştır. Desen ve portrelerinde
yerel giyim özellikleriyle birlikte yöre insanının iç
yaşantısını da yansıtmaya çalışmıştır. Eserleri arasında
Balıkçı Tekneleri, Boğaziçinden, İstanbul Sokağı, Kurbağalı
Dere, Manzara, Moda Kadınlar Plajı, Salacaktan İstanbul’a
Bakış, Sarayburnu’na Bakış, Mektebe Kayıt, Atatürk Telgraf
Başında (Görsel 6.18) yer almaktadır.
Sanatçının Atatürk Telgraf Başında isimli tablosuna
adeta bütün bir Kurtuluş Savaşı’nın psikolojisi sığdırılmış
Görsel 6.18: Atatürk Telgraf gibidir. Gaz lambası altında bir milletin kaderini tayin
Başında, Şeref Akdik, 1934, Resim edecek en zor emirleri veren Atatürk’ün yüzündeki gerginlik ve sabırsızlık açıkça
ve Heykel Müzesi, İstanbul
görülmektedir. Atatürk burada o andaki durumun psikolojisi içinde doğal bir pozda,
resme alışılmışın dışında bir şekilde yerleştirilmiştir. İskemlede günün şartlarına uygun
duygu ve heyecanıyla telgraf masasının kenarına yarı oturmuş, yarı yaslanmış bir biçimde
gösterilmiştir. Yüzdeki ifade ile elin belini kavrayış biçimindeki kararlılık ve geleceğe inanç,
Atatürk’ün bütün Kurtuluş Savaşı ve hayatı boyunca gösterdiği kişiliğinin ustaca ifade
edilişidir.
1918 yılında Sanayiinefise Mektebine giren Refik Epikman (1902-1974) İbrahim
Çallı Atölyesinde sürdürmüştür. Akademide öğrenciliğini sürdürdüğü yıllarda doğa
görünümlerine yakın ilgi duymuştur. 1924 yılında Avrupa sınavını kazanarak resim eğitimi
almak için Paris’e gitmiştir. 1928 yılında İstanbul’a dönen Epikman, Akademiye yardımcı
öğretmen olarak atanmıştır. Güçlü bir kompozisyon kurgusuna ve desen bilgisine sahip
olan sanatçı, mekân ve hacim duygusuna önem vermiştir. 1960’lardan itibaren geometrik
soyutlamalara yönelmiştir. Sanatçının eserleri arasında Boğaz, Manzara, Statik Düzen, At
Yarışı, Nusretiye Camii, İlk Meclis (Görsel 6.19) yer almaktadır.
134

