Page 23 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 11
P. 23
1. Ünite
Adnan TURANİ, ‘‘Sanat Terimleri Sözlüğü’’nde kompozisyo-
nu; ‘‘Parçaların bir bütün içinde, bir düzen gösterecek biçimde
bir araya getirilmesi.’’ olarak açıklar. Başka bir deyişle kompozis-
yon zihinsel sürecin biçim bulmuş hâlidir.
Biçim; çizgi, renk, açık-koyu vb. elemanlardan oluşmuş form-
dur. Bu saydığımız kompozisyon elemanlarından sadece biri, bir-
kaçı veya hepsinin kullanımı ile biçim elde edilir. Sanatsal biçimi
oluşturan kompozisyon elemanları aynı zamanda malzemenin
özelliklerine de bağlıdır. Her malzemenin kendine özgü yapısal
özellikleri vardır. Sanatçı, anlatımını güçlendirecek malzeme-
yi seçerek malzemenin yapısı, sınırlılıkları ve kurallarını bilerek
zihnindeki tasarıma başlar. Biçim oluşturma; sanatçının bilgi ve
birikimine, deneyimlerine, kültürel geçmişine bağlı olarak geli-
şen düşünme sürecidir. Biçimi oluştururken sanatçı renk, çizgi,
doku, form, mekân ilişkileri üzerinde düşünerek ve bu ilişkileri
birbiri ile uyumlu bir bütün oluşturarak gerçekleştirir. Mekâna
dönüştürülmüş boşluğun daha belirgin biçimde tanımlanması
ışık kullanılarak sağlanabilmektedir. Bu, mimari ve heykelde ya-
pıya devingen bir görünüm kazandırmaktadır.
Heykeltıraş Auguste Rodin [Agust Rodin (1840-1917)] figür-
lerini devinim hâlinde ve değişen ışık etkileri ile çözümlemeye
çalışmıştır. Burada (Görsel 1.13) sanatçının malzeme olarak kul-
landığı mermer, oluşturmak istediği etkiye imkân sağlamıştır.
Sanatçı mermerin parlaklığından yararlanarak değişik ışık etki-
leri oluşturma yoluna gitmiş, mermer kristallerinin ışığı emme ve
yansıtma özelliğini ustaca kullanmıştır. Görsel 1.13: La cathedrale, Auguste Rodin (Rodin),
Üç boyutlu sanatta ışığın etkisini ve önemini vurgulayan hey- 1908, Paris, Fransa
kel sanatçımız Mehmet Aksoy da bu önemi şöyle ifade etmiştir:
“Kütleyi saran boşluk ya da boşluktaki kütle bu ışık armonisinde
vücut bulur, heykel üzerinde gezinen ışık onun kan damarları;
mekân ise canıdır.” (Görsel 1.14, 1.15).
Görsel 1.14: Kayıp Analar, heykel grubu, Mehmet Aksoy Görsel 1.15: Uçlu Oval, Henry Moore, 1968-1970, İngiltere
Mekân kavramının tanımı da boşluk kavramına dayalı olarak yapılabilir. Uzay ya da mekân üç boyutlu ve sı-
nırsız boşluktur. Mekân, nesne ile temas ettiğinde sınırlanır. İngiliz heykeltıraş Henry Moore’un [Henri Mur (1898-
1986)] heykellerinde boşluklar, mekân ile bütünleştirici rol oynar. Mekân fon olmaktan çıkar, boşluk ve biçim iç içe
geçerek farklı noktalardan bakıldığında değişerek biçim-boşluk ya da biçim-mekân ilişkisine dönüşür.
20
20