Page 67 - MÜZİK KÜLTÜRÜ |
P. 67
4. ÜNİTE DÜNYA MÜZİK TÜRLERİ
4.6. AMERİKA KITASINDA İCRA EDİLEN TÜRLER
Caz: Oldukça uzun ve köklü bir geçmişe
sahip olan caz müziğinin doğuşu ve ilk gelişi-
mine dair çeşitli tahminlerden biri, Afrika’dan
köle olarak getirilmiş olan halkın, Amerika'da
New Orleans ve Mississippi deltası civarına yer-
leştirilmesi ve çalıştırılan kölelerin bu yörelerde
kendi şarkılarını söyleyerek cazın ilk notalarını
yaymaya başlamalarıdır. Afrika’nın siyah insan-
larının kendilerine has karmaşık ritim anlayışı,
melodik hat olarak hemen hiçbir şey vermeyen
ve bugünkü marimba çalgısıyla benzer ağaç-
tan yapılmış olan müzik aletleri bulunmaktay-
dı. Siyahlar, müziklerinde genel olarak diatonik
tonları kullanmışlardır İlerleyen zamanlardaysa Görsel 4.34: Caz grubu
pentatonik denilen beş seslik bir diziyi ve daha önemlisi blue note olarak bilinen pesleştirilmiş 3’lü
ve 7’li sesleri bu diziye yerleştirmişlerdir. Afrikalıların şarkıları daha çok antifonal şarkı formundadır.
Bu müzikte doğaçlama ve melodik varyasyonlara sıkça rastlanır. Afrika’dan zorla göç ettirilen halk-
lar, misyonerlerin baskısı altında gittikleri kiliseleri, maruz kaldıkları zulüm karşısında bir tür kurtu-
luş olarak görmüşler ve buralarda kendi danslarını, şarkılarını ve armonilerini ifade edebilmişlerdir.
Caz, temel olarak doğaçlama (emprovize) bir müzik türüdür (Görsel 4.34). Doğaçlamaya baş-
layan bir icracıya, arkadaşları akorlarla geri plana çekilerek eşlik eder ya da doğaçlama bir anda ve
hep birlikte oluşabilmektedir. Klasik cazda yapıtların içerisindeki form unsuruna bağlı kalınarak
icra edilen doğaçlama, bu formun içerisinde doğaçlamaya başlayan icracının aktarımının sonuna
kadar devam eder. İcracının o andaki müziğin atmosferinde söylemek istediği sözlerin bittiği yere
kadar doğaçlama sürer. Sonra icracı, doğaçlamayı, beraber müzik yaptığı arkadaşına doğaçlama-
ya devam etmesi için devreder. Diğer bir deyişle sözü arkadaşına bırakmış olur. Doğaçlama solo
icra edilebildiği gibi atışma ya da paslaşma biçiminde de icra edilebilir. Örneğin dixieland cazında
müzisyenler sırayla melodiler çalarak atışırlar. Doğaçlamanın caz müziğine ve icracılarına kazan-
dırdığı özgürlük caz müziğine yeni bir tanım getirmektedir. Bu tanım, cazın doğaçlama sayesinde
bir esere her çalınışında yepyeni bir yorum getiriyor olmasıdır. Caz tarihinin çok uzun bir dönemini
içine alan müzik anlayışındaki armonik yapı, Batı müziğine on altıncı yüzyıldan yirminci yüzyıla
kadar yaklaşık beş yüzyıl hâkim olan ve temelde gerilim ve çözülme ilkesine dayanan fonksiyonel
tonaliteye ve buna bağlı olarak gelişen fonksiyonel armoni prensiplerine dayanmaktadır. Fonk-
siyonel armonide birinci derece akoru (I) armoninin merkezinde yer alır. Dizi içerisinde yer alan
diğer tüm akorlar, bu akordan uzaklaşma ya da bu akora yönelme işlevindedir. Bu işlevler temelde
sub-dominant (SD), dominant (D) ve tonik (T) adı verilen kategorilerden oluşur. Bu sıralamada SD
ilerleme, gerilime hazırlık; D gerilim; T rahatlama, çözülme işlevini üstlenir. Fonksiyonel armonide
diyatonik dizilerin dereceleri üzerine kurulan tüm akorlar bu üç kategoriden birinde yer alır. Üçlü-
lerle kurulan ve üç sesten oluşan akorlara triad, üçlülerle kurulan ve dört sesten oluşan akorlara ise
yedili akor denir. Fonksiyonel armonide yedili akorlar uyumsuz (dissonans) kabul edilirken cazda
bu aralık uyumlu hâle gelmiştir. Caz müzikte keman, flüt, akordeon, mandolin gibi çalgılar genellik-
le kullanılmaz. Caz müzik topluluklarında genellikle saksafon, trompet, klarnet, trombon, piyano,
kontrbas, gitar gibi çalgılar kullanılır ve insan sesi ön plandadır.
66