Page 160 - TÜRK İSLAM SANATI TARİHİ 11
P. 160
EKLER
TERİMLER SÖZLÜĞÜ
A
abanoz : Çok sert, dayanıklı, siyaha yakın koyu renkte, oymacılıkta kullanılan ağaç türü.
açıklık : Mimarlık ve inşaat mühendisliğinde bir kirişin mesnetleri arasında kalan kesimin uzunluğu. Kiriş açıklığı.
akant : Yaban enginarı yaprağı biçiminde bezeme ögesi.
aks : Eksen üzerinde bir pozitif yön.
alabastr : İçine güzel kokular konan, armut biçimli Eski Yunan ya da Roma testisi.
alınlık : Kimi yapılarda giriş kısmının ya da kapı ve pencerelerin üstünde bulunan üçgen veya yarı değirmi süsleme.
almaşık duvar : Aşağıdan yukarıya doğru ardışık olarak sıralanan farklı malzeme dizileriyle oluşturulmuş duvar.
arasta : Osmanlı mimarisinde üstü açık ya da kapalı bir eksen üzerinde dizilmiş dükkân sıralarından oluşan çarşı yapısı.
ayak : Taş ya da tuğla örgü teknikleri kullanarak yapılmış, sütun gibi çalışan kalın, taşıyıcı yapı ögesi.
aydınlık feneri : Kubbenin zirve noktasında yer alan gün ışığını sağlayan bol pencereli, daire ya da çokgen planlı öge.
B-C-Ç
barok : 1600-1750 yılları arasındaki Avrupa sanat üslubu. Portekizce “düzgün olmayan inciler” anlamına gelen “barocco”
kelimesinden gelir.
beşik tonoz : Enine kesiti yarım çember şeklinde olan tonoz.
bezeme : Sistemli bir şekilde tekrarlanan süsleme motifi.
bordür : Kenar, genellikle süslemeli kenar şeridi.
cümle kapısı : Cami, saray ve büyük binalarda büyük esas kapı; portal.
çini : 1. Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve genellikle çiçek resimleriyle bezeli, pişmiş, balçık levha,
fayans. 2. Sırlı ve süslü, pişmiş balçıktan yapılan.
D-E
darülkurra : Kur’an’ı en güzel biçimde okuyan kişi ve imam yetiştirmek amacıyla yapılmış medrese bölümü.
darüşşifa : İslam ve Türk dünyasında pratiğe ve gözleme dayalı sağlık bilgileri veren, hastaları tedavi eden sağlık ve eğitim
kurumlarına verilen ad.
devşirme : Önce başka bir yapıda kullanılmış sonra oradan alınarak yeni bir yapıda farklı ya da benzer amaçlarla ele alınmış yapı
ögeleri.
eklektik : Çeşitli felsefelerden dilediklerini seçen filozofların okulunu anlatmakta kullanılan terim. Kökü eklektisizme,
seçmeciliğe dayanan sanat ya da eser. Derlemeci, seçmeci üsluba verilen isim.
eyvan : Üç yanı duvarlarla çevrili, avluya bakan yüzü açık, dikdörtgen planlı hacim.
fil ayağı (filpaye) : Eski taş yapılarda görülen çok yüksek ve kalın kâgir ayak.
firuze : Mavi renkli, saydam olmayan, hidratlı doğal alüminyum ve fosfattan oluşan değerli bir mineral.
G-H
galeri : Örtülü geçit, uzun sofa, divanhane, dehliz.
gravür : Ağaç ya da maden üzerine kazılarak yapılan kalıplarla kâğıda basılarak yapılan resim, kazıma resim, oyma baskı.
grifon : Baş ve kanatları kartal, gövdesi aslan biçiminde mitolojik yaratık.
han : Kent içinde yer alan ticaret ya da geçici konaklama yapısı.
hangâh : Eskiden gezginlerin ve yoksul yolcuların barındıkları, misafirhane niteliğindeki tekke.
hayat ağacı : Türk ve İslam süsleme sanatlarında hurma ve benzeri ağaçlara verilen ad.
hazire : Etrafı çitli, duyarlı ya da parmaklıklı aile mezarları.
hünkâr mahfili : Osmanlı camilerinde padişahların namaz kılmaları için ayrılmış, özel kapısı ve merdiveni olan, parmaklıklı yüksekçe
yer.
I-İ
imaret (imarethane) : Osmanlı Devleti Dönemi’nde yoksullara yardım amacıyla oluşturulan hayır kurumları.
158

