Page 64 - TÜRK İSLAM SANATI 11
P. 64

3. ÜNİTE





                                                  3.4.2. Uygur Sanatı



                        Kutluk  Bilge  Kül  Kağan  tarafından  744  yılında  kurulan  Uygur  Devleti'nin  başkenti
                     Karabalgasun’dur (Ordu-Balık). Uygurlar özellikle Moyen-çor Dönemi’nde Türk boylarını
                     tek  bir  çatı  altında  birleştirerek  güçlü  bir  devlet  oluşturmuşlardır.  Uygur  Devleti  Bögü
                     Kağan zamanında en parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde kabul edilen Maniheizm
                     dininin etkisiyle Uygurlar savaşçılık özelliklerini kaybetmişlerdir. Uygur Devleti 840 yılın-
                     da Kırgızlar tarafından yıkılmıştır. Bu tarihten sonra yerlerinden ayrılan bir kısım Uygurlar
                     Kansu Bölgesi’nde Kansu Uygur Devleti’ni (Sarı Uygur) kurmuşlardır. Diğer Uygurlar ise
                     Doğu  Türkistan  Turfan  Uygur  Devleti’ni  kurmuşlardır. Ancak  bu  devlet  1209  yılında
                     Moğolların hâkimiyetine girmiştir. Günümüzde Uygurlar Doğu Türkistan eyaleti ismiyle
                     Çin’e bağlı olarak varlıklarını sürdürmektedirler.
                         Dünya medeniyet tarihinde derin izler bırakan Uygurlar; dil, kültür, edebiyat, sanat, konu-
                     sunda etkileyici eserler ortaya koymuşlardır. Oluşturdukları kültür ortamı ile Maniheizm ve
                     Budizm başta olmak üzere birçok dinî inanışın barış içinde bir arada yaşamasını sağlamışlardır.
                         Uygur sanatının gelişiminde önemli ögeler yer almaktadır. Her ne kadar Göktürk sanat
                     geleneğinin devamı olarak görünse de yerleşik hayat tarzının, Budizm ve Maniheizm dinle-
                     rinin derin etkileri görülmektedir. Bunun yanında eski Türk inançları ve yaşam tarzı  Uygur
                     sanatının oluşmasında önemli etkilerde bulunmuştur. Uygurlarla birlikte Türk sanatı ilk kez
                     yerleşik  bir  sanat  olma  niteliğini  kazanmıştır.  Bu  dönemde  geliştirilen  sanat  ve  mimarlık
                     anlayışı İslamiyet sonrası Türk sanatının oluşmasında önemli rol oynamıştır.
                        A) Mimari
                        Yerleşik yaşam tarzına geçen Uygurlar zenginlik içeren değişik şekillerde  mimari eserler ve
                     benimsedikleri  Budizm  ve  Maniheizm  dinlerinin  etkisiyle  tapınaklar  yapmışlardır.  Uygur
                     tapınaklarında genellikle bir iç avlu etrafında odalar bulunmaktadır. Avlunun ortasında tapı-
                     nağın önemsediği kutsiyet verilen ilahın heykeli yer alır. Ayrıca kutsal gördükleri bu ilahla ilgili
                     resimlerin bulunduğu odalar da bulunmaktadır. Uygurlara ait kutsal tapınaklarının en önemlileri
                     arasında Hoço Beta Tapınağı, Murtuk A Mabedi, Yar Hoto’daki tapınaklardır. Uygurlar zamanın-
                     da inşa edilen bu tapınakların yanı sıra kayalara oyulmuş mağara tapınakları da tespit edilmiştir
                     (Görsel 3.23). Bunların arasında yer alan Bezeklik mağara tapınakları, Murtuk Vadisi’nde, Kızıl
                     Dağ’da kayalara oyulmuş kırk mabetler önemli mimari kalıntılar olarak dikkat çekmektedir.






























                                              Görsel 3.23: Kayalara oyulmu  Uygur tapınağı

                                                           61
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69