Page 63 - MÜZİK KÜLTÜRÜ
P. 63

TÜRK MÜZİK KÜLTÜRÜ



                      c) Kahramanlık ve Destan Müziği: Kahramanlık-destan müziği; başarı, zafer, kah-
               ramanlık ve yiğitlik konularını içeren müzik türüdür. Bu türdeki eserler övgü dolu sözler
               içerir.
                      Destanların temel özelliklerinden biri, müzik eşliğinde söylenmeleridir. Bu durum
               hem anlatımı kuvvetlendirmekte hem de akılda kalıcılığı sağlamaktadır. Savaşçı bir toplum
               olan Hunlarda  kahramanlık öykülerine ve destanlara müzik eşlik ederdi. Eski Türklerde ko-
               puzun ozanların temel çalgısı olduğu çoğu kaynakta belirtilmiştir. Zaten ozan kelimesinin
               anlamı kopuz demektir. Oz, yay anlamına gelmekte ve kopuzu ifade etmektedir. An ise aidi-
               yet bildiren bir ektir. Bu durumda ozan kelimesi yaya yani kopuza sahip olan anlamına gelir.
               Ozanlar, kopuz eşliğinde destanların ve menkıbelerin yaşatılmasında önemli bir yer tutar.
                      Hunlar Dönemi’nde yaşayan Kırgızlar da ise sözlü geleneğin temsilcilerine akın adı
               verilir. Akın; Kırgızların kültürünü, yaşamını, tarihini sözlü gelenek hâlinde söyleyip şiir va-
               sıtasıyla kuşaktan kuşağa ileten kişidir. Bu gelenekle sözlü nazım ürünleri kopuz eşliğinde
               doğaçlama seslendirilir. Akınlar, toplumun önünde yürüyen ve toplum içinde çok önemli yeri
               ve önemi olan kişilerdir.
                      Kırgızistan’da Manasçılar, Manas Destanı’nın bugünlere ulaşmasını sağlayan ozan-
               lardır. İlk Manasçılar hakkındaki bilgiler net olmamakla bunların efsaneleşmiş kişiler olduk-
               ları sanılmaktadır.
                      Bir destan anlatılırken destanın ilgi çekmesi, akılda kalması, eski dönemlerin özel-
               liğini yansıtabilmesi ve sevilmesi açısından müzik en etkili araçlardan biridir. Destanların
               müzik eşliğinde söylenmesi onun ilgi çekiciliğini, kulağa hoş gelmesini sağlarken eserin fikri
               ve sanatsal seviyesini yükseltir.
                      Akın olmanın birinci şartı olan rüya görme ve akınlığı bu yolla elde etme inancı akın-
               lık geleneğinde oldukça yaygındır. Rüyada görülen nurani bir pir veya usta bir akın, rüyayı
               gören gence bir içecek uzatır. Bazen de herhangi bir şey içirmeden gence akınlık hakkında
               bilgi verir. Sonra elindeki dombırayı uzatarak akınlığa davet eder. Genç, rüyasında dombıra
               çalıp şiir söylemeye başlar. Bu motifi Türkistan’da yaşayan diğer Türk boyları arasında da
               görmek mümkündür. Kırgız, Karakalpak, Özbek ve Türkmen âşıklık (bakşılık, jiravlık) gele-
               neklerinde âşıklığın rüyada verilmesi motifi oldukça yaygındır.
                      Âşık tarzı şiir geleneğinin Kazak Türkleri arasındaki en eski temsilcileri jiravlardır.
               Jiravlar sadece kahramanlık şiirlerini, destanları söyler ve orduyla savaşlara katılırlardı.
               Söyledikleri şiir ve destanlarla askerlerin ruhunu savaşa hazırlar, müzik aleti olarak da sa-
               dece kopuzu çalarlardı. Fakat bu gelenek bozulduktan sonra dombıra çalan jiravlar da gö-
               rülmüştür.
                      ç) Toplantı, Tören ve Festival Müzikleri: Dans, müzik ve toplu eğlenceler Türkler
               tarafından çok sevilirdi. En eski Türk destanlarında bile şölenlere büyük yer verilmiştir. Hun-
               lar yılın çeşitli zamanlarında festivaller, eğlenceler düzenlerler; bu törenlerde at yarışları
               yapıp şarkılar söyler ve bol miktarda kımız içerlerdi.
                      Müzik her zaman bu festivallerin vazgeçilmez bir ögesi olmuştur. Hunların devamı
               niteliğinde olan Göktürklerde gök ayini yapıldığı sırada Tuğ takımlarının kullanıldığı bilin-
               mektedir. Hunların da söz konusu ayinlerde askerî müzik takımı olan Tuğ Takımını kullan-
               dıkları  tahmin  edilmektedir.  Tuğ  Takımının  yanı  sıra  ozanlar  da  eğlencelerde  önemli  rol
               oynamıştır.
                      d) Günlük Hayatı Konu Alan Müzikler: Hunların genellikle konargöçer yaşam tarzı
               sürmekle birlikte zaman zaman sabit meskenlerde oturan ve tarımla uğraşan bir topluluğa
               sahip olduğu da bilinmektedir. Dolayısıyla tarım yapan bir toplumun müziğine bu kültürün
               yansıması kaçınılmazdır.
                        Altaylardan beri tarımla uğraşmaya başlayan Türk halkının müziği yeni bir oluşumu
               da doğurur. Tarımla uğraşmak, belli bir düzeni ve toplu hâlde çalışmayı gerektirir. Toplu ça-
               lışmada müzik, ritmik bir ezgi yoluyla çalışma sürecini düzenleyen, toplu iş gücünü arttıran,
               örgütleyici bir rol üstlenir. Bu ritim bir ağızdan söylenen ezgilerle desteklenir. Tarlada ekip
               biçen Hunların çalışma ritmi içinde çeşitli ezgileri oluşturmuş olması da muhtemeldir.






                                                                                                           61
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68