Page 139 - TÜRK İSLAM SANATI TARİHİ 11
P. 139
CUMHURİYET DÖNEMİ SANATI
Sanatçının Ütü Yapan Kadın isimli eseri o yıllarda toplumun ekonomik ve sosyal yapı-
sındaki değişmeyle de örtüşmektedir. Figürleri geometrik parçalar ile çözümlediği bu
çalışmasında Berk, geleneksel sanatlara ait süsleme unsurlarını da kullanmaktadır. Bu
süsleme unsurları halk içinden sıradan insanların çevresini saran kaligrafik yaşam ala-
nına dönüşerek arabesk bir hâl almaktadır. Çalışmalarındaki resmin temelinde yatan
geometrik kurgu önemlidir. Figürlere ait yüz ve ellerdeki ayrıntılar kaldırıldığında yüze-
yin dik, yatay ve diyagonal hareketlerle parçalanmasıyla bir inşa havası elde edilmek
istendiği anlaşılmaktadır.
1923 yılında Sanayiinefise Mektebi Resim Bölümünde
eğitimine başlayan Zeki Faik İzer (1905–1988) Paris’e
giderek bu eğitimini pekiştirmiştir. 1930’Iu yıllarda
çıplak konulu resimlerle figür deformasyonuna dayalı
biçim çözümlemeleriyle başlattığı sanat çalışmaları,
1950’ler ve devamında nesneden bağımsız ve
non-fıgüratif soyut verilere bağlı olarak gelişmiştir.
Yapıtlarında dış görünümlerden arındırılmış, doğanın
hiçbir biçim ve görünümünü hatırlatmayan renk
lekelerini önceden tasarlanmamış, hesaplanmamış
etkisi uyandıracak şekilde fırça oyunlarıyla tuval
alanına sürerek modem sanatta “lekecilik” anlamına Görsel 6.24: Müzik, Zeki Faik İzer, 1996, Resim ve Heykel Müzesi, İstanbul
gelen bir teknik geliştirmiştir. Eserleri arasında Kitap
Okuyan Kadın, Çapraz Ağaç Dalları, Ayçiçekleri, Gözü
Sargılı Adam, Plaj, Kompozisyon, Müzik (Görsel 6.24) yer almaktadır.
1919’da Sanayiinefise Mektebine kaydolan Cemal Tollu (1899–
1968), Milli Mücadele’ye katıldığı için yarım kalan eğitimine 1926’da
İstanbul’a döndükten sonra aynı okulda devam etmiş, 1928’de resim
eğitimi almak için Paris’e gitmiştir. Sanat hayatının ilk araştırmalarını
kübizm tesiri altında yapmış, sonraları bu yoldan ayrılarak kendine
özgü bir renk ve kitle bütünlüğü elde etmiştir. Paris ve Münih’teki
eğitiminden sonra ülkemize çağdaş sanat görüşünü getiren
sanatçılar arasında yer almıştır. Aynı zamanda bir heykel sanatçısı
olan Cemal Tollu’nun heykel sanatına duyduğu ilgi resimlerini de
etkilemiştir. Bu nedenle Tollu’nun resimleri, üç boyut üstüne kurulu
bir düzende değildir; taşa yontulmuş kabartmalar gibi yüzeysel Görsel 6.25: Ankara Keçileri, Cemal Tollu, 1955,
görünüm veren bir resim-heykel birleşimidir. Eserleri arasında Resim ve Heykel Müzesi, İstanbul
Boğazda Tekne, Boğaziçi’nde, Dervişler Sema Ayininde, Figürlü Dere
Boyu, Limanda İşçiler, Pamuk Toplayanlar, Çoban ve Kadınlar, Ankara
Keçileri (Görsel 6.25) yer almaktadır.
Yugoslavya’da doğan Sabri Berkel (1907–1993), 1927-1928 Belgrad
Güzel Sanatlar Okulunun Hazırlık Bölümünden diploma almış, 1929-
1935 Floransa Güzel Sanatlar Akademisinde çalışmıştır. İki yıl boyunca
fresk ve gravür etüt ederek akademiyi bitirmiş ve 1935’te Türkiye’ye
gelmiştir. 1950 öncesi resimlerinde titiz bir doğa incelemesine
girişen, daha çok portre ve natürmort resimlerde yoğunlaşan, nesne
ressamlığına öncelik tanıyan sanatçının bu anlayışı geliştirmede
gravürcülüğünün de büyük katkısı olmuştur. 1950’lerin başında eski
anlayışını geride bırakan Sabri Berkel, yalın biçim ve renk birleşimleri
içinde yoruma ağırlık veren bir sanat anlayışını benimsemiştir.
1950’li yılların sonuna doğru eski Türk hat sanatından yararlanarak
bütünüyle soyut bir kompozisyon şemasına yönelmiştir. Eserleri
arasında Taksim Meydanı, Soyut Kompozisyon, Motifli Kompozisyon,
Simitçi, Motifli Resim, Natürmort, Saf Soyutlama, Yoğurtçu (Görsel
6.26) yer almaktadır.
Görsel 6.26: Yoğurtçu, Sabri Berkel, 1952, Resim ve
Heykel Müzesi, İstanbul
137

