Page 71 - MÜZİK KÜLTÜRÜ |
P. 71
4. ÜNİTE DÜNYA MÜZİK TÜRLERİ
Bu konçertoyla, Türkiye'de ilk kez geleneksel bir çalgıyı solo olarak değerlendirdi. Söz konusu
eser, Batı müziği orkestrasında bir klasik Türk müziği çalgısına yer verdiği için özel bir öneme sa-
hiptir.
1942'de bestelediği Viyolonsel Konçertosu üzerine A. Lalauni, Viyolonsel Konçertosu ile Ferit
Alnar, Doğu ile Batı'nın müzik birleşimini çok iyi başaran bir kişiliktir. Kompozitör Alnar'ın, orkestra
şefi Alnar'ı aştığı bir gerçek, fakat o, orkestra şefi olarak da hiçbir yönden geri kalmıyor.” demiştir.
Bu değerlendirme, Alnar'ın hem besteci hem de orkestra şefi olarak etkileyici becerilere sahip ol-
duğunu göstermektedir.
Mersin Üniversitesinde Hasan Ferit Alnar’ın 100. doğum günü anısına, 27 Kasım 2006 tarihin-
de bir konser verildi. 100. doğum yılı başka konserlerle de kutlandı. Alnar, 27 Temmuz 1978 tarihin-
de Ankara'da yaşamını yitirdi. Türk müzik tarihinde önemli bir yeri olan müzisyen, dünya çapında
tanınmaya ve hatırlanmaya devam etmektedir.
*Komisyon tarafından düzenlenmiştir.
Bilgi Notu
Müzisyenin enstrümanı: Enstrüman, bir müzisyenin düşünce ve duygularını ifade edebil-
mesi için en önemli araçlardan biridir. Bu yönüyle enstrüman, eserle müzisyen arasında bir köp-
rüdür. Enstrümanla çok güçlü ve yönlü bağlar kurmak müzisyenler arasında sıkça karşılaşılan bir
durumdur. Pek çok müzisyen, enstrümanına bir isim de takmaktadır. Dolayısıyla bir enstrüman
müzikal anlamda basit bir ham madde olarak düşünülmemelidir. Müzisyeni anlayan ve müzisye-
nin dünyayla bağlantı kurmasını sağlayan en güçlü araçtır. Bu yüzden enstrümanları kişisel araçlar
içinde düşünebiliriz. Bir müzisyen, enstrümanını asla zarar görebileceği bir pozisyonda bırakma-
malı, hocası dışındaki hiç kimseye mecbur kalmadıkça vermemelidir. Enstrümanın tel veya diğer
bakımlarını muntazam olarak yapmalı ya da bir ustaya yaptırmalıdır. Bu bakım işlemi sadece ens-
trümanın sağlığı için gerekli değildir. Enstrümana gösterilen özen, müzisyenin birlikte müzik yaptı-
ğı meslektaşlarına olan saygısının da işaretidir. Zira entonasyonu bozuk bir enstrüman, orkestranın
diğer üyeleri için son derece rahatsız edici olabilir. Ayrıca bilinmelidir ki enstrümanın vücuda temas
eden yerleri zaman içinde deforme olmaya başlayacaktır. Bir başka sorun da özellikle yaylı sazlarda
karşımıza çıkmaktadır. Yaylı sazlarda arşedeki reçine enstrüman üzerinde birikir. Bu da ilerleyen
zamanlarda hem enstrümanın akustik performansını hem de görselliğini olumsuz etkileyecektir.
Ayrıca insan teri, enstrüman yüzeyini koruması için sürülmüş olan vernik vb. kaplamaları zamanla
çözeceği için sonraki yıllarda enstrümanın zarar görmesine sebep olur. Bundan ötürü bir müzisye-
nin en önemli görevlerinin başında enstrümanını korumak ve bakımlarını düzenli biçimde yapmak
gelir. Enstrüman çalındıktan sonra mutlaka kılıfında muhafaza edilmelidir. Enstrümanı kılıfa koy-
madan önce kuru bir bezle temizlemek ve daha sonra kılıfa yerleştirmek gerekir. Eğer üflemeli bir
saz çalınıyorsa çalgı çalındıktan sonra öğretmenin öğrettiği gibi hassas bir bezle temizlenmelidir.
Bu temizlik sadece müzisyenin kendisine değil, beraber çaldığı müzisyen ve öğretmenlere duydu-
ğu saygının da ifadesidir.
Luthier: Enstrüman yapan ve tamir eden kişiye, “luthier” denir. Kelime, “luthiye” olarak telaffuz
edilir. Bu meslek grubu müzisyenler için çok önemlidir. Kırılan veya hasar gören enstrümanlarımı-
zın onarımını yaptırmak için luthierlere ihtiyaç duyarız. Luthierler sadece kırılan enstrümanlarımızı
onarmakla kalmaz, sıfırdan bir enstrüman da yapabilirler. Bugün dünyanın en iyi enstrümanları,
fabrikalardan değil, bir luthierin elinden çıkmış olanlardır.
Daha fazla etkinliğe karekodu okutarak ya da aşağıdaki bağlantıdan çevrim içi ulaşabilirsiniz.
70